- Ekonomiden güvene, eğitimden yolsuzluğa dünya sıralamalarında niçin diplerdeyiz?
- Efendim insan sermayesi, sosyal sermaye, fırsat eşitliği; kurumların kalitesi…
- Bizim parti niçin "çukura düştü çıkamaz, pır pır eder uçamaz"?
- Siyaset stratejisi, siyaset bilgisi, kapsayıcılık… İnsana saygı, demokrasi…
Öff be! Bunlar sıkıcı ve yorucu cevaplar.
- Bir üst akıl, bizi geri bıraktırıyor. Düşmanlar bize oyun üstüne oyun oynuyor.
Peki, bizi yönetenlerin kabahati? Estağfurullah! Tam tersi, onlar olmasa bitmiştik. Onlar oyuna gelmeyip o üst akıllarla, hainler, komplocular ve düşmanlarla mücadele ettikleri için, onların yüzü suyu hürmetine hâlâ ayaktayız! Kahrolsun düşmanlar. Yaşasın yüce liderlerimiz.
Çok daha rahatlatıcı değil mi?
Hain düşmanlarımız, kusursuz liderlerimiz
Kendimizde kusur aramaktansa düşmanlarımızı hedef alıp düşmanlarımıza sövmenin sayısız üstünlüğü vardır. Büyük liderler böyle yapar, şöyle düşünür:
"Sebep ne olursa olsun bana şüphe ile bakılması hoş değildir. Hâlbuki düşmanlarla fedakârca mücadele eden kahraman ve büyük lider konumu pek hoştur. Birincide sıkıntı, ikincide şan ve şeref vardır.
"Kusurumu kabul edersem neden yanlış hareket ettiğimi izah zorunda kalırım. İnsanlar her türlü izaha şüpheyle yaklaşır, her izahın çürük bir tarafını bulurlar. Hâlbuki bütün kötülüklerin düşmanlardan kaynaklandığı biliniyorsa izah gerekmez. Ben onlara saldırırım, sizler beni alkışlarsınız.
"Düşman yoksa projeler, tezler geliştirmem gerekir. Hedeflerime varmak için bir planım olması gerekir. Daha beteri, bir hedefim olması gerekir. Sonra hedefi ve bu hedefe varmak için kurduğum stratejiyi izah gerekir. Dediğim gibi, insanlar izahların eksiğini bulur, tenkit ederler. Düşman varsa bu zahmetlerin hiç birine gerek yoktur, saldırmam kâfidir.
"Düşman yokluğunda taraftarlarımı bir şeye duydukları sevgiyle, idealleriyle, ülküleriyle heyecanlandırmam gerekir. Bu kolay değildir. Düşman varsa insanlar ona kızmaya, ona saldırdığım için heyecanlanmaya hazırdırlar. Bu yüzden ben devamlı sert beyanatlar veririm. Basında bu "sert beyanat", "çok sert çıkış", "sert konuştu" şeklinde yer alır ki bunlar taraftarlarımda heyecan ve takdir yaratır. Etrafımda kilitlenirler. Kitleleri harekete geçirmekte nefret sevgiden çok üstündür.
Başarılar benim, yenilgiler sizindir
"Partim iyi oy alırsa, şüphesiz bu benim başarımdır. Beni tebrik edersiniz. Partim kötü sonuç alırsa, açıktır ki bu düşmanlarım ve partimdeki hainler yüzündendir. Demek ki ben mazlumum ve siz bana destek olmak mecburiyetindesiniz. Siyasette mazlum konumu nefistir. Yeterince mazlumsam parti içindeki muhalifler kendiliğinden siner. Tek tük söylenen olursa onlara "şimdi sırası mı" denir, susturulurlar. Sonunda direnen muhaliflerimi ihraç ederim, iş biter. Düşmanlarla mücadele eden, hele gizli düşmanlarla ve üst akılla mücadele eden, hem de mazlum bir lidere muhalefet edenlerin tasfiyesine kimse ses çıkaramaz."
