By TC Hasan Gömleksiz on Pazartesi, 05 Ekim 2020
Category: Siyaset

MÜMTAZER VE MEHMET ALİ

Bu gün, bir kez daha anladık ki, devir değişse de ülkücünün kaderi değişmiyor.
Ne yazık ki içte de, dışta da acı gerçek budur.

Ömrünü Türkmenlere adayan eski Mersin ocak başkanı Mehmet Ali Öztürk gibi ülkücüysen,
Türk'sen, Türk milliyetçisiysen kimse sana sahip çıkmaz, CIA'nın elinde Birleşik Arap Emirliği zindanlarında çürürsün.

Ama Mümtazer gibi Fetöcüysen Avrupa, Amerika hatta MHP bile seferber olur çıkman için elinden geleni yapar. Aralarındaki tek fark birinin ülkücü diğerinin fetöcü olmasıdır.

Meseleye nerden baktığımız önemli
Meseleye muhterem arkadaşlarımız gibi duygusal yönden bakarsak
Bizim Fetöcülerimiz, diğerlerinin Fetöcülerinden iyidir.
Ama yok, meseleye ülkücülük ve Türk milliyetçiliği açısından bakarsak
Bizim Fetöcülerle, diğerlerinin Fetöcüleri arasında hiçbir fark yoktur.

Ne adamlar yetiştirmişiz be! Ne adamlar… Derman yetmiyor.
Ülkü Ocakları genel başkan yardımcılığı yapıp, onca dergi çıkarıp, ''Türklüğün sembolü BOZKURT değil, köpektir'' diyebilmek, diyebilecek ruh halinde bir adamı yetiştirmek kolay değil.

Kimi katar katar ülkücüleri menzile götürdü. Kimi tahta sakal oldu. Kimi ANAP'lı, kimi DYP'li, kimi CHP' li kimi AKP'li oldu. Hiç biri gerçek MHP'li, gerçek ülkücü olmadı. MHP'li ve ülkücü olmayı hep başka bir şey olmak için kullandılar. Sakın yanlış anlamayın bunların hiç biri kara budundan kara çeri değil beyler. Bunların hepsi genel başkan, genel başkan yardımcısı, dergi, ya da gazete çıkaran adı büyük ülkü devleri(!)

Çakal oldular, çaşıt oldular, dönek oldular, Fetönün hatta Melih'in bile köpekliğine tenezzül ettiler de.
Ama nedense bir türlü istisnalar hariç taban gibi saf ve samimi arı duru ülkücü olmadılar olamadılar.

Bu hallerin, bu marazların, bu satışların, bu kaosların, bu ihanetlerin bu üçkâğıtların, bu çıkar ve düzenbazlıkların sorumlusu hep onlar. 

Ülkü Ocakları Dergisine, BOZKURTTAN başka amblem olabilirmiş gibi, amblem yarışması bile düzenledi bu düzenbazlar.

Sayelerinde mitçilik, İslamcılık, tarikatçılık, ve adamcılığın envai çeşidini gördük. 
Bir Fetöcülük kalmıştı, sağ olsunlar onu da tamamlamışlar. 
Adam, ta o zamandan fetöcüymüş ya, ne bilsin Anadolu'nun saf ülkücüsü. 

Milli ve güncel konularda ki tavır ve davranışlarını gördükçe, bu günlere boşuna gelmediğimizi bir kez anlıyoruz. Senelerce yaptıkları hep aynı, ya göz göre göre bilerek ve isteyerek yanlışa çanak tutuyor. 
Ya da ustaca sanki bu konu kendilerini hiç ilgilendirmezmiş gibi susuyorlar. Bu da onlardan biri.

Arkadaş! İnsan tamam ölçüsü olmayan şeylerde anlaşamaz da, ölçüsü olan şeylerde de bu kadar savrulmaz ki. Allahtan derin konulara girmiyoruz. Girsek demek ki tümden hapı yutacağız.

Adam açık açık ülkücü ve milliyetçi olmadığını söylüyor. Daha ne desin? 
Ama siz hala ülküdaşım ayaklarındasınız. Ülküdaşlık bu kadar mı ayağa düştü arkadaş 

Efendim neymiş te ülküdaşlarıymış kurban olsun ülküdaşlığa. 
Neden kardeşiniz, ağabeyiniz, dostunuz arkadaşınız olmuyor da, ülküdaşınız oluyor? 
Babanızın payesini mi dağıtıyorsunuz beyler? Milliyetçiliğin ayaklar altına alınması gibi ülkücülüğünde ayaklar altına alınmasından zevk mi alıyorsunuz? 

