Kontak anahtarını da sarayın şoförüne vermek üzere...
Yolda arabamızı durdurmaya, yolumuzdan alıkoymaya çalışan birileriyle yaptığı yüksek perdeden tartışmalar geliyor aklıma:
Meselâ, Bozkurt ve eşref-i mahlukat tartışmalarından veto kararından geri adım atmasına kadar birçok konuda ağır sözlerle eleştiriyordu: "Be hey densiz, be hey kanun tanımaz, ahlak bilmez." diyordu bizim Turan'a gitmemizi engellemeye çalışanlara...
Adeta gövdesini siper etmişti "dursun diye bir hayasızca akın".
O racon kesiyordu, bizim yüreğimiz yağ bağlıyor umutlarımız yeşeriyordu Turan'a giden yolda...
Hiç unutmam, bir keresinde "Sayın Erdoğan şimdi kulaklarını aç ve Elazığ'dan bizi dinle. Artık iyice anlaşılıyor ki, sende şeref ve mertlik işportaya düşmüş, hurdaya çıkmış..." diye azarlamıştı da o sayede Elazığ'a kadar geldiğimizi anlamıştık kamyon kasasında. Sevinmiştik sınıra şurada ne kaldı, bir atım ötesi Turan demiştik kendi kendimize...
Nefessizlikten boğulmak üzere olduğumuz kamyonun kasasında, Turan hayaliyle sıkış tepiş ve sessizce bekliyor ve dinliyorduk...
"Ruh heybesinden düşürdüğü namus ve şeref kristallerini arayıp da bulamayan biri olarak hatırlanacaktır" diye nitelendirdiği ve Turan yolunda ayakbağı olan terör olaylarından sorumlu gördüğü kişilere "Kaçışın yok, istersen Türkiye'de bir yere saklan, istersen okyanus ötesine kaç, nereye gidersen git seni alıp buraya getireceğim, hesap soracağım" diyordu...
"Herkesten Cumhurbaşkanı olur ondan olmaz!" diye haykırıyordu yüksek perdeden...
Bize saldıranlara, bize taş atanlara en sert sözleri söylüyor "Hesap sormazsam namussuzum!" diyordu. Biz de namus kutsaldır, söz ağızdan çıkar ve bu sözün üstüne söz söylenmezdi...
Alayına rest çekiyordu...
Paçamızdan asılıp ısırmaya çalışan itlere de anladığı şekilde cevap veriyordu...
İşte diyorduk; beyimiz bizi savunuyor, haklarımızı savunuyor, Turan'ı savunuyor...
Ya da biz öyle sanıyorduk...
Diğer yolcuları bilmem ama kendimi, bir Kemal Sunal filminde gibi hissediyorum...
Hani şu dişlerinin yarısı dökülmüş, diğer yarısı kahveregi; üstü başı dağınık, elleri nasır, yüzü çizgilerle dolu, bir gözü toprağa bakan amca var ya...
Hani şu üzerinden ahmak ıslatan geçmiş olan...
Aynen öyleyim ruhen...
Yahya Hoçur
11.1.2018