Birilerinin dilinden yine "Saygı" ve "Ahlak" kelimesi düşmüyor! (Mevzuya geçmeden önce olayı anlatalım)
Bu sabaha yine tatsız, tutsuz bir haberle uyandık. Alparslan Türkeş'in emaneti olan Erciyes Kurultayını düzenleyen Tertip Komitesinin Başkanı Necip Dinçer'i gözaltına almışlar. Neyse ki şu an kendisi serbest bırakıldı.
Gözaltına alınmasının asıl sebebi bir sosyal medya paylaşımı ama işin süsü FETÖ!
Hukuk devletlerinde "Hakaret Davası" süreci nasıl yürür anlatalım.
Hakarete uğradığını düşünen kişi veya kurum durumu mahkemeye bildirir, mahkeme eğer hakaret var ise kişiye ceza verir. Hukuk devletlerinde süreç budur.
Tek adam rejimlerinde ise süreç böyle işlemez. Eğer kişi iktidar karşıtıysa bayram seyran dinlenmez apar topar götürülür. Tabi işe hukuki kılıf uydurmak için işin içersine birazcık "Terör" sosu katılır.
Amaç adalet değil iktidara muhalif olan kimselere gözdağı vermektir.
Necip Dinçer'in FETÖ'cü olmadığını kendisini tanıyan herkes bilir, mevzumuz bu değil. Adam merhum Ozan Arif ile beraber Alparslan Türkeş'in emaneti diyerek Erciyes Kurultaylarını düzenledi. Ne FETÖ'sü onu bir geçin!
Biz Mevzumuza geçelim, mevzumuz birilerinin son günlerde dilinden düşürmediği "Siyasi Ahlak" ve "Saygı" kavramları.
Çokça kullandıkları bir söz var ve bende katılıyorum o söze "Sevmeyebilirsin ama görüşüne saygı duyman gerekir"
Doğru ama eksik, zira karşı tarafta bize aynı saygıyı göstermeli. Tek taraflı olmaz o iş!
Necip Dinçer olayında olduğu gibi, paylaşımda hoşuna gitmeyen bir şey varsa git mahkemeye ver hakaret davası aç. Yasal bir hak bu buna zerre sözüm yok. Ama FETÖ'cü bilmem ne diye neden çamur atıyorsun. Yıllardır bu ülke vatandaşlarının yarısına takındığınız tavır bu, ondan sonra saygıdan bahsetiyorsunuz!
Hem "Saygısızlık" sadece söylemle olmaz, bazen eylemle de olur.
Mesela "İktidar partisinden hesap soracağız" diye milletten oy toplayıp, secimden sonra iktidar partisiyle ittifak kurmak size oy verenlere saygısızlıktır. Hele hele "Biz size bunun için oy vermedik" diyenleri "Fitneci" ilan etmek tümden saygısızlıktır.
Sizin için ne önemi var değil mi oy verenlerin?
Ne olacak, iktidara yanaşınca oy verenin rengi değişir sadece!
İşte size oy verenlere bile saygınız bu kadar.
Bir diğer husus ise "Siyasi Ahlak"!
Geçen günlerde Devlet Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nun, gerekirse yeni kurulan partilere yirmi milletvekili veririz sözüne tepki gösterdi.
Siyasi ahlaka sığmazmış!
Tek bir soru soracağım.
Seçimden sonra vekillerin parti değiştirmesi ile seçimden sonra partinin 180 derece çizgi değiştirmesi arasında ne fark var?
Hatta bence diğeri çok daha masum. Zira o 20 milletvekili çizgi değiştirmiyor.
Bir de yandaş gazetenin bir tanesi Erciyes Kurultayına katılanlar için "MHP Düşmanları" demiş.
Yahu dağda ulumayı Milliyetçilik sana şahıs bugün MHP'den milletvekili.
MHP'ye bundan daha büyük düşmanlık olabilir mi?