By Yahya HOÇUR on Pazar, 26 Mayıs 2019
Category: Siyaset

BIÇAK SIRTI BİR MUAFİYET

Denildiğine göre Cumhurbaşkanına, olağan üstü hal, savaş veya barış zamanlarında istediği kişileri askerlikten muaf tutma yetkisi verilmiş.

***

İddia konusu kanun maddesi aynen şöyle:


"Özel durumlarda muafiyet ve erteleme

MADDE 45-(1) İki ülkenin birinde yapılan askerlik hizmetinin sayılmasına dair ikili anlaşmalar kapsamında askerlik hizmetinden muaf tutulacak ya da ertelenecek yükümlülerin işlemleri anlaşma hükümlerine göre yürütülür. Yapılan anlaşmalar kapsamında uygulanacak muafiyet ve ertelemeye ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenir.

(2) Barışta, olağan üstü hal ve seferberlik hallerinde veya savaşta, askerliğini henüz yapmadan, Cumhurbaşkanınca gerekli görülen sahalarda özel olarak görevlendirilen gönüllüler, Cumhurbaşkanınca belirlenen şartlara uydukları takdirde askerlik hizmetinden muaf tutulur."

***

Başımızda her zaman "İnsan-ı Kâmil"lerle dolaşan vatan-millet sevdalısı ve dünya lideri Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve yanında beş bin bozkurt ile gezen "ülkemizin bekasından sorumlu" Türk büyüğü Dr. Devlet Bahçeli oldukça mesele değil.

Tanrı Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve müttefiki Bahçeli'ye uzun ömürler versin. Baştan da söylediğim gibi onlar varken korkumuz yok. Fakat kanunlar sadece bugünü değil, geleceği düşünerek yapılmalıdır.

İnsanoğlu ölümlüdür. Pek farkında olmasak da Cumhurbaşkanımız da ölümlüdür. Allah gecinden versin, Sayın Cumhurbaşkanımız vefat ettiğinde yapılacak olan bir seçimde halk, bilerek veya bilmeyerek ihanet içinde olan sızma birini Cumhurbaşkanı seçerse ne yaparız?

***

31 Mart 2019 yerel seçimlerinde bariz gördük; karnını doyurup ne isterlerse yaptığı bu halk, kendisine oy vermedi.

***

Şimdi düşünün, bu sızma Cumhurbaşkanı, bir savaş durumunda hepimizi savaştan muaf tutarsa; mevcut askerin kışladan çıkıp düşmana karşı savaşmasını yasaklarsa, valilerine emir verip ellerinden silahlarını toplatırsa, direniş göstereni tutuklatırsa halimiz nice olur?

Ya orduyu komple terhis ederek ülkeyi yol geçen hanına çevirirse!

***

İş başa düşünce, "Birinci vazifemiz, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetimizin ve istikbalimizin yegâne temeli budur" diyerek kendi imkânlarıyla örgütlenip düşmanla savaşmak için dağa çıkacak olan bizleri de vatan haini ilan ederse…

***

Sızma Cumhurbaşkanının sızma din adamları, "Bu gelen düşman değil, Cumhurbaşkanımızın ve İslâm'ın ordusudur, bunlara silah çekilmez. Asıl kafası koparılması gerekenler, bunlara karşı vatan-millet diyerek dağa çıkanlardır" şeklinde fetva verirse…

Yazarları, çizerleri, tarihçileri, "Keşke düşman kazansa" diye konuşursa…

Ve bu sızmanın kırsalda besleme olarak yaşayan katıksız tapınıcıları(bu güruhtan her dönemde mebzul miktar vardır), durumdan vazife çıkararak bir yandan din adına sevaba gireceğini düşünüp diğer yandan kaymakamlıktan gelecek torpilli erzak paketlerini hayal edip bizi her gördüğünde, jandarmaya ihbar ederek düşmana karşı yapacağımız "Millî Mücadele"ye sekte vurursa.

Ya bir de müstevlilerin propagandaları neticesinde karnımızı deşip altın aramaya kalkarsa…

Gözü dönmüşlerin dolduruşuyla, "Karısı, kızı helâldir" deyip Allah yoluna çıkarken Allah'a emanet ettiğimiz namusumuza göz koyarlarsa…

Düşmana ne hacet, alın size 1918 şartları...

Olmaz demeyin, tarihte yaşandı bunlar…

***

Ey Türk istikbalinin evlâdı!

İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, unutmadan söyleyeyim.

Eğer değiştirilmediyse, bizim kanunlarımıza göre "Askerlik yapmadan hapse giren kişiler cezası bitince direkt olarak mecburi askerlik hizmetini yapmak için kışlaya götürülür".

Şimdi bu madde 45'in 1. Fıkrasını farklı yorumlayan ilgili Bakanlık, üç vakte ev hapsine çıkartılıp sonra tamamen serbest bırakılması düşünülen Apo'yu, "O zaten Bekaa vadisinde askerlik yapmıştı" diyerek bot ve tuvalet nöbeti zevkini tatmaktan "muaf" tutarsa ne yapacağız?

***

Sanmıyorum ama bu madde eğer gerçekse, tahminime göre meclisteki HDP'liler çok sevinmiştir. Sevinmek ne kelime, resmen bayram etmişlerdir. Bir kısım CHP'li de onların yanında saf tuttuğu için fazla belli etmeden içten içe seviniyordur.

İYİ PARTİ'nin gücü yok, olsa da böyle bir maddeyi engelleyip engellemeyeceği şüpheli.

AKP dersen ülke yansa umurlarında değil, o yüzden vatanın orasına toptan koymak için kuyruğa girmişler.

Ulan MHP'liler siz ne halt yediğinizin farkında mısınız?

***

"Yalan" deyin bana…

"Yok, böyle bir madde" deyin…

"Yapmadık, yaptırmadık, yaptırmayız" deyin…

Ama dosdoğru deyin…

26 Mayıs 2019 

Related Posts

Leave Comments