Biz mi söylettik ona, köpeğin bile önüne atsan yenilmeyecek o sözleri?
Biz mi attık onu ülküdaşlıktan? 
Yoksa zevk alarak, alay ede ede o kendisi mi yaptı bütün bunları. 
Adam elinde kılıç kafasına göre senelerce keyif alarak tadını çıkara çıkara kesip biçmedi mi milleti? Bunlar olurken siz neredeydiniz?

Dönünde ülküdaşımız dediğiniz adamın söylediklerine, yaptıklarına bir bakın.
Sizin için önemli değilse bizim için önemlidir arkadaş!
Bir adam, hem ülkü ocakları genel başkan yardımcılığı yapıp, hem de milliyetçilikle, Türk'le, Türkçülükle, Atatürk'le, Türkeş'le, cumhuriyetle bu kadar dalga geçemez.
Ülkü ocakları havası çekmiş hiçbir ülkücü Apo'ya paşalık, Türk asker ve subayına yağlı kazık öneremez.

Efendim neymiş te vefaymış tamamda, vefa da ne vefası? Şu vefanın altını bir çizin!
Dostluk arkadaşlık adınaysa eyvallah. Kim dostuna, arkadaşına üzülüp sevinmez ki. 
Ama ülkücülük adınaysa kusura bakmayın. 

Adam koskoca ülkeyi küresellere peşkeş çekecek, Allahsız bir dincinin emrinde Türk milletine kan kusacak biz de susup bağrımıza basacağız öyle mi? Ülkücülük bu mu yani şimdi. 

PKK dan bile daha tehlikeli bir örgütün, en sadık ve en keskin kalemşöründen bahsediyoruz.
Hiç düşündünüz mü, hakkı hukuku yenilen, dışlanan, ötelenen onca ülkücü varken neden o?

Türk milliyetçiliği ve ülkücü hareketin içine akıtılan onca zehri unutup ahde vefacılık oynayacaklara tavsiyemiz arkadaşlıkla Türk milliyetçiliği ciddiyetini bir birine karıştırmamaları.

Ha gayret! Kirletmediğiniz bir ülkücülük kalmıştı onu da kirletin bakalım sonumuz ne olacak? 

Bu gidişle nasıl olsa bir kriteri yok. Yakında ibneleri, PKK lıları, vatan ve millet düşmanlarını da ülkücü ilan edersiniz artık.

Efendim kardeşi ülkücü şehitmiş, tamam da kardeşini konuşmuyoruz ki biz.
Evet! Kardeşi ülkücü ve şehit. Başımız gözümüz üstüne de. Peki! kendisi ne?

Kendisi dış güçlerin maşası olarak, bu ülkenin, bu milletin insanlarına, meclisine, askerine, polisine çatır çatır kurşun sıkıp, havadan uçakla kendi milletini bombalayan, Türk ve Türkiye düşmanı bir terör örgütünün şakşakçısı değil mi? Bunu biz biliyoruz da siz bilmiyor musunuz

Adamda ele alınacak, savunulup sahip çıkılacak bir ülkücülük var da biz mi görmüyoruz? 
Bir değil, iki şehidin yakını, hatta Türkeş'in, Atsız'ın oğlu olsa ne yazar. Hep birlikte Türkeş'in oğluna verip veriştirmedik mi?

Kaldı ki ilk değil ki bu. Kendisi şehit olup ta ağabeyi komünist, ailesi solcu bir sürü şehidimiz var bizim.
Siz, adamın yazdıklarını okumadan, söylediklerini dinlemeden nasıl böyle bir karar verebiliyorsunuz?

Amacınız ülkücülük değil de, bir yerlere selam çakmaksa kusura bakmayın. Ülkücülük kimsenin oyuncağı değil. Oralardan övgü alırken, ülkücülerden de ağzınızın payını alırsınız.

Lütfen! Adınız ve geçmişiniz ne olursa olsun arkadaşlıkla ülküdaşlığı 
Başka şeylerle de ahde vefayı birbirine karıştırmayınız.


HASAN GÖMLEKSİZ 05 / Ekim / 2020

Related Posts

Leave Comments