Kendimi çok kötü hissediyorum, fazlasıyla kötü... İnterneti açtıkça ellerim ayaklarım titriyor. Hayatımda ilk defa okumaktan, haber almaktan bu denli nefret ettiğimi söyleyebilirim. Araştırmayı bu kadar çok sevmemeyi isterdim çünkü eğer cahilseniz üstünüze almanız gereken bir sorumluluk, altında ezileceğiniz bir yük yoktur, hayat güzelce devam etmektedir. Peki ya öyle değilseniz..?
Uzun zamandır milli değerlere düşmanlık içeren birçok söz ve hareketle karşılaşıyoruz: milli bayramların yasaklanması, cumhuriyetimizin/anayasamızın ilk 4 maddesinin/İstiklal Marşının tartışmaya açılması, andımızın ve T.C. yazısının kaldırılması, Atatürk'e ve Milli Mücadele'ye edilen hakaretler... Bir işgali andırır gibi. Son 1 haftada bile 2 tanesiyle karşılaştık: Atatürk baskılı tişört ile Atatürk'ün kurduğu meclise girilememesi ve İsmail Kahraman'ın bir tiyatro oyunundaki Atatürk büstünün indirilmesini istemesi.
Yaşanan her olayda sosyal medyayı kullandık, "Her yerden silseniz de yüreğimizden silemezsiniz." dedik ve 3 gün sonra olayı unuttuk. Sloganımıza gelecek olursak, her yerden silinse de yüreğimizden silinmeyeceği avuntu değil midir sadece? Yapılan her şey için aynısını söyleyip durduktan, gerçek bir tepki vermedikten ve karşılarına geçip ülkemizi savunmadıktan sonra bu sözün anlamı olabilir mi? Kendimizi güldürmekten başka ne yapıyoruz? Atı alan Üsküdar'ı geçti geçecek, Atatürk ve cumhuriyete dair her şey silinmek üzere, biz ise hala yürekte, kalpte, işin romantizmindeyiz. Hareketin zamanı gelmedi mi?
Eğer cahil biri değilseniz ve tüm bunların farkında olup da hala aklınızı kaybetmediyseniz kendinizden utanıyor ve nefret ediyorsunuzdur mutlaka. Atatürk'ün fotoğrafları her yerden indirilirken kendi evinizdeki Atatürk tablosuna bakmaya, Türk tarihinin büyük komutanlarının adlarını ağzınıza almaya utanıyorsunuzdur. Türklüğün her değerine hakaret edilirken hiçbir şey yapmadıkça Bilge Kağan, Attila, Tomris Hatun, Hülagü Han, Atatürk ve daha niceleri gelip yüzünüze tükürecek gibi hissediyorsunuzdur. Onlar bir gün karşınıza çıkıp hesap sorduğunda, "Farkında olduğun halde neden ulusumuzu savunmadın?" dediklerinde köşe bucak kaçacak yer arayacağınızı, yüzlerine bakamayacağınızı düşünerek acılar içinde kavruluyorsunuzdur. Gelecek nesillerin işgal altındaki halleri aklınıza geldikçe kendinizi suçluyorsunuzdur çünkü cumhuriyet gençliğe emanet edilmiştir çünkü Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ümidi gençliktedir zira Samsun'da Milli Mücadele'yi başlattığı 19 Mayıs gününü de bu yüzden Gençlik Bayramı olarak ilan etmiştir. Gençlik onu örnek alsın ve gerektiğinde 1. Vazifesini yapsın, "Türk İstiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etsin." diye! Tüm hainlerin bir olup Atatürk'e ve laikliğe bu denli düşmanlık besliyor oluşu bize gösterir ki, Atatürk hem 100 yıl önce yaptıklarıyla geçmişi kurtarmış hem de bize bıraktığı öğütler ve 6 ilkeyle bugünkü kurtuluşun yöntemini göstermiştir. O ve yolu hatırlandığı sürece Türk toprakları asla 7 düvelin eline geçemeyecektir işte tam da bu yüzden onu unutturmaya çalışmaktadırlar.
Atatürk'ü ve ilke ile inkılaplarını "yüreğimizdeki" o büyük yeri adına karşı devrimcilerin pençelerinden kurtarıp 7 düvelin karşısına dikmenin, asla unutulmayacağını ve unutturulamayacağını onun ilkelerini ve yolunu uygulayarak göstermenin zamanı geldi de geçiyor bile..! Canlanıp Kuva-yı Milliye olma zamanı!