By Yaşar Kiraz on Pazar, 18 Nisan 2021
Category: Tarih

Polkovnik Başbuğ!

ABD'de CIA merkezi.
1980'li yılların sonları.
SSCB ile ilgili hummalı bir çalışma içerisindeler.

SSCB'nin dağılacağı ile ilgili öngörüleri var ve ağır basmaya başlıyor, öngörüleri. İstedikleri de bu idi zaten, dağılmaları. Tek güç haline gelip en ciddi ve en önemli rakibini devre dışı bırakmak.

Ama!
Ciddi bir sorun var.
SSCB topraklarında yaşayan Türk'ler!
Kuracakları, kuvvetle muhtemel devletler.

Büyük tehdit...
İkinci büyük tehdit ise "Alpaslan Türkeş."

SSCB'nin Alpaslan Türkeş ile kaygı ve tasaları ne ise CIA içinde geçerli idi.

O bölgede yaşayan Türk topluluklarının "Başbuğ Türkeş" yada bölge Türklerinin deyimi ile "POLKOVNİK BAŞBUĞ" efsanesini ve bu fikre karşı olan iradelerini kırmaları gerekiyordu.

SSCB tehdidi ortadan kalktıktan sonra, Ortadoğu ve Orta Asya egemenliği için, Alpaslan Türkeş ve fikrinin ortadan kaldırılması gerekmekteydi.

Alevi-Sünni tartışmaları, cemaatler, tarikatlar gibi ne kadar şeytani planları varsa hep yaptılar. Abartılı olacak ama inanın MOSSAD ve CIA o dönemde yaptığı mesaiyi hiçbir zaman yapmamıştır.

Dağılma sürecinde, Türkler bir bir ve peşi sıra devletlerini kurdular. Ne kuranlara, nede Alpaslan Türkeş'e engel olamamışlardı.

Meşhur Azad'lık mitingi...

Alpaslan Türkeş'in CNN, BBC başta olmak üzere dünya basınının yakından takip ettiği ve Azad'lık meydanını dolduran milyonlara yapacağı konuşmaya da engel olamamışlardı.

Azad'lık meydanı...
Dünya izlemişti.
Alman WDR Televizyonu, şöyle diyordu. "Türk Birliği ve Turancıların babası Bakü de halka konuşma yapacak."

Hürriyetini ilan etmiş olan Türk halkları yıllardır, ütopya diye baktıkları "Türkiye Cumhuriyeti" ve "Polkovnik Başbuğ"ları artık yanlarında idi. Başbuğlarını görüyorlardı.

Bütün alan "Başbuğ Türkeş" ve "Polkovnik Başbuğ" nidaları ile inliyordu. 2,5 milyon Azerbaycanlı ve diğer Türkler ağlıyordu. Türkeş de ağlıyordu.

Turan ve Türk Birliğinin gözyaşları sel olmuş, Hazar kıyılarına ulaşmıştı.

Türkeş, Elçibey'in elinden tutarak havaya kaldırdı ve;

-Başbuğ Elçibey diye bağırdı!

Azadlık meydanı haykırdı...

-Hayırrrrr

-Başbuğ Türkeş, lider Elçibey!

Türkeş, gözleri nemli Orta Asya steplerine bakarak konuşmaya başladı. Sık sık sözü kesiliyordu, "Albay Türkeş," ve "Başbuğ Türkeş" nidaları yükseliyordu gök kubbeye doğru.

Türk dünyasının yüreği kabarmıştı adeta hazar gölü gibi. Haykırıyordu ellerinde bayraklar, gözleri nemli, sesleri kısılmış, takatları kalmamış ama sinelerini yırtarcasına haykırıyorlardı.

Yabancı basın birbirini eziyordu bir kare resim alabilmek için… CIA durmadan merkezine haber geçiyordu. Ama Azad'lık meydanını susturabilene eşk (aşk) olsun.

Orta Asya bozkırları uyanmıştı o muazzam haykırışa.

Azad'lık meydanı o gün mahşerdi.

Gaspıralı İsmail'in "Dilde, fikirde, işte birlik" hayali gerçek oluyordu

Azad'lık o gün "AZAD" olmuştu.

Böyle başlamıştı Başbuğ Türkeş'in Turan ve Türk birliği adımı. Azad'lık meydanında yabancı basın ve şer odakları nasıl birbiri ile yarış halinde ise, ülkemizde de herkes yarış halinde idi, herkes Turancı olmuştu. Alpaslan Türkeş ile beraber Türk Cumhuriyetlerine gidebilmek için Türkeş'in önünde dizilmişlerdi.

Turan ülküsünün Türkiye'deki temsilcisi ülkücülerin hayali gerçek oluyordu. Bütün Türkler bir araya geliyor ve büyük bir güç oluyorlardı.

Türklerin; bağımsızlık, hürriyet ve hükümranlık haklarının korunması ve devamı için, Alpaslan Türkeş dünya coğrafyasında yaşayan bütün Türkler için bir adım atmış ve çoban ateşini yakmıştı.

Göndere çekilecek olan "Turan Bayrağı" yeryüzünde yaşayan bütün Türklerin bayrağı olacaktı.

İstiklaline kavuşan Türk cumhuriyetleri, ebed bizimdir diyecekti.

Azad'lık meydanını dolduran milyonların göz pınarlarının kurumaması için, "Başbuğ Türkeş" "Polkovnik Başbuğ" nidalarının sonsuza kadar devam etmesi için bir adım atılmıştı!

Şimdi kısır siyasi çekişmeler içindeki politikalar nedeni ile askıya alınan bu fikir hareketi bir gün mutlaka gerçekleşecektir.

Umutlarımızı taze tutalım.

"Vatan ne Türkiye'dir Türklere, ne Türkistan;
Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan."

Yaşar Kiraz
___

Not: "Polkovnik" kelimesi, Slav dillerinde "Albay" anlamına gelmektedir.

Related Posts

Leave Comments