Önce Mehmet Kızıldağ ağabeyden alıntı yaparak başlayacağım;
"Nerede hata yapıldı?
Siyaset milleti anlama, halkın istek ve arzularının önceliklerini tespit etme stratejisidir.
Bu seçimde gördük ki,en büyük yanlış,teşkilatların,yetersizliği ve işi bilmemesidir.nasıl olsa halkta bir beklenti,yeni bir umut çare olacak yeni bir alternatife ihtiyacı var olduğu zehabına kapılmanın yanlışına düştüler. Buna birde kamuoyu araştırmaların yükselen görüntüsü teşkilatı iyice havaya soktu,oysaki sahip olamadığın şey başkaları tarafından sahiplenilir.
Taşra teşkilatları özellikle önemsenmedi sadece Genel başkanın karizmasının yeterliliğine güvenmenin rehaveti adeta uyuttu.halkta karşılığı olmayan,kimseleri atama yanlışına düştüler,kamuoyu tarafından tanınmayanlar,kendileri bile hayal edemedikleri makamlara gelmenin hayretini yaşadılar.
-Yahu ben ne önemli adammışım beni bu güne kadar neden fark edemediler ki, havasına kapılan teşkilat başkaları bu durumu doğurdu.Teşkilat yönetimi seçim bürolarının arka kısmındaki odalarının koltuğunda kafa dengi arkadaşlarıyla çay içip tabiri caizse geyik muhabbeti yapmayı parti çalışması sandılar." Mehmet Kızıldağ
Bu satırlar seçimlerden önce kaleme aldığı için önemli. Yoruma katılıp katılmamak sizlerin hakkı. Yalnız eşek çamura saplanınca yol gösteren çok olur mantığından uzak bir şekilde düşünün. Bu satırlar ve daha fazlası seçimlerden önce ilgili yerlere iletilmiştir…
Aynı duygularla seçimlerden önce IYI Parti Hatay mitingi sonrası yazdığım ve ilgili yerlere ilettigim düşünceleri buraya özetleyeceğim. Bu bir analiz filan değil. Yapılan bazı tespitler sadece. Hatay mitingi sonrası " yetkim olsa Hatay'ın bir iki ilçesi hariç bütün teşkilatları feshederim " demiştim ve hâlâ aynı düşüncedeyim. Bu kadar pasif bir seçim yaşanmamıştır galiba. Adaylar doğum yeri Hatay ama Hatay ile bağı ne kadar bilen bile yok. Bu durum bir çok ilde geçerli bir durum.
Genel başkanın tabanda karşılığı var bizim çalışmamıza gerek yok mantığı bu tabloyu ortaya koymuştur. Bu tablo kimine göre başarıdır kimine göre başarısız. (Burası da ayrı bir tartışma konusu.)
IYI Parti limitleri o kadar yüksek tuttu ki bu arzulanan bir durumdu. Fakat bu yüksek limit için bazı teşkilatlar çok zayıf kaldı. Ayakkabı eskiten siyasetçi profili yoktu bir takım il ve ilçelerde. Bazı il başkanları bırakın ayakkabı eskitmeyi odalarından bile zor çıktı dışarı. Hal böyle olunca adaylarda aynı havaya girdi.
Sosyal medya üzerinden bazı düşüncelerimi yazıp yine ilgili yerlere iletmiştim.
Para yoktu tamam. Medya karartması vardı tamam. Yeterli propaganda imkanı bulunamadı tamam…
Iyi de bunların olacağı bilinmiyor muydu? Sanki parti kurulurken bütün medya yanınızda mıydı? Bu karartmayı hani çalmadık kapı bırakmayarak aşacaktınız?
Genel merkez yöneticileri toptan aday olunca sormuştum " sizler aday olurken galiba sayın Akşener kazanamaz diye düşünüyorsunuz" diye. Evet adayların büyük bölümü oturup sonucu bekledi. Amaç koltuk kapmaktı başardınız.
"Dere geçerken at değiştirilmez " demiş atalarımız. Siz bu işin cefasını çekenleri sizinle her türlü çileye talip olanları unuttunuz birden bire sayın Akşener. Kimler sizi yanılttı biliyorsunuz aslında. Çıktığınız yolda kimlere güvendiniz kimler sizi yolda bıraktı gördünüz ise gereğini yapın. Sonu ne olursa olsun gereğini yapın.
Bu seçimin analizi daha sonra iyice yapılmalı tartışılmalı...
Doğan Ay