Hz. İbrahim'in adı Tevrat'ta Avram (Abram), Avraham (Abraham) olarak geçer. Hz. İbrahim, Tevrat'ın ifadesine göre Keldanîlerin Ur şehrinde dünyaya gelmiştir. Babasının adı Terah'tır. Terah'ın adı İslam kaynaklarında Azer olarak geçer. Terah'ın Nahor ve Haran adında iki çocuğu daha vardır. Haran, henüz Ur şehrindeyken ölür.
Terah; oğlu Avram (İbrahim) ve Nahorla beraber gelinleri Sare ve Milika ve torunu Lut'u yanına alarak Ur kentinden ayrılır; Harran'a yerleşir. Terah, Harran'da hayata gözlerini yumar.
Tevrat'a göre Rab, Hz. İbrahim'e akrabalarını ve yurdunu terk ederek vaad edilmiş topraklara gitmesini emreder. Hz. İbrahim, yanına eşi Sare'yi, yeğeni Lut'u alarak "Leh Leha" (Git) emrine uyup Harran'dan vaad edilmiş topraklara yolculuğuna başlar. Vaad edilmiş Kenan diyarına geldiğinde bölgedeki kuraklıktan dolayı Mısır'a göç eder ve bir süre Mısır'da kalır. Mısır firavununun verdiği hediyelerle zenginleşen İbrahim bir süre sonra Beytel'e geri döner. (Tekvin, 12/1-20)
Hz. İbrahim vaad edilmiş topraklara döndüğünde rab tarafından kendisine soyunun gökyüzündeki yıldızlar kadar çok olacağı bildirilir. Rab ayrıca Hz. İbrahim'eMısır Irmağı'ndan Fırat'a kadar olan toprakları soyuna vereceğini vadeder (Tekvin, 15/5-21)
Hz. İbrahim Rab tarafından çocukla müjdelendiğinde 86 yaşındadır ve eşi Sare kısırdır. Eşinin çocuk sahibi olamamasına canı sıkılan Sare, Hz. İbrahim'e Hacer'le evlenmesini teklif etmiştir. Hz. İbrahim, Hacer'le evlenmiş ve bu evlilikten Hz. İsmail dünyaya gelmiştir.
Hz. İbrahim'in Hacer'den bir çocuk sahibi olması Sare'nin Hatice'yi kıskanmasına neden olur. Bunun üzerine Tanrı, meleklerini misafir kılığında Hz. İbrahim'e göndererek Sare'nin bir erkek çocuk doğuracağını müjdeler ve Sare'den de İshak dünyaya gelir. İshak dünyaya geldiğinde Hz. İbrahim 100, Sare ise 90 yaşındadır.
Hz. İbrahim, Tanrıdan oğlu İsmail'in mirasçısı olarak kabul etmesini ister ama isteği kabul görmez ve soyunun oğlu İshak ile devam edeceğini bildirir. (Tekvin, 17/17-19)
İshak'ın doğumundan sonra Sare, Hacer ve İsmail'i daha çok kıskanmaya başlar. İshak'ın sütten kesildiği gün düzenlenen şölende Hacer ve İsmail ile dalga geçen Sare, İbrahim'den Hacer ve İsmail'i uzaklaştırmasını ister. Çünkü Hacer, Mısırlı bir köledir ve bir kölenin oğlunun mirasa ortak olmasını istemez.
Hz. İbrahim, Sare'nin isteği karşısında üzülür ama Tanrı İbrahim'e üzülmemesini söyler ve İsmail'in soyundan da bir millet yaratacağını bildirir. Yahudiler de soylarını İshak'a dayandırır. Bir kölenin çocuğunun soyundan olmak kendilerini özgür bir millet olarak tanımlayan Yahudiler için kabul edilemez bir durumdur. Bu nedenle Tevrat'ta kurban edilecek kimsenin İsmail değil, İshak olduğu açık bir şekilde dile getirilir (Tekvin, 22/1-18)
İshak evlenme çağına geldiğinde İbrahim oğlundan Mezopotamya'dan bir kızla evlenmesini ama Kenan yurdundan da ayrılmamasını ister. İshak babasının isteği üzerine Kalde'de yaşayan Rebeka ile evlenir. İshak'ın Kenan diyarından bir kız yerine kendi soyundan bir kızla evlenmesi Yahudi kimliğinin gelişmesinde etkili olmuştur.
Hz. İbrahim 175 yaşında öldüğünde vasiyeti üzerine eşi Sare'^nin gömülü olduğu Makpela Mağarası'na defnedilir. Makpela mağarası bugünkü El Halil şehrindedir. Yahudi kaynaklarında El Halil Hebron olarak geçer. Yahudiler Hz. İbrahim'in mezarı için'Me'arat ha-Makhpela' derler. Anlamı ''çifte mezarlar mağarasıdır'' Hz. İbrahim'in mezarı Yahudiler için Süleyman mabedinden sonra en kutsal mekandır.
İshak'în soyu oğlu İsrail adını alan Yakup üzerinden devam eder. Yakub'un soyu ise 12 çocuğu üzerinden
Yakub'un en sevdiği oğlu Yusuf'tu. Bu yüzden kardeşleri Yusuf'u kıskandılar ve bir kuyuya attılar. Mısır'a mal götüren bir tüccar, Yusuf'u kuyudan çıkarıp Mısır Firavununun memuru Potifar'a sattı ve Yusuf yetenekleri sayesinde Firavunun maliye bakanı oldu.
