By Bülent Yılmaz on Cuma, 05 Mayıs 2023
Category: Siyaset

UMUT VE YASA

İktidar diyor ki; „İHA, SİHA, yerli uçak, yerli tank, yerli helikopter yapıyoruz. Bunlar büyük ve güçlü Türkiye'nin izleridir. Güçlü bir Türkiye için bizi seçin."

Bu projelerin abartıldığı kadar yerli ve milli olmasını çok isterdim. Ancak sadece taktik önemdeki küçük sihalar dışında Kızılelma gibi insansız hava araçlarından başlayarak, Atak 2, Milli Muharip Uçak, Altay tankı gibi stratejik önemdeki platformların alayında motorlar ya Ukrayna veya Kore gibi ABD güdümünde ülkelerden ya da bizzat ABD den temin edilecek. Dolayısıyla senin yerli ve milli dediğin platformların hiçbirini Amerika istemedikçe satamaz veya istediğin sayıda üretemezsin. Yerli motor da imam hatip kafasıyla üretilmiyor!

Velev ki seçim döneminde halka söylediğiniz tüm yalanlar gerçek olsun. Bu platformları motorlarıyla birlikte biz üretmiş olalım. Bu yine de ülkeyi çökerttiğiniz gerçeğini değiştirmez. Silahla bir ülke ayakta kalamaz. Sovyetler Birliği çökerken dünyanın en ileri savaş uçaklarına, nükleer denizaltılarına, hiçbir savunma sisteminin engelleyemeceği balistik füzelere sahipti. Batıdan çok daha yıkıcı nükleer bombaların ve bu bombaları hiçbir engel tanımadan Amerikaya ulaştırabilecek füzelerin sahibiydi Sovyetler. Uzaya ilk kez insan gönderen ve MİR uzay istasyonu ile uzayda sabit üssü olan tek ülkeydi.

Bizimkiler her gün yalandan doğalgaz petrol altın madeni buluyorlar. Bunların da tıpkı askeri sahadaki abartmalar gibi gerçek olduğunu varsaysak bile çöküşe engel olamaz. Sovyetler birliği dünyanın en geniş doğalgaz ve petrol kaynaklarına sahipti. Ciddi miktarda altın ve nikel gibi nadir metaller üretiyordu. Dünyanın en ileri kereste üreticisiydi. Denizleri, nehirleri ve gölleri halkını sağlıklı besleyebilecek balık kaynaklarıyla doluydu. Adamlar kahvaltıda dünyanın en pahalı havyarlarını yiyordu?

Sonuç? 1991 de o anlı şanlı Sovyetler birliği çöktü.

Çünkü tıpkı Akp'nin ülkemizde yaptığı gibi görünüşteki onca askeri endüstriyel üretime, yeraltı ve yerüstü zenginliklere rağmen ülke rüşvetle, torpille çürümüş, hukuken toplum nefes alamaz halde sosyolojik bir ceset haline gelmişti. Tarih sovyetleri nükleer bombalarıyla, gelişmiş denizaltıları, uçakları ve uzaydaki üssüyle birlikte bir gecede gömüverdi. Onca başarıya imza atmış bir ulusun kadınları ailelerini doyurabilmek için on dolara namuslarını satmaya ülkemize geldiler. Namusunuzu sadece iha siha tank top bomba korur sanıyorsanız tarihe dönüp bakmanız yeterlidir. Öyle binlerce yıl geriye değil yakın tarih bile size cevabı verecektir.

Dünyadaki tüm diktatörlükler hem kendi halkına hem de dış ülkelere gözdağı vermek için silah üretir. Saddam Scud füzeleriyle övünüyordu. Mussolini ve Hitler de güçlü ordularına güveniyordu. Sovyetler nükleer güçleriyle öyle bir özgüven içine girmişlerdi ki uluslararası diplomaside adeta bir ayı hoyratlığıyla herkesi tehdit ediyorlardı. Hepsinin sonu aynı oldu.

YASA YOKSA VATAN YOKTUR!

Bir halkı belli bir toprak parçası üzerinde devletleştiren, ortak bir kimlik ve ülkü etrafında birleştiren şey adil, eşit yasalardır. Yasanın olmadığı yerde silahlar toplar sizi bir arada tutamaz. Tarihte binlerce kez tekerrür etmiş bu yalın gerçeğe sırtını çeviren hiçbir ulus bu çağda varlığını devam ettiremez. Bizim tüm gücümüz Cumhuriyetin herkes için eşit adil yasalarıydı. Tüm umudumuzun kaynağı cumhuriyettir. AKP'nin tüm kurumlarıyla yok ettiği cumhuriyet.

AKP ve islamcı zihniyet varoluşunu birleştiren yasalara değil bölücü bir hukuksuzluğa borçludur. Akp bölebildiğince var olabildiği için umutsuzluğun kaynağıdır. Akp ile yürünen yol kaçınılmaz bir çöküş hikayesidir. İslamcılık töreye düşmanlık ve umutsuzluktur.

Tüm bu nedenlerle bütün eksiklerine rağmen muhalefete oy vereceğiz. Ülke bir nebze nefes aldığında bu muhalefetten de daha iyisini iktidara getirecek mecalimiz kalması için hukukun normalleşmesi ve halkın içine sokulduğu korku ikliminin dağılması şarttır.

Tarih kendi umutlarını kendi elleriyle boğup kısa sürede yok olan uluslar çöplüğünden ibarettir. Anadolu onlarca medeniyetin beşiği olduğu gibi mezarıdır da. Dünyanın en verimli topraklarında açlıkla mücadele eden, umutsuz gençlerini başka ülkelere kaptırarak kan kaybeden bir ulusun sağlıklı olduğu iddia edilemez.

Türkler TÖRE KONUŞUNCA HAN SUSAR anlayışıyla binlerce yıl önce tek adamlığa karşı töreyi yani yasayı üstün tutarak tarih önünde kimseye kul köle olmayacağını haykıran bir ulustur. Batılıların gurur duydukları Magna Carta dan bin yıl önce düzenledikleri kurultaylarda kifayetsiz hanları azletmiş bir milletin evlatlarıyız. Ecdadımızın gelip yerleştiği bu ülke insanlığın ilk sistemli hukuk anlayışına yani Roma hukukuna ev sahipliği yapmış topraklardır. Bizler bu her iki bağımsız medeniyetin mirasçılarıyız.

Umudu yaşatmak için yasaya, yasa için de bu adaletsiz düzene başkaldırmaya ihtiyacımız vardır.

14 Mayıs titreyip kendimize gelmek ve onurlu bir hayat sürmek için son şansımızdır.

YASA VE UMUT İÇİN

KAHROLSUN İSTİBDAT YAŞASIN HÜRRİYET!

Related Posts

Leave Comments