By Izzet Karatay on Perşembe, 19 Mayıs 2016
Category: Siyaset

SIKILDIM GÜNDEMDEN

Refah sağlamış ve demokrasisi işleyen ülkeler ayda bir gündem bulursa imana gelip şükür çekiyorlar. Ülkemizin ise belli başlı bir gündemi yok. Bir günde birçok meseleyle karşılaşabiliyoruz. Gündeme doyduk, kusma noktasındayız.

14 yıllık iktidarda teröre tanınan müsamaha sayesinde her gün şehitlerimizi anıyoruz. (Sevmiyorum şehit haberi paylaşmayı. Çünkü bu, terörün niyetine destek oluyor gibime geliyor.) İktidar denen olgu bu müsamahayı o gün de lehine kullanabildi, bugün de kullanabiliyor. Bu nasıl olabiliyor?Açıklaması elbette [Ülkemizde halâ varsa] bilim adamlarının işi. "2013 açılım sürecinde şartlar farklıydı" diyenler bile çıkabiliyor ve o da alkışlanabiliyor. İlginç ama çok ilginç bir dönem yaşıyoruz millet olarak…Açıklaması bilim adamlarının işi de, sosyologlar "egemen"e boyun eğmiş, psikologlar kaç yüzyıl öncesinde yaşıyor, felsefeci zaten emekliye ayrılmış. Türk olmayan ve Türk tarihinden habersiz biri en tepemize yerleşmiş, hem de Türk'ün eliyle…

İlahiyatçılar derseniz yüzlerine ne kadar tükürseniz azdır. Rızk korkusuna "küfr"ün ve "şirk"in dibine vurdular. Bu süreçte anlaşıldı ki Tanrı'ya inandıkları yalan! Aslında, adına "Allah" dedikleri bir puta tapıyorlar. Özü gitmiş, ritüeli tavan yapmış bir putperestliği enjekte etmekteler topluma. Biri çıkıp "yolsuzluğun hırsızlık olmadığı"nı söyledi ve diğer ilahiyatçılar sus pus oldular. Yıllarca yaptıkları "Dilsiz Şeytan" edebiyatları artık sadece "mişli geçmiş" zamanda kullanılabilecek anlayacağınız: "Bir varmış bir yokmuş, develer tellal iken, pireler berber iken, anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, memleketin birinde, iyiler iyisi bir padişah varmış" …

Her şeyin üstüne hukukçular. Taraf olmuş hukuk bir ülkenin ölümüdür, anlamıyorlar. Tüm dünyanın yok olacağı bir patlama olsa sağ kalacaklarını sanan dizi kahramanları gibiler. "Ağaçkakan Woody" taraf olmuş hukukçudan yeğdir, o derece…

TERBİYESİZLİĞİN DİBACESİNE GELELİM

Rakibi 400 oy aldığında "fitneyi önledik" diyen bir siyasi lider düşünün ki sıfatı "bilge lider." Kendi delegesine hakaret eden öyle bir bilge ki toplumu 36'ya bölmüş fitne fesat takımı bu lideri öve öve bitiremiyor.

Birkaç ayda 2 milyon oy kaybetmesi karşısında seçmenine hakareti bir yana, yetkilendirilmiş delegesinin yarısı KURULTAY için imza vermişken delegesini "hain, fitneci, nifak sahibi (münafık), uluslararası işbirlikçi" ilan eden biri nasıl "bilge lider" olabiliyor? Belli ki amacı en azından baraj altı kalacak kadar seçmenini küstürmek. Bilgelik, gerçekten böyle bir hüner istiyor…

Birçok örnek sayılabilir ama en dokunaklısı, en acıklısı iktidar projelerine "olabilir" derken kendi delegesine "hain" demektir. Delegesinin en az yarısına "hain" diyen lider, evet, muhalifler haklılar; bizzat kendisi bir projesinin adamıdır: Baş Proje…

* * *

Tek bir harf cümlenin anlamını tamamen değiştirebiliyor. "Bizi gömmek" ile "bize gömmek" arasındaki fark gibi...

Related Posts

Leave Comments