Türk futbolunda son yıllarda en çok konuşulan konu 14 yabancı kuralının uygulanması. Spor medyasının çoğunluğu 14 yabancı kuralıyla Türk futbolunun geliştiğini, Avrupa'ya daha çok Türk futbolcu yolladığımızı söylüyorlar.
Gerçekten 14 yabancı kuralıyla Türk futbolu gelişti mi? Bu soruya cevap vermeden önce tarihteki büyük başarılarımızda yabancı sayısının kaç olduğuna bakmalıyız.
1954 Dünya kupasına katıldığımızda yabancı kuralı 1
1968 yılında Göztepe UEFA kupasında yarı final oynadığında yabancı sayısı 2
1989 yılında Galatasaray, Şampiyon Kulüpler kupasında yarı final oynadığında yabancı sayısı 3
1993 yılında Milli takımımız Akdeniz oyunları şampiyonu olduğunda yabancı sayısı 3
1996 yılında Milli takımımız Avrupa şampiyonasına katıldığımızda yabancı sayısı 3+1
2000 yılında Galatasaray UEFA kupasını ve Süper kupayı kazandığında yabancı sayısı 5
2002 yılında Milli takımımız Dünya 3. Olduğunda yabancı sayısı 5+1+2. Sahadaki maksimum sayı 5
2003 yılında Milli takımımız Konfederasyon kupasında 3. Olduğunda yabancı sayısı yine 5
2008 yılında Milli takımımız Avrupa şampiyonasında yarı final oynadığında yabancı sayısı 6+2. Sahada maksimum 6
2013 yılında Fenerbahçe UEFA kupasında yarı final oynadığında yabancı sayısı sahada yine maksimum 6
14 yabancı kuralının uygulanmaya başlandığı 2015 yılından beri Türk futbolunda ne başardık?
Kulüpler düzeyinde Beşiktaş'ın UEFA kupasında çeyrek final ve şampiyonlar liginde gruptan lider çıkarak 2. Tur oynaması dışında bir başarımız yok. Tüm kulüplerimiz Avrupa'da tel tel dökülüyor.
Bu başarısızlığın sonucunda seneye lig şampiyonumuz şampiyonlar ligine direkt katılamayacak.
Kulüpler düzeyinde 14 yabancı kuralının sonucu hüsran. Peki ya milli takım?
2016 Avrupa şampiyonasına normalde katılamıyorduk. O sene UEFA en iyi 3. Olan da şampiyonaya katılacak diye bir kural uyguladığı için son dakikada attığımız mucize bir golle en iyi 3. Olarak katıldık. Şampiyonada ise hiçbir varlık gösteremedik.
2018 Dünya kupası elemelerinde felaket bir performans göstererek elemeleri geçemedik.
UEFA Uluslar liginde 2 kez üst üste küme düştük.
Milli takımda o kadar dibe vurduk ki artık milli maçlar reytinglerde ilk 10 a bile giremiyordu.
Ne olduysa Şenol Güneş'in milli takımın başına geçmesiyle oldu ve dibe vuran milli takımımız çok iyi bir performans göstererek Dünya şampiyonu Fransa'nın olduğu grupta 10 maçta 23 puan toplayarak Avrupa şampiyonasına katılma hakkı kazandı.
Önceki başarısızlıkları yabancı kuralına bağlamayan spor medyası 2020 Avrupa şampiyonasına katılmamızı hemen 14 yabancı kuralına bağladı.
Medyamızın unuttuğu iki önemli nokta var.
Birincisi milli takımımız Avrupa şampiyonasına ilk kez değil 5. Kez katılıyor.
İkincisi Şenol Güneş 2002 de de Milli takımımızı Dünya 3.sü yapmıştı zaten. O zaman da mı 14 yabancı kuralı vardı?
Gelelim 14 yabancı kuralıyla daha çok Türk futbolcuyu Avrupa'ya yolladığımız meselesine. Bu da tamamen aldatmaca
Birincisi Türkiye 2000 li yılların başından beri Avrupa'ya futbolcu yolluyor.Hem de Inter, Atletico Madrid, Barcelona gibi Avrupa devlerine futbolcular yolladık. Nihat Kahveci İspanya'da efsane oldu. Avrupa'ya ilk kez futbolcu yollamıyoruz.
