Yeni parti her şeyden önce toplumdaki kutuplaşmayı bitirecek, herkesi kucaklayabilecek, en önemlisi ise ahlaki çürümenin önüne geçebilecek bir parti olmalıdır.
Muhalif kesimde yeni partinin kurulması beklenirken en çok tartışılan konuların başında kurulacak yeni partinin ideolojisinin ne olacağı. MHP gibi bir ülkücü parti mi? Yoksa Demokrat parti, ANAP gibi sağ seçmeni kucaklayacak bir merkez sağ parti mi?
Bu soruya cevap vermeden önce toplumun sosyal ve psikolojik yapısına bakmamız gerekiyor. Son 15 yılda toplumun nasıl bir dönüşüm geçirdiğini analiz etmemiz gerekiyor. Ancak bu analiz sonucunda yeni partinin kendisini nasıl tanımlaması gerektiği hakkında sağlıklı bir yorum yapabiliriz.
15 yıllık AKP iktidarı dönemini incelediğimizde toplumdaki en önemli değişimin kutuplaşma olduğu açıkça görülüyor. Toplum hiçbir dönemde olmadığı kadar kutuplaştı, bölündü. Particilik ise bir futbol takımı tutar gibi fanatiklikten bile ötesine geçerek rakip partiyi yok etmek isteyen bir ruh hastalığına dönüştü. İnsanlar tahammülsüz, insanlar gergin, insanların ruh sağlığı ciddi derecede bozuk…
Şöyle bir geçmişe dönüp bakınız. Türk tarihinin hiçbir döneminde böyle bir tablo göremezsiniz.Sağ-sol kavgalarının olduğu 1970'li yıllarda bile bu düzeyde bir kutuplaşma olmamıştır. 1970'li yıllarda kavga gençler arasındaydı. Orta yaş ve üstü kesimde bir bölünme yoktu. Şimdi ise toplumun tüm yaş gruplarında bir bölünme var. Gencinden yaşlısına büyük bir yarılma var
Bölünmeden daha kötüsü ise toplum vicdanımızı kaybettik. Bence en büyük sorunumuz da bu… Artık bir yüz kızartıcı olay olduğunda suçu işleyenin ideolojisine bakar olduk. Eğer hırsız bizim görüşümüzden ise "Benim hırsızım iyidir" diyerek göz yumuyoruz. Eğer katil bizim görüşümüzden ise "Benim katilim iyidir" diyoruz.
Vicdan duygumuzu o kadar kaybettik ki tecavüzcüleri bile savunan bir toplum haline geldik. Ensar vakfında 45 çocuğa tecavüz edildiği rezil olayı hatırlayınız. Normalde toplumun her kesiminin tepki vermesi gerekirken iktidar yandaşı kesim sustu. Çünkü Ensar vakfı iktidara yakın bir vakıf olduğu için sesini çıkaran olmadı.
Bazı kendine gazete diyen paçavralar ise yandaşlığı o kadar ileri boyuta taşıdı ki Ensar vakfı kapatılsın diyenleri İslam düşmanlığıyla suçladı.
Ensar vakfındaki tecavüz olayından sonra yüzlerce tecavüz olayı yaşandı ama iktidar kesiminden hiçbir ses çıkmadı. Çünkü tecavüz edilen çocuklar dini vakıflarda, Kur'an kursunda eğitim gören çocuklardı.
Ramazan'da içki içeni görünce linç etmek isteyen sözde Müslümanlar aynı hassasiyetin binde birini tecavüzcülere, sübyancılara göstermedi. Çünkü sübyancı kendi sübyancısı olduğu için iyiydi. İşte bunun adı ahlaki çürümedir. Tükenmişliğin son noktasıdır.
Şimdi bu tablo göz önünde bulundurularak yeni partinin ideolojik duruşunun ne olması gerektiğini konuşabiliriz.
Yeni parti her şeyden önce toplumdaki kutuplaşmayı bitirecek, herkesi kucaklayabilecek, en önemlisi ise ahlaki çürümenin önüne geçebilecek bir parti olmalıdır.
MHP gibi katı Milliyetçi ideolojiye sahip bir partiyle toplumdaki hasar tamir edilemez. Çünkü herkesin reddedemeyeceği bir gerçek var. Türkiye'de sadece Milliyetçilerin desteğiyle bir partinin iktidara gelmesi mümkün değildir. Türk milleti çok partili sisteme geçildiği günden beri muhafazakâr karakterde olan, Milliyetçiliği savunsa da uç noktalarda yer almayan merkez sağ denilen partilere oy vermiştir. Türk milleti uç noktaları sağda da solda da sevmez. Ortadan gitmeyi sever. Bu yüzden uç noktada olmayan sağ partiler her zaman büyük destek görmüştür.
Şimdi bazıları bu yorumuma kızabilir ama kızsanız da gerçek bu…
Ha bizim için iktidar olmak önemli değil sadece kendimiz gibi olanların olduğu bir parti istiyoruz da diyebilirsiniz. Saygı duyarım ama bir tavsiyede bulunmadan da geçemeyeceğim.
Madem iktidar hedefiniz yok siyasi parti değil dernek kurun. Sadece sizden olanlarla ideolojinizi savunursunuz. İktidar hedefi olmayan bir siyasi partinin siyasette yeri yoktur. İktidar hedefin yoksa seçime girmenin ne anlamı var? İdeolojimizi ne kadar yaydık diye mi merak ediyorsunuz?
Bu yorumuma bakıp tamamen milliyetçilikten uzak bir partinin kurulmasını savunduğumu sanmayın. Benim demek istediğim MHP'nin kopyası olan ülkücü bir partinin hiçbir faydası olmayacağıdır. MHP'nin aynısı olacaksa yeni partiye ne gerek var? İnsanlar orijinali varken kopyasına neden oy versin?
Yeni parti Milliyetçililiğe sahip çıkan ama açık açık uç noktada Milliyetçilik yapmayan, toplumu kucaklayabilecek bir parti olmalıdır. Öyle bir siyaset dili geliştirilmeli ki partisinden memnun olmayan ama mecburiyetten oy veren AKP'liler ve CHP'liler oy verebilmelidir. Ancak bu sayede başarı sağlanabilir.
AKP'li ile CHP'liyi aynı partide buluşturabilecek bir siyaset dili geliştirmeyi ilkesizlik kabul edenler olabilir ama kesinlikle ilkesizlik değildir. Bu ülkede oy verdiği partiden memnun olmayan ama "Başka hangi partiye oy vereceğim ki" diyerek mecburen oy veren milyonlarca sağ ve sol seçmen var. Yeni parti işte bu umutsuz seçmen kesimine bir umut, bir çıkış kapısı olmalıdır.
Şunu asla unutmamalıyız… Bu ülkenin kurtuluşu için sağcılar ve solcular asgari noktada yan yana gelmek zorundadır. Her iki görüşün uç noktada olanlarını dışarıda tutuyorum. Marjinal gruplar dışında kalanlar kucaklaşabilmelidir.
Kurulacak olan yeni parti, yeniden kardeş olmanın, sarılmanın, birlik ve beraberliğin partisi olmalıdır.
Kurulacak olan yeni parti, ahlakın, toplum vicdanının yeniden inşa edileceği parti olmalıdır.
Şimdi ayrışma değil birleşme zamanı… Birleşmeden ne sen güçlü olabilirsin ne de ben… Ya birlik olacağız… Ya birlik olacağız… Başka yolu yok.