By Barış Atagün on Pazartesi, 13 Eylül 2021
Category: Siyaset

Z Kuşağının Sesine Kulak Verin

2023 seçimleri ülkemizin geleceği için büyük bir öneme sahip. Tarihimizin en önemli seçimlerinden birini yaşayacağız ve bu seçimlerde Z kuşağı çok etkin bir rol oynayacak.

Resmi verilere göre 2023 seçimlerinde 5.940.916 seçmen ilk kez oy kullanacak. Toplam seçmen sayısında ise yüzde 11,8 oy dilimine sahipler.

Yani Z kuşağı gençleri kendi partilerini kursalar ilk seçimde barajı geçip TBMM de yer alırlar. Seçimlerin kaderini etkileyecek bir potansiyelleri var.

Seçimlerin kaderini etkileyecek güçleri olmalarına rağmen ne iktidarda ne de muhalefette Z kuşağını kazanmaya yönelik bir politika göremiyorum.

Çünkü bizde siyaset hamaset ve kavga üzerinden yapılıyor. Bol bol dini ve milli duyguları okşayacak boş nutuklar ve karşılıklı atışmalar.

Bu siyaset tarzının Z kuşağı etkisinde bir etkisi yok. Z kuşağını önceki kuşaklarla karıştırmayın. Bu çocuklar hayatı somut yaşıyorlar. Hamasete değil kendilerine vaat edilen somut projelere önem veriyorlar.

Kısacası bu çocuklara vatan, millet, Sakarya değil teknoloji, demokrasi ve refah seviyesi yüksek bir hayat demeniz lazım.

Kendi hayatlarını direkt etkilemeyen vaatlere önem vermiyorlar. Her şeyden önce kendilerini düşünüyorlar.

Çünkü önceki kuşaklara göre çok daha fazla gelecek kaygısı yaşıyorlar. Kaygılı olmaları çok normal…

Yaşadıkları çağ bazı yönlerden çok avantajlı olsa da bazı yönlerden çok dezavantajlı bir çağ.

Bilgiye ulaşma ve bilgiyi kullanma açısından geçmiş kuşaklardan çok daha avantajlılar. Ancak sosyal hayat ve yaşam açısından berbat bir dönemde doğdular.

İnsanların marinalaştırıldığı, aile ve dostluk bağlarının zayıfladığı bir dönemde yaşıyoruz. İnsanların hayatı 1 ev, 1 araba almak için geçiyor. Hepimiz yarış atı gibi bir yarışın içinde koşturuyoruz. Tatillerde ailemizle, sevdiklerimizle değil yalnız tatil yapmayı tercih ediyoruz. Çünkü tatilden anladığımız tek şey dinlenmek.

Z kuşağı işte böyle bir çağda dünyaya geldi.İnsanların asosyal olduğu, makine gibi çalıştığı, renksiz bir yaşam

Anne ve babalarının hayat tarzı doğal olarak bu çocuklara da geçti. Sosyal ilişkilerde zorluk çeken, bencil düşünen,aile bağlar zayıf.

İkinci dezavantajları ise rekabetin zirve yaptığı bir dönemde yaşamaları.Eskiden lise mezunu olmak ortalama bir hayat kurmaya yeterken şimdi Üniversite mezunu olmak bile yetmiyor.

Yüksek lisans lazım, yabancı dil lazım, PC kullanmayı bilmesi lazım, birkaç alanda sertifika sahibi olması lazım. Bu liste böyle uzayıp gider.

Çocukları bir eğitim yarışı içinde boğuyoruz. Sonuç?

21 yaşında bilgi yüklü ama hayat tecrübesi olmayan bir genç. Aldığı eğitim ise Avrupa standartlarının çok altında

Şimdi bu çocuklara kızmaya hakkımız var mı? Bu çocukların böyle olması bizim eserimiz.

Onlara ne sağlam bir eğitim sunabildik, ne de hayat tecrübesi kazanmalarına izin verdik.

Z kuşağını biraz daha iyi tanımak için araştırma sonuçlarına bakmamız gerekiyor. Z kuşağı hakkında yapılan bir araştırmaya göre;

% 45'i herkesin eşit ve benzer haklara sahip olduğu görüşünü savunuyor.

%82,2 si din, dil, ırk fark etmeden 'Farklı bir din veya mezhebe ait biriyle evlenebilirim' diyor.

% 28,5 i hiçbir dine inanmıyor. Dindar olduğunu ifade edenlerin oranı sadece %15,7

% 76,4'ü adalet, demokrasi, ifade ve düşünce özgürlüğü, liyakat, israf, sanat gibi kavramları önemli bulduğunu ifade ediyor

%68,7 si kendisini Atatürkçü, muhafazakar ya da milliyetçi gibi belli kategoriler içinde tanımlamadığı ve mevcut siyasi partilere karşı herhangi bir yakınlık hissetmediğini söylüyor.

% 86,7'si oy kullanırken ebeveynlerin etkisinin olmayacağını ifade ediyor.

%78,6 sı AB yi destekliyor.

Sosyal medyada geçirdikleri süre 6 saat ve % 65'i akıllı telefon kullanıyor.

Bu araştırma sonuçlarından çıkarılacak sonuç şudur:

Manevi yönden zayıf, demokrasi, eşitlik duyguları güçlü, apolitik, ailelerinin sözüne bile çok bağlı kalmayan, kendi bildiği doğrulardan vazgeçmeyen, hayatta her şeyin merkezine kendilerini koyan, çağdaş bir ülkede yaşamak isteyen bir gençlik.

Bu gençlikle kuracağınız diyalog farklı olmalı. Basit nutuklarla bu gençlerle iletişim kuramazsınız. Onlarla somut ve yalın konuşmanız gerekiyor.

Bu çocuklar doğru yönlendirilir ve eğitilirseçok şeyi başarabilecek bir kuşak.

Bir an önce bu gençleri kazanmak için çalışmak lazım. Onları yargılamadan, aşağılamadan, anladıkları dilden konuşmak, onlarla empati kurmak lazım.

Gelecek bu çocukların olacak. 2023 seçimlerinde geleceği bu çocuklar belirleyecek.

Tüm siyasetçileri Z kuşağının sesini duymaya davet ediyorum. Ya bu çocukların desteğiyle seçimleri kazanacaksınız ya da bu çocukları karşınıza alıp kaybedeceksiniz.

Seçim sizin…

BARIŞ ATAGÜN

Related Posts

Leave Comments