Efendim, efendiler! Yalıtım kolay. Yalıtım güzel. Yalıtım takdiri hak ediyor. Ancak yalıtamadığımız sorunlarımız var. Erkek adama soğuk işlemez hani.
Enerji Verimliliği Strateji Belgesi uyarınca 2017 yılı itibariyle yalıtımsız bina kalmaması öngörülüyordu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve belediyelerin de dahil olduğu birçok kurum bu meseleyi destekledi ve mahallelerimizdeki yalıtım çalışmaları neticesinde hem daha verimli enerji kullanan hem de dış cephesi daha bakımlı binaların sahibi olduk. Yeni yapılan binalarda da yalıtım bir zorunluluk halini aldığı için geleceğe dönük tedbirler de alınmış oldu. Buraya kadar -zorunlu kılınmasını dahi- yüzde yüz desteklediğim bir olay. Hatta son yıllarda alınmış en iyi kararlardan birisi. Eyvallah...
Yalnız, bana başka bir şey düşündürdü bu keyfiyet. İnsanımız artık yalıtımlı dairesinde daha müreffeh bir yaşam sürecek. Yalıtım materyali onları olumsuz tüm dış etkenlerden koruyacak! Ne aşırı soğuk, ne de aşırı sıcak artık onları etkilemeyecek; babalar mütebessim, analar daha mutlu, çocuklar da daha cıvıl cıvıl olacaklar! İnsanımız dışarıdayken kendini eve atmak için can atacak!
Maddi yönden iş böyle olabilir. Peki ya manevi anlamda son yıllardaki huzursuzluğumuza dair yetkililerin tasavvurları ve çözümleri var mıdır? Sıcağa veya soğuğa tedbir almak bir nebze kolay. İnsanların ruhuna sinmeye başlamış huzursuzluğu, her anlarında ortaya koydukları asabîliği, tahammülsüzlüğü ve hoşgörüsüzlüğü, ve yine artık maddi olmayan sosyal ölçekleri dahi bozacak güvensizlik hissini yalıtacak bir materyal keşfedildi mi? İlgili kurumlar kendilerini ortaya atıp bu müthiş ürünün kullanımını şart koşmak için çalıştaylar düzenledi mi? Sokaktaki, ruha sıkıntı veren duyguları eve girerken yalıtan materyal yüzde kaç başarılıdır tespit edildi mi? Bir babanın, çile haline gelmiş işten eve dönüş yolculuğundan sonra kapıda onu bekleyen yavrusuna karşı günboyu yaşadığı hastalıklı duyguları yansıtmaması için yüksek düzeyde yalıtım sağlayan materyal her babanın hizmetine sunuldu mu? Öyle oldu mu? Böyle geldi mi? Ve sair...
Efendim, efendiler! Yalıtım kolay. Yalıtım güzel. Yalıtım takdiri hak ediyor. Ancak yalıtamadığımız sorunlarımız var. Erkek adama soğuk işlemez hani. Zaten Türk'ün çelikten göğsü doğaya karşı bir dağ gibi sapasağlam durabilir de. Gerçekten durur, örneği çok. Amma işte güvensizlik, işte ayrışma, işte gelecek kaygısı, işte bilinmezlerle örülü günler, işte sarsılan ve yıkılan değerler... Bunlar bir adamı yıkar, bir babayı yıkar. Yavaş yavaş, içten içe... Türk kadını yavrusunu bir şekilde ısıtır. Bir şekilde tok tutar karnını... Amma iş yerinde patronu, yolda otobüs şoförü, apartmanda komşusu ona güvensizlik telkin ediyorsa; o ananın tüm sıcaklığı çekilmiştir. Ve hele de bir ana, yavrusunu gelecekteki emin günlerin içerisinde hayal edemiyorsa; o ananın analık yetileri bile sarsılmıştır.
Yalıtım bazı olumsuzlukları evin dışında bırakamıyor. Ve bu olumsuzluklar eve her gelenin yanında ufak ufak gelmek yerine bir gün topyekun bir saldırı ile kapımıza dayanırsa... Vallahi yalıtım bizi koruyamayacak.
Deli