Binbir emekle kurulmuş Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. Yıl dönümünde, başta kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk'ü ve kuruluşa emeği geçenleri minnet ve rahmetle anarken…
Cumhuriyetin kuruluşunun 100. Yıl dönümüne yaklaştığımız bu günlerde bizde bir coşku bir heyecan…
Küllerinden var olduktan sonra yok oluşa doğru giderken Aziz Nesin in"Deliler boşaldı" öyküsünü anarak, bu sefer "Şeyhler- şıhlar" boşaldı diyor ve bu ortamda cumhuriyet sevincimizi , sevdamızı dile getiriş biçimimiz bana "vallahi miras yedi gibiyiz" dedirtiyor.
Tutturmuşuz bir "Cumhuriyet sonsuza kadar yaşayacak." Elbette bundan şüphemiz yok ama nasıl?..
"Bekçisiyiz biz cumhuriyetin" Görevimizi iyi yapmamışız demek ki !… Sözde bekçilik yapacağımıza taş üstüne taş koyaydık bari..
Atatürk çocuklarıyız, gençleriyiz gibi vs. vs. Gençliğe Hitabey i anlayabilseydik!….
Birde elde bayrak lay lay lom İzmir marşı "İzmir'in dağlarında çiçekler açar". Artık o dağlarda ormanlar yok ediliyor, siyanürler akıyor…
Onuncu Yıl Marşı'nı da unutmayalım
"Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan"
Hadi ordan bizi gidi bizi miras yedi cumhuriyet çocukları. 15 yılda örülen Demir ağlara kaç metre ekledik?
Cumhuriyetin nimetlerinden yararlanarak yaşarken onların nasıl tükendiğini içimiz yana yana seyrettik.
Hani laiklik, hani öğretim birliği, hani tekke ve zaviyeler yasası, hani yasalar, Anayasa?
Niye birileri gibi çıkıp, laiklik elden gidiyor, öğretim birliği bozuluyor, tekkeler, medreseler yeniden açılıyor cumhuriyetin tüm kurumları bunlara göre düzenleniyor diye bağırmadık?
Hani nerde Hıfzısıhha Enstitüsü?
Hani Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu?
Halk evleri?
Niye sormadık? İlimden, bilimden niye uzaklaşıyoruz?
Aşı üretirken aşı satın alır olduk, dilimizi arındırırken Arapça'yı okullara soktuk, tabelalarımızı yabancı dillerle süsledik.
Tarihimizi dizilerden yalan yanlış öğrenir olduk, 12 adayı Lozan da değil 1912 de verdik diye niye haykırmadık?
Hani? Sümerbank'lar, şeker fabrikaları, tütün fabrikaları, Tekel'ler, Telekom yani bilimum KİTler , limanlar, Atatürk hava alanı ,vb bizim olanlar?
Bize ait , bizim olan ne kaldı.
Cumhuriyeti kuranların para vererek yabancılardan satın alıp bize kazandırdığı her şeyin yeniden yabancılara satılışına niye seyirci kaldık?
Hani modern tarım politikamız?
Hani "köylü milletin efendisiydi"?
Topraklarımız yabancılara satılırken, ormanlarımız, derelerimiz bilumum doğamız katledilirken,
madenlerimiz yabancılara verilirken,
çiftçi toprağını ekip biçemez duruma düşerken,
tarım ürünleri ihraç eden bir ülke iken tarım ürünlerini ithal eder hale nasıl geldik diye niye coşmadık????…
Hani merkez bankamız?
Kefen paramız nerde diye sormadık!….
Şimdi kalkıp;
bütün kuralları çiğnenmiş, kurumları bozulmuş bir cumhuriyetin yıl dönümünde içimize sine sine yüreğimiz burulmadan, göğsümüzü gere gere
"Türküz göğsümüz cumhuriyetin tunç siperi" diyebilecek miyiz?
"Bir hızla kötülüğü, geriliği boğarız
Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız"
diyebilecek miyiz?
Demem o ki
10. yılında haklı bir bir gururla söyleyenler gibi, biz 100. Yılında aynı gururla ve sıkılmadan söyleyebilecek miyiz?
Ah!!!
O, hala "bütün dünyanın saydığı baş kumandan" dile gelseydi "yoktan var ettiklerimizi miras yedi gibi saçıp savurmuş birde eğleniyor musunuz?" demez miydi?