Bu sırada Kenanda yine kıtlık başladı ve Yakup, yardım istemesi için çocuklarını Mısır'a yolladı. Yusuf'un ağabeyleri yardım için başvurdukları kişinin kardeşleri Yusuf olduğunu görünce hem şaşırdılar hem utandılar ama Yusuf kardeşlerine kötü davranmayıp babasıyla beraber Mısır'da yaşamalarını istedi.
Yusuf'un ölümünden sonra İsrailoğulları Mısır'da köle oldular ve 400 sene boyunca köle olarak yaşadılar. 400 yıl sonunda firavun bir gece gördüğü rüyayı kahinlerin yorumlamasını ister. Kahinler o sene içinde doğan bir çocuğun tahtını elinden alacağını söylerler. Bunun üzerine korkuya kapılan Firavun 1 sene içinde doğan tüm bebeklerin öldürülmesini emreder.
Musa, Firavunun rüya gördüğü yıl dünyaya gelir. Tanrı, Musa'nın annesine çocuğunu bir sepete koyup Nil nehrine bırakmasını emreder. Annesi Musa'yı bir sepete koyarak Nil nehrine bırakır.Firavun'un adamları Musa'yı bulur ve saraya götürür. Firavun'un eşi çocuğu çok sever ve evlat edinmek ister.
Musa'nın çocukluğu ve gençliği Firavunun sarayında geçer ve bir gün çarşıda dolaşırken bir Mısırlı ile İraillinin kavga ettiğini görür. Kavgayı ayırmak için araya girer ve Mısırlı'ya bir tokat atar. Yere düşen Mısırlı oracıkta ölür. Mısırlının ölümünden sonra cezalandırılmaktan korkan Musa saraydan kaçıp Medyen'e yerleşir ve Medyen kahini Yetronun koyunlarının çobanlığını yapmaya başlar.
Yetro'nun koyunlarını otlattığı bir gün Tanrı Horeb dağında bir çalılığın içinden Musa'ya peygamberlik görevini bildirdi ve kardeşi Harun'u da yardımcısı yaptı. Peygamberlik görevini Tanrıdan alan Musa, Firavun'u tek bir Tanrıya inanmasını ve kavmini özgür bırakmasını istedi. Firavun Musa'nın isteklerini reddetti ve bu yüzden birçok felaket yaşandı. Felaketlerin ilahi bir mesaj olduğuna inanan Firavun sonunda Musa'nın kavmini serbest bıraktı.
Kavmiyle beraber Mısır'dan çıkan Musa 3 ay sonra Sina'ya vardı ve Tanrı burada Musa'ya 2 levhaya yazılmış 10 emri verdi. Musa Tanrı'dan 10 emri aldıktan sonra vaad edilmiş topraklara yerleşmek için yola çıktı. Göç sırasında İsrailoğulları sık sık Musa'ya isyan ettiler. Tanrı, İsrailoğullarının isyanını 40 yıl çölde yaşamakla cezalandırdı.Çölde Musa'nın kavmi 40 yıl içinde telef oldu. Vaad edilmiş topraklara sadece iki kişi vardı: Yefunne oğlu Kaleb ile Nun oğlu Yeşu
Musa Tanrının kendisine ilettiği emirleri bir ahit sandığına yerleştirdi ve ahit sandığıyla Yahudi inancının temelleri atıldı. Ayrıca İsrailoğullarının gelecekte vaad edilmiş topraklarda kuracağı devletin anayasası belli oldu.
Mısır'dan çıktığında 80 yaşında olan Musa kavmiyle beraber 40 yıl sürgün yaşadıktan sonra 120 yaşında Moav'da vefat eder ve kavminin isyanından dolayı vaad edilmiş topraklara giremez. Musa'nın Mısır'dan kavmiyle çıkışı ve sonrasında yaşadığı 40 yıllık sürgün Tevrat'ta ''çıkış'' olarak anlatılır. Bu uzun yolculuk Yahudilerin kolektif bilincinde bir kırılma noktasıdır. Musa'nın yolculuğu Yahudiler için ikinci doğuştur.
Musa sonrası Yahudilere Nun oğlu Yeşu liderlik yaptı. Yeşu kutsal topraklara giden yolculuğunda Yahudilerin hem dini hem siyasi liderliği görevini yürüttü.. Tanrı, Yeşu'ya da Musa gibi peygamberlik görevi verdi.
Yeşu'nun vefatından sonra Yahudiler bir dönem lidersiz kaldı. Bu dönemde Yahudilerin yönetimini ''Şoftim'' adı verilen hakimler üstlendi. Bu dönemi diğer dönemlerden ayıran özelliği ise Yahudilerin başında bir peygamber olmamasına rağmen Tanrının şoftimler aracılığıyla vahiy göndermeye devam etmesidir. Yahudilerin peygambersiz geçen bu dönemi eski ahitin ''Hakimler'' kitabında detaylı şekilde anlatılmaktadır. Kur'anda da Nisa suresinin 163. Ayetinde bahsedilmektedir.
Peygambersiz geçen dönem sonrası Yahudilere peygamber olarak Samuel gönderildi. (Kur'an'daki ismi Tâlut) Samuel döneminde İsrailoğulları Filistinlilerle savaştı ve bu savaşın kazanılmasında Davud büyük rol oynadı.
BARIŞ ATAGÜN