Sizin liderinizde yukarıdaki vasıflar var mı? Varsa ne mutlu! Gerçek bir lidere sahipsiniz. Yoksa sizinki lider değil, olsa olsa genel başkandır; hâlbuki biz ülke olarak da siyasî partiler olarak da genel başkanlara değil liderlere alışığız.
Sizinki lider mi? Liderlik testleri
Ülkenin veya partinizin başındakilerin liderliklerinden şüpheniz mi var? Öyle ise aşağıdaki hususlara dikkat edin:
Liderlik ihtimali bulunan adam veya kadın, konuşmalarının çoğunda ülkenin önündeki fırsatlardan, ülkenin zayıflığına yol açan eksikliklerden, eksikleri giderip fırsatları kullanarak varılacak noktalardan mı bahsediyor? O noktalara varmanın yollarını mı anlatıyor? Fikirlerini, projelerini mi açıklıyor? Bunları yapıyorsa maalesef bu zat alelade bir genel başkandır; lider değildir.
Bunları değil de düşmanlarının hainliklerini, geçmişte de bugün de bize ve kendisine nasıl eziyet ettiklerini, kendisinin bunlarla mücadele ede ede nasıl yıprandığını, zulme uğradığını, mazlum ve mağdur olduğunu mu anlatıyor? Öyleyse muhtemelen kuvvetli ve kudretli bir liderle karşı karşıyasınız. Ayağa kalkmaya hazırlanın.
Onda alçak gönüllülük hissediyor musunuz? Acaba hata mı yaptım diye kendini muhasebeye çekecek, hata yapsa hata yaptığını anlayacak, hatasından dönecek, hatası için özür dileyecek birine benziyor mu? Tenkitleri dinleyip yararlanacak gibi, tenkit edilmekten mutlu olacak gibi görünüyor mu? Geçmişler olsun! Tereddüt eden düşer. Ardına düştüğünüz adam sizin, benim gibi alelade bir fanidir ve asla lider olamaz. Olsa olsa genel başkan falan olur.
Siz lidere muhatap bile olamazsınız
En küçük tenkitte kızıveriyor, tenkidi yapanın hain ve gizli düşmanların işbirlikçisi olduğunu derhal anlıyor ve kükreyerek, "Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Zaten sen benim muhatabım değilsin? Seni tanımıyorum! Seni ezerim! Bitiririm!" gibi demokratik tepkiler mi gösteriyor? Eğer böyleyse önünüzü ilikleyin. Gerçek liderin damarlarında kan değil lav dolaşır ve imansızları böyle ezer geçer.
Görüldüğü gibi, liderle başkan arasında birinci lehine büyük farklar var. Şükürler olsun ki bizim ülkemize bol lider bahşedilmiştir. Dünyada bu ayrıcalığa sahip pek az ülke vardır: Kuzey Kore, Türkmenistan, Suriye falan…
Kurt var diye bağırmak
Düşmanlarla savaşan kahraman liderlerce yönetilmenin bir tehlikesi var: Her gün "Kurt var!" diye bağıran yalancı çobanın hikâyesini hatırlıyor musunuz? Bir gün kurt gerçekten gelir ama kimse inanmaz. Her televizyona çıktığında gizli ve açık düşmanlara karşı nutuk atan liderlerin hâkimiyetindeki ülkeler, gerçek bir düşman ve tehlike ile karşılaştıklarında hassasiyet göstermezler.
Piyasaya aşırı miktarda tehlike ve düşman sürüldüğünden bunların enflasyonu oluşmuştur. Düşman ve tehlike ucuzlamıştır. Bunlara duyarlık kalmamıştır.
Fatih Kerimi, Balkan bozgunu ile öz vatanımızın yarısı elden çıkarken İstanbul halkının kahve ve eğlence yerlerinde günlerini gün ettiğini anlatır. Bugün şehitler her gün beşer, onar gelirken de düğün dernekteyiz. Ama ne gam… büyük liderlerimiz var ya…
�״jݨ
İskender Öksüz yazdı: Sizinki lider mi sade suya genel başkan mı?