Danıştay 8. Dairesi, 18 Ekim 2018 Perşembe günü oy çokluğu ile nihayet Milli Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin "Öğrenci Andı" maddesini yürürlükten kaldıran 12. maddesini iptal ederek 8 Ekim 2013 tarihinden beri yasaklı olan "Öğrenci Andı"nın ilköğretim okullarında tekrar okutulmasının yolunu açtı.
Önce bu kararı veren Danıştay 8. Dairesindeki bilinçli hakimleri tebrik ederim. Ayrıca öğrenci andı yasağını Türk Milleti adına mahkemeye taşıyıp amansız bir mücadele veren vatanseverleri de tebrik ederim. O mücadeleyi veren ve bu imzayı atan eller öpülür.
Haberden anlaşıldığı üzere bunu kabul etmeyip imzalamayan hakimlerde olmuş ki, bu da onların sorunu.
Bu birinci adımdı, sırada şimdiye kadar içinde Türk geçen her şeye kırmızı görmüş boğa gibi saldıran ve henüz geçenlerde ülkemizde üretilen mamullerin ambalajındaki "Türk Malı" ibaresini kaldırıp yerine "Yerli Üretim" diye saçma bir logo koyan AKP hükümeti var. Bu arada hatırlatayım, boğa renk körüdür; öyle renkten-menkten anlamaz. Kızma sebebi kırmızı renk değildir. Durup dururken kendisine bez parçası sallayıp artistlik yapan, matador denilen uyuz herifin hareketlerine sinirlenir ve önüne gelene toslar.
Gerçi yeni Milli Eğitim Bakanından çoğunluk halk gibi ben de biraz ümit varım fakat çatı AKP olunca korkmuyor değilim. Danıştay kararını uygulatmayabilirler veya inisiyatifi okul idarecilerine bırakabilirler. E, okul idarecileri de aynı kafada ise bu iş olmaz. Arada yanlışlıkla karışmış bir kaç cengaver yönetici, karara uyup okutursa onları da mimleyip, en kısa sürede kamudan uzaklaştırabilirler.
Öyle ki; bu karar, uygulama safhasında millici eğitimciler için iki ucu, ortası, sağı-solu, kenarları, kenarların beşer santim içerisi, tam ortasından birer karış uçlara doğru iğneli bir değneğe dönüşebilir.
Çünkü iktidara yakın eğitim sendikaları ve birtakım İslam tüccarı cemaatçiler sert tepkiler vermeye başladı. Hadi onları bunları geçin; bu ülkede yıllarca milletvekilliği yapmış olan, dünün Fetö yağcısı AKP'li eski bir bakan bile çok sert tepkiler verdi.
O yüzden uygulama konusunda şüphelerim var. Bunları hukukun içinde kalarak tartışıp çözüme ulaştırmak iktidar ve muhalefetin işi. Altı yüz kişiye boşuna maaş ödemiyoruz.
Ben, "Öğrenci Andı"nın serbest bırakılışı üzerinden etnik damarı kabarıp sapla samanı birbirine karıştıranlara iki kelam etmek istiyorum.
Andımız, geçmişte hangi niyetle çıkarılmış olursa olsun, Türk Milletinin çocukları ve kendini ruhen bu milletin öz parçası sayanları iyi olmaya, doğru olmaya, dürüst olmaya, iyi bireyler olarak yetişmeye davet ediyor.
Sözüm kendini Ay-yıldızlı al bayrağın altına ve bu milletin asil bir üyesi sayıp o şekilde yaşayanlara değil. Herhangi bir yerde muhabbet ederken Kürt'üm, Arap'ım, Laz'ım, Çerkez'im, Arnavut'um, falanım-filanım diye göğsünü gere gere konuşanların bir başkası da kendini "Türk" olarak tanıttığında vebalı muamelesi yapması. Kulaktan duyma ve doğruluğu tartışmalı bir-iki hadisi de araya katıp eleştiri, hakaret ve aşağılamada sınır tanımaması ırkçılığın, faşistliğin zirvesidir. Bir de bunların sadece, "Müslümanım" diyen tipi var ki, evlere şenlik; sanki diğer herkes gayrimüslüm.
Efendim Türk Milliyetçiliği, Öğrenci Andı ırkçılıkmış, İslama aykırıymış, ülkede yetmiş iki millet varmış filan. Geçin bunları.
Ben kendi adıma şimdiye kadar hiç bir farklı etnik köken ve mezhep mensubuna olumsuz tepki vermedim ama çok olumsuz tepki aldığım oldu. Beni boş verin, yurt dışında yaşayan ve ülkemize nefret kusan, "Ateş düşsün Türkün evine" diye türküler söyleyen vatan haini bir sanatçı, bu ülkede devlet protokolü ile karşılanıp ağırlandı. Türküleri devlet televizyonlarında yayınlandı. Yani herkes her fırsatta Türk olana vuruyor. Çünkü bu bir maya, bir adamlık meselesidir...
Etnik aidiyet olarak Arnavut olan Mehmet Akif, ruhen ve uygulamada tam bir Türk ve ateşli bir Türk Milliyetçisiydi. Yıllar önce terör örgütü ASALA'nın 1982'de yaptığı Esenboğa Havalimanı katliamını lanetlemek için Taksim meydanında kendini yakan Ermeni Artin Penik amca da Türk'tü. Önceki gün vefat eden Ermeni asıllı Ara Güler'de Türk. Çünkü Türk Milleti, birilerinin ceviz büyüklüğündeki beyninde tasavvur ettiği gibi sadece bir ırkın adı değil, bütün adamların birliğidir.
Yine kendini bu milletin asli unsuru olarak görüp ihanet etmeyi düşünmeyenleri ayırarak sorayım:
Biliyoruz; Türk değilsiniz, doğru da değilsiniz. O yüzden hırsızlık, yolsuzluk ve namussuzluk gırla. Küçükleri sevip büyüklere saygı göstermek gibi ahlakınız da maalesef yok. Hatta gözünüze kestirdiğiniz küçüklere hallenmek gibi sapkın bir ruha da sahipsiniz. Ayrıca vergi kaçırır, elektrik-su faturası ödemez, sokağa tükürür, komşunun karısına kötü bakarsınız. Fakat çalışkanlığınıza lâfımız yok; vatan ve millet aleyhine mesaide hayli yoğunsunuz. Eyvallah, tamam da bunu niye kendinizi parçalarcasına ifşa etme gereği duydunuz? Durup dururken niye matadorluğa soyunuyorsunuz?
Biliyoruz siz, andımızı zaten hiç okumadınız, okumuyordunuz, çocuğunuz da okumaz olur biterdi.
Andımız olsun...
Andımız bizim olsun, size ne?
Ayrıca Türk adı, Öğrenci Andı, Türk Bayrağı, İstiklâl Marşı, Atatürk gibi değerlerimize azılı Türk ve İslam düşmanı batılı ülkelerin yanında kardeşlik, İslam ve ümmet edebiyatı yapanların da karşı olması, acımasızca sövmesi ve yok etmeye çalışması manidar değil mi?
Batılıların karın ağrısını Haçlı Seferleri'nden biliyoruz da, şu "Öğrenci Andı"nda çocuklara doğru-dürüst-çalışkan ve vatansever olmayı öğütleyen hangi cümle battı hassas yerinize?
20.10.2018