By E. Eray Kılıç on Salı, 08 Ağustos 2017
Category: Siyaset

Turancılar İçin Ekonomik Manifesto

Türk milletinin aklı ve ülkelerinin doğal imkanlarını göz önüne aldığımızda bu hedefleri gerçekleştirmek hayal değildir. Eğer Türk çocuğu kanındaki asaleti ve üstün çalışma ahlakını bu doğrultuda girişeceği işlere yansıtırsa, bugün bizimle alay eden iç ve dış unsurları yenilgiye uğratabilir.

Küreselleşme ve paranın serbest dolaşımı ile birlikte dünyada ekonomik ilişkiler öyle bir hal almıştır ki, dünyanın herhangi bir yerindeki dalgalanma domino etkisi ile hızla bütün dünyaya yayılabilmektedir. Kapitalizmin sallanan ama yıkılmayan, üstüne üstlük her sallantıdan kazançla çıkan kalesi "borsa ekonomisi" yarattıkları sanal ilişkiler ağı ile reel üretim yapan şirketleri yıkabiliyor, insanların ömürleri boyunca dişinden tırnağından arttırdıkları birikimlerini tek bir saniyede eritebiliyor.

Dünyada var olan 37 milyon firmanın %80'i 737 çok uluslu şirket tarafından kontrol edilmektedir. Bu danışıklı dövüş ortamında yeni bir aktör olarak yüksek kazanım elde etmek mümkün değildir. Ekonomik statükonun dere beyleri kendi içlerinde ne kadar çatışsalar da dışarıdan içlerine girebilecek bir güç söz konusu olduğunda aralarındaki tüm sorunları unutup birleşebilme yeteneğine haizdir.

Bugüne kadar Turancılar ekonomik bir alt yapı kuramamış oldukları için hayalperest kabul edildiler. Ne yazık ki Kanada'dan kuru fasulye ihraç ettiğimiz bu dönemde ve dün bize yapılan bu eleştirileri haksız bulamıyorum. Bunun yanı sıra gezmiş olduğum şehirlerde konuştuğum, aynı rüyayı gördüğüm genç arkadaşlarımın üretme konusundaki hırslarını görmek geleceğe umutla bakmama sebep oluyor.

Bugün bir dip dalgası görünümünde olan Turancı hareket iş yapabilmek için temel öğe olan insan kaynağına sahiptir. Turancılığın son dönemde ortaya çıkmış en büyük değerlerinden olan Hüseyin Nihal ATSIZ'ın, "Yeşermesi ektiğimiz tohumların haktır" vecizinin gerçekleşme eğiliminde olduğunu görmek hepimiz için tarifsiz bir neşe kaynağıdır.

İyimser bir tablo çizmekle beraber yolun başında olduğumuz unutulmamalıdır. En dipten toparlanma hareketine başlayarak yükseklerde yer tutan, yönetici konumunda olan insanlarımızın kayıtsız kalamayacağı, istikballerini Turan'da görecekleri bir ekonomik ortamı ortaya koymaya mecburuz.

1) İlk olarak milletimizin temel ihtiyaçlarının tamamını yerli girdilerle üreteceğiz. Ziraat ilmi ile uğraşan Irkdaşlarımız tükenme noktasında olan yerli tohum, fide, fidan ve hayvanların çoğaltılmasını ve güçlendirilmesini sağlamalıdırlar. Türk devletlerine hibrit tohumlar girmemelidir.

2) Tarımsal ve hayvansal üretim mallarından elde ettiğimiz ürünleri yurt içinde işleyip mamül haline getirmeliyiz. Yerli tüketimi karşılayacak üretim yapmak ilk hedefimiz olmakla birlikte uzun vadede bu ürünleri pazarlayarak döviz girdisi elde eder duruma gelmeliyiz.

3) Milletimizin içinden çıkacak makine mühendisleri üretimde kullanacağımız makine teknolojisini yerli imkanlarla üretmelidirler. Dünyada bu alanlarla ortaya çıkan yenilikleri takip ederek kendi ürettiğimiz ürünlere tatbik etmelidirler.

4) Üretim faaliyetlerimiz için kullandığımız enerjiyi mümkün olduğu oranda kendi iç imkanlarımızla üretmeliyiz. Ülkelerimizi enerji ihracatından kurtarabilmek adına Türk girişimciler enerji yatırımları yapmalıdırlar.

5) Türk doktorlar ve biliminsanları insanlarımızda ortaya çıkan hastalıkların tadavisi için yerli ilaçlar üretmelidirler. Bulunacak ilaçların diğer dünya ülkelerine pazarlanması ile insanlığa hizmet etmeliyiz.

6) Dünyada var olan teknoloji ürünlerininin taklit yoluyla yerli muadillerini üretmeliyiz. Taklit etmek yöntemi ile başladığımız bu çalışma zamanla teknolojiyi yakalamamıza olanak sağlayacaktır. Tüketici konumunda olan ırkdaşlarımız her hangi bir ürünün yerli üretimi mevcutsa yabancı olanını kullanmamalıdır.

7) Milletimizin yetiştirdiği ama ülkelerimiz dışında hizmet veren mühendis, doktor, kimyager, biyolog, biliminsanı gibi üst düzey meslek sahibi Türklere ülkelerimizde hizmet etmeleri için gerekli bütün olanaklar tahsis edilmeli ve ne pahasına olursa olsun ülkelerimizde hizmet göstermeleri sağlanmalıdır.

8) İçinde bulunduğumuz internet çağında Türk yazılımcılar kuracakları özel şirketler marifetiyle teknolojik anlamda hayatımızı kolaylaştıran mevcut yazılımlarının milli muadillerini yapmalı ve yeni yazılımlar geliştirerek teknolojiden daha fazla istifade etmemizi sağlamalıdır.

9) Türk mühendislerin kuracağı savunma sanayi şirketleri tamamen milli olanaklarla savunma ve saldırı silahları üretmeli bu silahları ve teknolojik alt yapısını Türk olmayan ülkelere satmamalıdır.

İşimizin en zor tarafı tüm bu alanlarda çalışmalarımızı yapmaya devletlerimizin desteği olmadan başlayacak olmamızdır. Her Türk yukarıda bahsettiğim ekonomik hedefleri gerçekleştirmede kendini sorumlu hissetmeli ve bu doğrultuda çalışmalar yapmalıdır. Bu hedefleri gerçekleştirdiğimiz noktada kendimizden başka hiçbir güce bağımlı olmayan tam anlamı ile hür devletler ve insanlar olabiliriz.

Türk milletinin aklı ve ülkelerinin doğal imkanlarını göz önüne aldığımızda bu hedefleri gerçekleştirmek hayal değildir. Eğer Türk çocuğu kanındaki asaleti ve üstün çalışma ahlakını bu doğrultuda girişeceği işlere yansıtırsa, bugün bizimle alay eden iç ve dış unsurları yenilgiye uğratabilir.

Turan bir hayal değildir. Başta ekonomi alanında olmak üzere her alanda çalışmaları, hedefleri ve vaatleri vardır. Ayrıca Turan, kapitalizm gibi birilerinin kaybederken diğerlerinin kazandığı adaletsiz bir sistem değildir. Turan, Türk milletinin bütününe zenginlik ve refah vadediyor.

Her Türk sorumluluk alarak bu idealler uğruna çalışmaya başladığı zaman Turan'a bir adım daha yaklaşmış olacağız. Hayal edin ve çalışın! Gelecek bizimdir.

Related Posts

Leave Comments