İkincisi yolladığımız futbolcular Türkiye'de hiç tanınmadan Avrupa'ya gidiyorlar. 2000 li yılların başında 3 büyüklerde oynayan yıldız futbolcularımız Avrupa'ya giderken şimdi ismini bile duymadığımız genç futbolcuları Avrupa'da görüyoruz.
O halde şunu soralım. Neden eskiden yıldız futbolcularımız Avrupa'ya giderken şimdi ismi duyulmayan genç yetenekler gidiyor? Ne değişti?
Değişen Avrupa kulüplerinin Türkiye'ye bakışı.Türkiye'de yetenekli futbolcular olduğunu keşfettiler. Bu yüzden Avrupa kulüplerinin scout ekipleri Türk futbolcuları daha çok izlemeye başladılar.
Bu yüzden Çağlar Söyüncü süper ligde 1 dakika bile oynamadan Avrupa'ya gitti.
Bu yüzden Merih Demiral Fenerbahçe'de kadroya bile giremezken bugün Juventus'ta oynuyor.
Bu yüzden Zeki Çelik ve Mert Çetin PTT 1. Ligde oynarken Avrupa'ya transfer oldular.
Bu 14 yabancı kuralının değil Avrupa kulüplerinin genç yetenekleri keşfeden scout ekiplerinin başarısıdır.
Avrupa'ya yolladığımız futbolcuların gitmeden önce oynadığı takımlardaki yabancı sayısına baktığınızda da gerçeği net görebilirsiniz.
Cengiz Ünder ve Çağlar Söyüncü'nün oynadığı Altınordu'da yabancı sayısı 0
Zeki Çelik İstanbulspor'da oynarken İstanbulspor'un yabancı sayısı 4
Mert Çetin Gençlerbirliği'nde oynarken Gençlerbirliği'nin yabancı sayısı 2
Ayrıca Mert ve Zeki'nin oynadıkları takımlarda yedekleri de Türk. Yani bir yabancı futbolcuyla forma yarışına da girmediler.
Hani biz bu futbolcuları 14 yabancı kuralı var diye yollamıştık?
Bir de yolladığımız futbolcuların gittikleri takımlara ve performanslarına bakalım.
Burak Yılmaz, Yusuf Yazıcı, Çağlar Söyüncü ve Merih Demiral dışında Avrupa'ya yolladığımız futbolcular arasında başarılı olan futbolcumuz yok. Hakan Çalhanoğlu, Kaan Ayhan gibi futbolcularımız Avrupa'da doğup yetiştiği için onları saymıyorum.
Sadece Türkiye'nin yetiştirip yolladıklarına bakarsak birkaçı hariç ya Avrupa'nın vasat takımlarında oynuyor ya da oynadığı takımda yedek oturuyor.
İspanya'da efsaneleşen bir Nihat Kahveci var mı?
İngiltere'de efsaneleşen bir Tugay Kerimoğlu var mı?
Atletico Madrid'te oynayan Emre Belözoğlu ve Arda Turan var mı?
Yok. Çünkü eskiden Avrupa'ya yıldız yolluyorken şimdi genç yetenek yolluyoruz. Yani önceden yolladıklarımız takımlarında direkt oynamaya giderken şimdi geleceğe yatırım olarak alınan futbolcularımızın vasat takımlara kiralandığını görüyoruz.
Sonuç olarak 14 yabancı kuralının Türk futbolunu geliştirdiği iddiası kocaman bir yalandır. Türk futbolu yabancı futbolcu işgaliyle ölüyor. Takımlar yetenekli Türk futbolcu bulmak için Almanya ve Hollanda'ya bakıyor.
Türk futbolunu geliştirmek istiyorsak çözüm yabancı kuralı değil altyapıya yatırımdır. Emekliliği gelmiş yabancı yıldızlara harcanan para altyapılara harcansa kulüpler her sene 1-2 yıldız futbolcu parlatıp Avrupa'ya satarlar. İşte o zaman Avrupa'ya gelecek vaad eden yıldız adayı değil gerçekten yıldız Türk futbolcular yollamış oluruz.
Zaman ne gösterecek bekleyip göreceğiz.
BARIŞ ATAGÜN