Hala kendi kendime ve yakın çevreme "Bu nasıl olabilir, her şey bu kadar açıkken nasıl olur da seçme hakkını sömürü düzeninden yana kullanabilir insanlar?" diye sorarken, amiyane tabirle birden jeton düştü bende.
"Tabi yaa, ben bunu nasıl oldu da bugüne kadar birbirine bağlayamadım?" dedim; birkaç gündür Merve Dizdar ve N.B. Ceylan'ın Cannes'daki başarılarına yapılan yorumları görünceye kadar.
Sanattan anlamayan insanlardan bozuk düzeni değiştirmelerini beklemek saflıktan başka bir şey değildi. Bu kadar basit aslında. Sanata ve sanatçısına düşman olandan ne bekliyordum ki?
Seçim arifesinde Cannes Film Festivali sonuçları açıklandı. Merve Dizdar, Nuri
Bilge Ceylan'ın filmindeki oyunculuğuyla "En İyi Kadın Oyuncu" ödülünü aldı. Ben de çevremdeki birçok kişi gibi çok sevindim, çok gurur duydum. Hele Merve'nin konuşmasına, ödülünü mücadele eden kadınlara armağan etmesine bayıldım. Benim duygu ve düşüncelerimi aynen paylaşanlar oldu... Gel gör ki bir o kadar da karalayan ve linç edenler…
Neymiş; Türkiye'yi karalıyormuş! Onunla adını duyuracağına okul yaptırsaymış, zaten hep böylelermiş! Daha neler neler!.. Ne diyeyim, neresinden tutayım bilemedim.
Birincisi okul yaptırmak başka bir toplumsal sorumluluktur. Bir sinema filmi ya da sanatın başka bir dalıyla karşılaştırılamaz. Birbirinin yerini tutmaz.
İkincisi, ne yapıp yapmadıklarını nereden biliyorsunuz? Hani sağ elin verdiğinden sol elin haberi olmayacak ya, belki de öyledir.
Üçüncüsü; burayı altını çize çize söylemek istiyorum. Türkiye coğrafyasında milyonlarca kadının adının olmadığını dünyada duymayan mı kaldı?
Hani televizyonlarda her akşam dört saat izlenen kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan, bütün evrensel ahlaki değerleri yerle bir eden diziler var ya, dünyada birçok ülkeye satış yaptığı için para kazanıyor. O dizilerdeki hikayeler kimin hikayesi, komşu ülkenin mi?
Ya o gündüz kuşağındaki programlar? Çocuğunu, eşini, anasını, babasını bırakıp kaçan kaçana!.. Tik Tok denilen bir çöplükte debelenenler kim? Onlar bu ülkenin insanı değil mi? Nerede yaşanıyor bütün bunlar?
Onları yaşamak normal, milyonları her gün saatlerce onlarla uyutmak normal, Nuri Bilge Ceylan film yapıp, Merve Dizdar oynayınca mı Türkiye'yi karalama oluyor?
Nerede ne yaşanıyorsa onun üzerine yazılıp çiziliyor.Kızılderilileri Amerikalılardan başka yazan var mı? Bir zamanlar "Brezilya" adıyla özdeşleşen dizilerdeki kölelik nerede yaşandı, biz de mi? Her toplum, kendi hikayesini yazar, filmini çeker. Pislik halının altına süpürülerek temizlenmez.
Haşhaşilerin yalancı cenneti gözlerini o kadar kör etmiş ki bir yandan da sözde sıkı sıkıya yapıştıklarını sandıkları "Vatan-Millet-Bayrak" elden gitmiş, memleket bir ortadoğu ülkesine dönüşmüş haberleri yok. Şimdi kazandıklarını sandıkları zaferin sarhoşluğunu yaşayarak atıp tutuyorlar.