Sürpriz filan dendiğine bakmayın aslında beklenen oldu…
İktidarın gayrı resmi ortağı, önceden planlanmış olduğunu trafodaki kedilerin bile hemen anladığı "Erken seçim" bombasının fitilini çekip 26 Ağustos 2018'i işaret etti. Bu durumdan "kesinlikle", "asla", "hiç" haberi olmayan Tayyip Erdoğan, son sözü söylemiş olmak uğruna 24 Haziran kararını verdi.
Ümmetin lideri, böylece ağanın kim olduğunu bir kere daha gösterdi…
Ve aynı zamanda, "İktidar erken seçim yapacak hem de 15 Temmuz 2018'de" diye iddia eden Meral Akşener'in ön görüsünü 20 gün ile çürüttü(!)
***
Farkındalar mı bilmem ama Sn. Bahçeli, her dönem "İmam hatip, başörtüsü, ey falan filan diyerek" %35-40 ile tek başına iktidar olmaya alışmış olan Erdoğan ve AKP'sinin önüne yüzde 50 artı 1'lik bir çıta koydu.
Hem de kendisi ve arkadaşlarını baraj sorunu yaşamadan AKP'nin sırtına binerek meclise taşıtacak.
Burada bir "Türk Kurmay Aklı" seziyorum...
Görünen o ki, Bahçeli ve arkadaşlarının meclise girmesi garanti, fakat Erdoğan'ın Başkan seçilmesi "olağan üstü şeyler" olmazsa hayal…
Şimdiden 24 Haziran sonrası için, "Bahçeli beni kandırdı" kokusu alıyorum…
***
AKP kanadında düne kadar koro halinde, "Ülkemiz çok iyi durumda, ekonomi uçuyor, milli gelir göğe yükseldi, IMF bile bizden borç istedi. Kendi uçağımızı, gemimizi, arabamızı yapıyoruz. Dünya bizi kıskanıyor. Erken seçim istemek vatana ihanettir" vs. diyen arkadaşlar şimdi, "Tulumbada su bitti. Şimdi bizi tekrar seçin, kötü gidişe dur diyelim; ülkeyi çöküşten kurtaralım, demokrasiyi güçlendirelim, adaleti tesis edelim" filan diyorlar…
***
Şimdi burada durup önce şu soruyu soralım, "Ülkedeki her şey anlattığınız gibi güllük gülistanlıksa, niye ani bira kararla erken hatta erkenden de erken bir seçime gidiyoruz. Anlattıklarınız yalan ve aslında her şey kötüyse sizi tekrar niye seçelim. Nihayetinde bu kötü gidişin müsebbibi siz değil misiniz?"
***
İktidar mensupları, seçime girmesini engellemek için olmadık düzenekler kurdukları İYİ PARTİ ve Meral Akşener'in yolunu "demokrasi" adına açan CHP'ye saldırıyorlar.
Saldırmak ne kelime, resmen küfrediyorlar.
E tabi en iyi bildikleri şey bu…
***
Kolay değil, gözüne far tutulmuş tavşan gibi oldular…
Sanki 2002'de muhtar bile olamayacak olan Erdoğan'ın siyasi yasağını "demokrasi" adına kaldırıp, Siirt seçimlerini tekrar yaptırarak önünü açan aynı CHP değilmiş gibi…
***
Ey halkım!
Bırakın, on altı senedir Machiavelli'e rahmet okutanların şimdi ahlak abidesi kesilmesine.
Gülün geçin, Güneş Motel'e benzetme şaklabanlığını…
Geçin anam, "Biz yaparsak mübah, başkası yaparsa günah" edebiyatını…
Söz konusu vatansa; "Burcu Köksal(Afyonkarahisar), Mustafa Tuncer(Amasya), Nihat Yeşil(Ankara), Hüseyin Yıldız(Aydın), Ahmet Akın(Balıkesir), Mehmet Göker(Burdur), Nurhayat Altaca Kayışoğlu(Bursa), Erkan Aydın(Bursa), Tufan Köse(Çorum), Okan Gaytancıoğlu(Edirne),Tacettin Bayır(İzmir), Çetin Arık(Kayseri), Fatma Kaptan Hürriyet(Kocaeli), Ömer Fethi Gürer(Niğde), Ünal Demirtaş(Zonguldak)" teferruattır……
Ve bu isimler tarihe altın harflerle yazılacaktır…
***
Hakkını teslim etmek lazım CHP, uzun yıllardır ilk defa millî bir hareket yapmış; Türkiye'nin ve demokrasinin önünü açmıştır…
Öyleyse buna ahlaksızlık diyenler, bırakın kendi ahlaksızlığında boğulsun…
Yaşasın İYİ'lik…
26.4.2018