By Barış Atagün on Cuma, 18 Eylül 2020
Category: Siyaset

Türkiye'nin Geri Kalmışlık ve Üretim Meselesi ​

Geri kalmışlık diyince herkesin aklına saçma bir şekilde sanayi geliyor

Otomobil yapalım, uçak yapalım, cep telefonu üretelim. Zenginleşelim, Güney Kore'yi örnek alalım

Geri kalmışlık, sadece bunların eksikliği değildir. Elbette bir ülkenin gelişmesi için yerli sanayisinin teknolojisinin olması gerekir

Ancak geri kalmışlık, maddiyattan önce maneviyatta, yani düşüncede, fikirde başlar.

Lafa gelince otomobil üretelim, uçak üretelim diye bol keseden konuşmak kolay

Fabrikayı kur, işçileri, makineleri yerleştir üretsinler

Siz bu ülkenin sorunlarının bu kadar basit çözüleceğini mi sanıyorsunuz?

Ülkenin yarısının eğitim düzeyi ilkokul seviyesindeyken 81 ilde de otomobil fabrikası kursanız ne faydası var?

Ya da milyonlarca insan bilimden önce dini hurafelere inandığı müddetçe yerli uçak üretsen ne fayda var?

Yerli bir sanayi için öncelikle gelişmiş bir toplum lazım. Gelişmiş toplum da cebinde parası olan insanlar değil beyninde fikri olan insanlardır

Bu ülkenin önce fikirde devrim yapması şarttır. Çağın şartlarına uygun, çocukları bilgi yüklü papağanlara çevirmeyen sağlam bir eğitim modeli geliştirmesi lazım.

Sadece bu kadar yeter mi? Hayır

Eğitim çok yönlü bir kavramdır. Çocuklara sadece okulda eğitim verip sokağa bırakıyoruz. Peki ya sokaktaki eğitim?

Aile ve sosyal çevresiyle ilişkileri, sevgi, saygı, onur, ahlak, erdem, demokrasi bilinci

Bunları çocuklara ne kadar aşılayabiliyoruz?

Bugün liseyi bitiren bir genç, kendini 1 paragrafla ifade etmekten aciz. Dünyadan kopuk

Ülkesi hakkında bir fikri yok. Çevresi hakkında bir fikri yok. Dünya hakkında bir fikri yok

Tek fikri Üniversiteyi bitirip bir kurumda iş sahibi olmak.

Hayalleri bu kadar kısır olan gençliğe sahip olan bir ülke ne üretebilir?

Bir ülkenin insanlarının ne kadar yaratıcı,özgür düşünceye sahip olduğunu öğrenmek istiyorsanız o ülkenin mimarisine bakın.

500 sene önce Mimar Sinan, bugün bile herkesin hayranlıkla baktığı eserler inşa ederken bugün ülkenin her yeri çirkin, tek düze TOKİ binalarıyla dolu

Siyasi olarak Komünizme geçmedik ama mimari olarak tam bir Komünist ülke olduk.Bugün Sovyetler Birliğinden ayrılan ülkelere giderseniz her yerde TOKİ binalarına benzeyen binalar görürsünüz

Ancak o ülkelerde bile Komünizm sonrası bir ilerleme yaşanırken biz her gün biraz daha geriye gidiyoruz

Milletçe, her gün biraz daha dini bir toplum oluyoruz. İmamın sözüne doktordan, mühendisten daha çok değer veriliyor

Okuyan, sorgulayan, üreten, büyük hayaller kuran gençlik değil biat eden, emir alan, askeri disiplinle yönetilen dindar gençlik yetiştirilmek isteniyor

Aileler, fakirliğe, cahilliğe mahkûm edilerek iktidar sahiplerinin oy deposu haline getiriliyor

Fen liseleri, teknik liseleri arttırmak yerine her yere İmam Hatip liseleri açılıyor.

Böyle bir ülkenin her vilayetinde 100 fabrika olsa ne olur Allah aşkına

Böyle bir toplum istese de üretemez zaten.

Fabrikayı kur, işçileri yerleştir, makineleri koy yani helva için yağı, unu, şekeri her şeyi ver yine de üretemez. Üretse de bir şeye benzemez

Çünkü üretecek yaratıcılığı yok. Aklının zincirlerini kırmaktan aciz. Eğitim alsa da fikirde sıfır. Sadece taklit yeteneği var

Bu yüzden ülkemizin geri kalmışlığını sanayiye bağlamayın. Güney Kore'yi örnek almalıyız diyerek içi boş konuşmayın

Güney Kore gibi üretmek için önce Güney Kore gibi ahlaklı, bilgili, akıllı insanlar yetiştirmek lazım

Önce temel sağlam olmalı. Otomobil, uçak, telefon vs. Bunlar sonra kendiliğinden gelir zaten

Ancak temel çürük olursa, biraz kaba olacak ama hanzo, kıro bir toplum olursa üretim müretim beklemeyin.

Avrupa, cep telefonu üretene kadar 400 sene aydınlanma çağı yaşadı da öyle üretti.

Biz ne yaşadık ki telefon üretelim, şunu üretelim, bunu üretelim diyorsunuz?

Her şey bu kadar basit değil…

BARIŞ ATAGÜN

Related Posts

Leave Comments