Nato'nun Norveç'te ki tatbikatında Atatürk ve Cumhurbaşkanı Erdoğan isim ve fotoğrafları "düşman " olarak hedefe kondu. Ardından Kudüs İsrail' in başkenti ilan edildi. Siyasi iktidarın İsrail karşıtı sözleri aklımıza "One minute" çıkışı ve Mavi Marmara saldırısı hezimetini getirdi. Rakamlar siyasi iktidarın samimiyetsizliğini tokat gibi yüzümüze vuruyor. 2002 yılından günümüze İsrail'le olan ticaret hacmimiz 5 kat aratarak rekorlar kırdı. Sözün özü İsrail'e can damarı olmayı sürdürüyoruz!..
İsrail 2010 yılında, "İslamcı terör"le mücadele gerekçesiyle NATO'nun ortağı haline geldi. OECD'ye (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) girdi. Çünkü Türkiye veto hakkını kullanmadı!!!. İsrail Başbakanı Netanyahu "İsrail'in güvenliği için çok önemli adım" olarak değerlendirildi ve " Nato üyeliğini sağlayan müttefiklerine teşekkür etti.
Yine hamaset yine iç politikaya yönelik bildik tepkiler. Ayakları yere basan, samimi ve gerçekçi politikalarla Kudüsün başkent ilan edilmesini fırsata çevirebiliriz.
Neden bu oldu - bitti'den sadece Türkiye rahatsız oluyor. İseviler- Hristiyan dünyası neden harekete geçirilemiyor? Yoksa siyasi iktidarı muhatap kabul etmiyorlar mı? Kudüs Muhammedilerin olduğu kadar İsevilerinde kutsal mekanıdır.
Kudüs Hz Davut tarafından alınıp Yahudilerin başkenti yapılmıştır. Hz. Süleymanın bitirdiği tapınağın temelini atmıştır. " Yahudi asıllı Hz İsa'nın Yahudilerin Roma'ya şikayeti sonucu çarmıha gerilmesi her iki din arasında ki düşmanlığın miladı olmuştur. İşte o gün bu gündür tutkulu Hristiyanlar için Yahudiler iblis, kafir, Mesih'in katili ve Allah düşmanıdırlar. Hristiyanlar ile Yahudiler o günden sonra devamlı çatışma ve düşmanlık içinde olmuşlardır."
Roma İmparatorluğu Hristiyanlığı kabul edince Yahudiler Kudüs'ten çıkarılmış, Kudüs bir Hristiyan şehri olmuştur. Süleyman Tapınağı da yerle bir edilmiştir. Yahudilerde fırsat bulduklarında Hristiyanları öldürüp kiliselerini yakmıştır.
Hz İsa tebliğ ettiği dini Hristiyanlık olarak adlandırmadı. Hz İsadan sonra Hristiyanlık olarak adlandırıldı. Tıpkı Musevilik gibi. Amaç Allah katında tek din olan İslamı ve getirdiklerini yerle yeksan etmek. Hristiyanlık sadece Muhammedilik düşmanlığı üzerine değil, Yahudilik düşmanlığı üzerine de kurulmuştur. Bu durumdan Hristiyan batının memnun olması mümkün değildir. Vatikan bu durumu kabul edebilir mi? Yahudi Hristiyan tarihsel düşmanlığı Dinlerarası Diyalog, Dinler Buluşması, Dinler Bahçesi ve Kutlu Doğum Haftası gibi etkinlikler olası direnci kırmak için yapılmıştır. Yani bu günlere hazırlıktı!!
Filistin bölgesinin en kutsal yeri Kudüs'tür. Kudüs Musevilik, İsevilik ve Muhammedilik açısından kutsal bir şehirdir. Hz Muhammedin Kudüs'ten Miraca çıktığı Kuran'da yazar. Kudüs Muhammedilerin ilk kıblesidir.
Önemli bir hatırlatma yapalım. (Yahudilik, Hz. Musa'nın tebliğ ettiği dine kendisinden altı asır sonra verilen isimdir. Hz. Musa kendi tebliğ ettiği dine Yahudilik demedi, bu adlandırma Babil esareti sonrasında olmuştur.) Kudüsün kelime anlamı " BARIŞ". Kudüs Osmanlı dönemi dışında maalesef barışı hiç görmedi, 'barış şehri' olmadı. Hz. Musa ve ağabeyi Hz. Harun Kudüsü görmedi.
Hz. İsa Kudüs'te doğdu orada yaşadı, orada İslamı tebliğ etti. Hz Mucizelerini orada gösterdi. Böyle bir mekanı İseviler-Hristiyanlar Musevilerin- Yahudilerin eline bırakır mı? Samimi ve gerçekçi politikalarla koruk üzüm olur. Bu konu sadece Türkiye'nin meselesi değildir..
Sevgi ve Saygıyla
Sevginaz Hamevioğlu