Vatan sevmenin ustası sanırdık kendimizi, oysa çırak bile değilmişiz.
Hiç çatma kaşlarını!
Sözüm sadece sana değil, bende dahil herkese.
Çağdaşlığın yolu okumaktan geçer diyerek, vatan için yılda kaç tane kitap okuduk?
Sorana, sorgulayana nefret kusarak, cehaletimizi saklamaya çalışmadık mı çok zaman?
Kolay yoldan mevki, makam kazanma hırsımızın esiri olmadık mı?
Birisi birini torpil ile işe sokarken hangimiz tepki gösterdi. Hangimiz yeri geldiğinde Ankara'da bir dayı aramadı.
Beş kuruş etmez adamlara, işgal ettiği koltuktan ötürü altınmış gibi davranmadık mı?
Kaçımız partizanca parti tutmaktan vazgeçip, yeri geldiğinde kendi partisinide eleştirebildi?
Seçim öncesi söylediği vaadlerin, seçimden sonra tam tersini yapan siyasileri, bir sonra ki seçimde şak şaklamaktan vazgeçtik mi? (Neyi alkışlıyorsak!)
Dinimizi kasıtlı olarak bilim ile ters düşürene "Senden din alimi olmaz yürü git işine" diye bildik mi?
Şehirde ki kadınımızın üstünü başını konuştuğumuz kadar, tarla başında her erkeğin yapamayacağı işi yapan kadınımızın alnından süzülen teri konuştuk mu?
Bizler, koluna 700 bin liralık saat takan Bakan için "Bal tutan parmağını yalar" derken, Gazimizin protez bacağına icra kondu bu ülkede! Sesimiz çıktı mı? ( Doğru ya o bal tutmamıştı! )
Komutanın sanık, teröristin tanık yapıldığı mahkemeyi film izler gibi izlemedik mi?
Nice komutanımız, her türlü pisliği ortaya çıktığı halde istifa etmeyenlerin, ifitralarına dayanamayarak intihar etti. Öylesine onurlu insanlardı onlar. O yiğitlerin çığlıklarına, koltuk müptelalarının keyfi bozulmasın diye kulak tıkamadık mı?
Açılım adıl altında, zihnen ve ruhen birliğimiz parçalanırken, bir kez olsun yarın bu işin sonu ne olur diye düşündük mü? (Sonunu şimdi görüyoruz.)
Masalcı beylerin, masallarına kanarak, koca koca hayallere dalan, o hayallerde gezinirken, altımızda ki toprağın bile kayıp gittiğini fark etmeyen bizler değil miyiz?
Dün üzerimize helikopterden kurşun yağdı, bugün onlarca evladımız şehit düştü.
Ve yine kendimize toz kondurmadık!
Suçlu: Dış Güçler!
Kusura bakma kardeşim, o dış güçler dediklerin, ülkelerinin çıkarı için seni parçalamak, bölmek isteyebilirler. Evet, evet düşmandır ve düşmanın görevi budur.
Senin görevin ise düşmana fırsat vermemektir.
Onlara fırsatı biz verdik!
Sadece kan dökerek vatan korunmaz. Zira bizim toprağımız kana doydu. Bizim toprağımız, bilime, kültüre, akıla aç!
Ben vatan sevmenin ustası sanırdım kendimizi.
Oysa çırak bile değilmişiz.
Okan KİLİT