Yandaş medyanın uydurduğu yalan şu : "Katar emiri hediye etti. Satın alınmadı".
Özrü kabahatinden büyük olmak diye bir deyim vardır. Yandaş medyanın durumu da aynen bu.
Uçak hediye edildi ne demek?
Uçak hediye edildi diyorsunuz. Sizin ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu?
Hediye edildiğini söylediğiniz şey bir dolmakalem ya da süs eşyası değil uçan saray diyebileceğimiz lüks bir jumbo jet.
Hadi diyelim ki sizin dediğiniz gibi olsun. O zaman durum daha vahim demektir.
Eğer hediye edilmişse şu soruyu sorarım:
"Katar emiri 500 milyon Sterlinlik jetini neden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hediye eder?"
Erdoğan'ı çok sevdiği için mi? Yoksa karakaşına gözüne bayıldığı için mi?
Kimse kimseye karşılıksız hediye vermez. Hele uçak hiç vermez.
Devletlerarasında böyle bir ilişki olmaz. Olursa da bunun adı hediye değil rüşvet olur.
Katar emiri, uçağını hediye ettiyse neyin karşılığında hediye etti? Bu uçak, Katar'a hangi tavizin sus payıdır?
Ayrıca medeni hukuk devletlerinde bir devletin uçak hediyesi kabul edilmez.
Birincisi böyle bir şey teklif bile edilmez. Siz hiç Merkel'in Macron'a uçak hediye ettiğini duydunuz mu? Hayır duyamazsınız.
İkincisi hukuk devletlerinde devlet yöneticilerinin hediye kabul etmesi yasaktır. Çünkü hukuk devletlerinde hediye demek rüşvet demektir.
Sonuç olarak uçağın satıldığı, hediye olmadığı ortaya çıktı ama yandaş medyanın nasıl seviyesizce yalan söylediğini de görmüş olduk.
Demek uçak hediye edildi ha! İnsan yalan söylerken bile uydurduğu yalanın ucunun nereye gideceğini düşünür.
Siz bu yalanla Türkiye Cumhuriyeti'nin avuç içi kadar Katar'dan uçak hediye alacak kadar düşük, uçağın bile bedelsiz girip çıkabildiği bir ülke olduğunu söylediniz.
Yerini bilmediğinizden emin olsam da yine de ben elinizi vicdanınıza koyun diyeceğim.
Millet yiyecek bir lokma ekmek bulamazken, çiftçinin anası ağlarken, Dolar, Euro her gün yükselirken millete tasarruftan bahsedip arka kapıdan uçak satın almak milleti salak yerine koymaktır, israftır, haramdır.
Bu yaptığınızın ne İslam'da, ne Hıristiyanlıkta ne de Musevilikte yeri yoktur.
Hiçbir din israf helaldir demez. Hiçbir din, halk açken devleti yönetenler lüksün zirvesinde yaşamalıdır demez.
Lafa gelince "Biz açlıktan karnına taş bağlayan, bir günü tek hurmayla geçiren peygamberin ümmetiyiz" diyorsunuz ama icraata gelince Muaviye'nin lüks hayatını gölgede bırakıyorsunuz.
Lütfen artık samimi olun! Dürüst olun'. İnsaflı olun!
Mevlana'nın dediği gibi ya olduğunuz gibi görünün ya da göründüğünüz gibi olun!
Erdoğan'ı çok sevdiği için mi? Yoksa karakaşına gözüne bayıldığı için mi?
Kimse kimseye karşılıksız hediye vermez. Hele uçak hiç vermez.
Devletlerarasında böyle bir ilişki olmaz. Olursa da bunun adı hediye değil rüşvet olur.
Katar emiri, uçağını hediye ettiyse neyin karşılığında hediye etti? Bu uçak, Katar'a hangi tavizin sus payıdır?
Ayrıca medeni hukuk devletlerinde bir devletin uçak hediyesi kabul edilmez.
Birincisi böyle bir şey teklif bile edilmez. Siz hiç Merkel'in Macron'a uçak hediye ettiğini duydunuz mu? Hayır duyamazsınız.
İkincisi hukuk devletlerinde devlet yöneticilerinin hediye kabul etmesi yasaktır. Çünkü hukuk devletlerinde hediye demek rüşvet demektir.
Sonuç olarak uçağın satıldığı, hediye olmadığı ortaya çıktı ama yandaş medyanın nasıl seviyesizce yalan söylediğini de görmüş olduk.
Demek uçak hediye edildi ha! İnsan yalan söylerken bile uydurduğu yalanın ucunun nereye gideceğini düşünür.
Siz bu yalanla Türkiye Cumhuriyeti'nin avuç içi kadar Katar'dan uçak hediye alacak kadar düşük, uçağın bile bedelsiz girip çıkabildiği bir ülke olduğunu söylediniz.
Yerini bilmediğinizden emin olsam da yine de ben elinizi vicdanınıza koyun diyeceğim.
Millet yiyecek bir lokma ekmek bulamazken, çiftçinin anası ağlarken, Dolar, Euro her gün yükselirken millete tasarruftan bahsedip arka kapıdan uçak satın almak milleti salak yerine koymaktır, israftır, haramdır.
Bu yaptığınızın ne İslam'da, ne Hıristiyanlıkta ne de Musevilikte yeri yoktur.
Hiçbir din israf helaldir demez. Hiçbir din, halk açken devleti yönetenler lüksün zirvesinde yaşamalıdır demez.
Lafa gelince "Biz açlıktan karnına taş bağlayan, bir günü tek hurmayla geçiren peygamberin ümmetiyiz" diyorsunuz ama icraata gelince Muaviye'nin lüks hayatını gölgede bırakıyorsunuz.
Lütfen artık samimi olun! Dürüst olun'. İnsaflı olun!
Mevlana'nın dediği gibi ya olduğunuz gibi görünün ya da göründüğünüz gibi olun!
BARIŞ ATAGÜN