Doğu Türkistan, Türklerin ilk varolduğu coğrafyadır.. Bugün özellikle Uygurların yaşadığı coğrafya olarak bildiğimiz bu bölge Tonyukuk'un, Kül Tigin'in, Bilge Kağan'ın taşlara tarihi kazıdığı bölgedir. Bunların hepsi Uygurların kökleri. Uygurlar, Göktürkler, Hunlar, Karahanlılar, Seyidiye Hanlığı, yakın tarihte 1933'te kurulan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti, 1944'te kurulan Doğu Türkistan Cumhuriyeti gibi birçok devlet ve imparatorluğun kurulduğu bir coğrafyadır. Türklerin ilk varolduğu coğrafyadır çünkü. Türk isminin ilk kullanıldığı coğrafyadır. Orhun Abideleri ve Kaşgarlı Mahmut'un Divanı Lügati't Türk'ü kaleme aldığı coğrafyadır. Kırgız'ın, Kazak'ın, Özbek'in, Tatar'ın, Türkmen'in, Azeri'nin, Anadolu Türkü'nün hepsinin benim atam dediği Kaşgarlı Mahmut'un kanının döküldüğü coğrafyadır. Yusuf Has Hacib'in Kutadgu Bilig ile devlet yönetimini bütün neslimize, geleceğimize miras bıraktığı coğrafyadır. Ahmet Yükneki'nin Atabet'ül Hakayık'la yaşadığı coğrafyadır. Osman Batur'un mancınıkla Çin uçaklarını düşürdüğü coğrafyadır.
Karahanlı Hükümdarı Sultan Satuk Buğra Han'la Türklerin İslam'la ilk tanıştıkları coğrafladır. Yine Türklerin ağaçtan oyma harflerle Gutenberg kardeşlerden asırlar önce matbaayı buldukları coğrafyadır. Yine Çinliler, atalarımızın akınlarından korunmak için 6 bin kilometrelik Çin Seddi'ni inşa ettikleri dönemde, atalarımızın Tanrı Dağları'ndan gelen kar sularını hem modern tarımda hem de içme suyu olarak kullandığı karz ismi verdiği ve yerin 30-40 metre altından 4-5 bin kilometreden su getirip modern tarımda kullandığı ve bugün Anadolu'da turfanda olarak tabir edilen sebzeciliğin yapıldığı coğrafyadır.
Türk Musikisinin ilk ortaya çıktığı yer Yarkent şehridir. Musiki ile birlikte enstrümanların icad edildiği coğrafyadır. Uygur alfabesi diyoruz, Göktürk alfabesi diyoruz, Moğollara, Cengiz Han'a dili veren coğrafyadır. Cengiz Han'ı Cengiz Han yapan coğrafyadır. Çünkü Cengiz Han'ın bütün komutanları Uygur Türküydü. Böyle bir coğrafya, hangi Türk olursa olsun kendini bulduğu coğrafyadır. Dokuz Oğuz, On Uygur olarak adlandırılan coğrafya, yani Oğuz'un Uygur'un bir ananın evladı olduğu söylenen coğrafyadır. Ama bugün maalesef bütün bu süreçte Türkler batıya doğru bir misyonu kendilerine seçmişler fakat Uygur dediğimiz bu kütlenin bir kısmı batıya gelirken bir kısmı hala kendi mevzisini müdafaa noktasında o bölgede bulunmuş, o bölgeyi korumuş, Çinle mücadelesini devam ettirmiş ve bugün Çinle o mücadeleyi hala sürdüyor. Ama maalesef o bölgeye karşı gösterilen ilgisizlik sonucu, gözden ve gönülden ırak olması nedeniyle unutulan ata vatanı Doğu Türkistan haline gelmiş.
Yakın tarihimizde Türkiye Cumhuriyeti'nden başka ikinci bir bağımsız Türk devletinin olmadığı dönemde, 1933 yılında, Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti ile Hoca Niyaz Hacı'nın Kaşgar'daTürk- İslam devletini kurduğu coğrafyadır. Yine 1944'te Gulca'da Doğu Türkistan Cumhuriyeti'nin kurulduğu coğrafyadır. Sovyetler Birliği daha parçalanmadan önce batıda en uç noktada Türkiye, doğuda Türkistan vardı.
Ama maalesef 1 milyar 300 milyonluk Çinli Yecüc-Mecüc'ün, bir insan selinin insafına terkedilmiş. Diğer Türk cumhuriyetleri başındaki Mankurt liderler ve boylarının ilgisizliği sonucu bu hale geldi. Aynı durum maalesef bugün de devam etmektedir.
Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen cumhuriyetlerindeki ve, Azerbaycan cumhuriyetlerindeki Mankurt liderlerin Şangay İşbirliği Örgütü'ne atmış oldukları imza gereği, Çin'in katliamından kurtulmak için siyasi sığınma talebinde bulunanların iade edildiği coğrafya Doğu Türkistan. 21. yüzyılda Uygur Türklerinin köle gibi satıldığı coğrafya burası.
Son yıl içerisinde birçok Doğu Türkistanlı Türk, Kazakistan tarafından, Kırgızistan tarafından Çin'e iade edilmiş. Sırf Çinle Şangay işbirliğine imza attıkları, teröristlerin ve suçluların iade edilmesi anlaşması çerçevesinde. Üstelik bu iade edilenlerin bir kısmı da o coğrafyada idam edildi.
Doğu Türkistan bağımsızlık hareketi Türkiyede ve Türk dünyasında sadece Türk milliyetçileri arasındabilinen bir mücadeleydi,artık Doğu Türkistan davası partiler üstü bir dava haline geliyor.Çin işgal yönetimi 1990'da Barın'da, 1995'te Hoten'de, 1997'de Gulca'da, en son 2009'da Urumçi'de olan olaylardan dünya kamuoyunun dan gizlemeye çalışsada artık çağımız Uzay ve internet çağı bunu engeleyemez.