Lucescu, aklımda en cok yıllar önce Zagtung'da hakkında yazılan bir metinle kalmıştır. Sevgili Luce'mizin, 2004'te Beşiktaş'tan ayrıldığından beri her transfer sezonunda Türkiye'den bir takımla adı anılmasından mütevellit Türk basınına bir sunum yapmıştır ironik metnin kurgusunda: "Dünyada Benim Dışımda Teknik Direktörler".
Yıllarca Shaktar Donetsk'te başarı ile sürdürdüğü kariyerinin ardından, beklentileri karşılamayn bir Zenit macerası...
Ardından Türk Milli Takımı...
Petersburg şehrinin güzelliğinden sonra anca İstanbul keserdi zaten. Hem emekli olmuşken birden sana milyonlarca euro veren bir Demirören var... İşlere de pek müdahale etmene gerek yok. Popülist birkaç söylemi tekrarlayacaksın, milli takımdaki gruplaşmalar zaten kadroyu belirleyecek, sen de paranı alacaksın. Vallahi cazip teklif.
Yenildin mi? Bas yabancı kuralı lakırdılarını, ver mehteri geç. Cengiz, Çağlar, Okay vs 3 büyüklerde değil de Avrupa'da oynadığı içim tüm bunlar, tabii...
Yabancı kuralı lige kalite getirdi, Türk futbolcuların fahiş fiyatlara fırlamasının da önüne geçiyor. Buna rağmen her başarısız olan -kulüp başkanları dahil- yabancı kuralına sarıyor. Özelikle başkanları, takımı tamamen Türk futbolculardan oluşturmaktan alıkoyan ne, onu kimse anlamıyor. Spor basını da soru sormayı pek sevmediği için öğrenemiyoruz başkanlardan bu sorunun cevabını.
Rusya, Türkiye'yi 2-1 hem de sahamızda yenerken Luce reyiz yine verdi mehteri, attı suçu yabancı kuralına. Şimdi, hakettiği muameleyi görüyor kamuoyundan.
Yabancıları gönderme işi Lucescu'dan başlasın, kampanyaları yürüyor. İki maç daha kaybetse zaten gider. Tazminatını da alır. Her durumda kaybetmeyecek tek kişinin o olduğu ortada. Bu yüzden, artık bu semineri gerçekten Milli Takım yetkililerine vermesi gerektiğini düşünüyorum: "Dünyada Benim Dışımda Teknik Direktörler"
Deniz Tamu