By Yahya HOÇUR on Pazar, 26 Temmuz 2020
Category: Tarih

PLAN

Baktılar dışarıdan müdahale ve karıştırma ile bölüp parçalayıp yıkamıyorlar. Dışarıdan attıkları her parmak, aşı etkisi gösteriyor ve birbirimizle didişmeyi bırakıp içimize girmeye çalışan mikroba karşı birleşip savaşıyoruz.

Düşündüler taşındılar ve sonunda çözümü buldular.

Dıştan bakınca bize benzeyen fakat karakterinde arıza olanları devşirip bize karşı kullanmaya başladılar. Ormanı kesen baltanın sapı ağaçtanmış ya aynen o hesap. Sapı bizden olan baltalarını bileyip içimize saldılar ve hassas olduğumuz noktadan, yumuşak karnımızdan; inancımızdan yakaladılar. Ben balta diyorum, siz isterseniz bıçak deyin isterseniz kılıç…

Mevcut şartları düşününce, din ve inanç sosu ile süslenip sapına ayet yazılan malum baltaların karşısında hiç bir ormanın ayakta durması mümkün değil.

Emanullah'ın modern ve kalkınmakta olan Afganistan'ını uçurumun başına getiren ve günümüz taş devri Afganistan'ının temellerini atan Topal Molla ne yaptıysa bunlar da bize aynısını yapıyor…

Afganistan'ın birkaç yılda yüz binlerce cahil ama eli baltalı müride ulaşan Topal Molla'sı, ülkesini geliştirip medeni ve zengin yapma yolunda ilerleyen Emanullah'ı devirerek yurt dışına kovmuştu. Bizim Topal Molla'lar da malum odaklardan aldıkları görevin gereği olarak Atatürk'ü kovmaya çalışıyor. İtiraf etmek lazım ki, bir hayli de yol aldılar. Artık, Atatürk'e hutbede kılıç çekip lanet okuyacak kadar da cüretkârlar…

Meraklısı için, Osmanlı'ya Sevr'i dayatan İngiltere Başbakanı Lloyd George'un 28 Temmuz 1923 tarihinde, "Lozan'da Türkiye'nin başarısı Medeniyetin yenilgisi oldu" dediği günden beri içimizdeki baltaların Atatürk ve Türk düşmanlığını kimlerin beslediğine bir kaç örnek verelim…

CIA ajanı Graham Fuller, "Türkiye Müslüman dünyaya liderlik etmeli fakat önce Atatürkle hesaplaşmalı. Kemalizme son verip Osmanlı ile övünün." şeklinde akıl verirken, CIA'nın meşhur stratejisti Samuel Huntington ise, "Türkiye Ilımlı İslam'ın lideri olmalıdır. Bunun için Atatürk'ün mirasını reddetmelidir." diye buyurmuştur.

Eski büyük elçi ve CIA istasyon şefi Paul Henze, "Atatürkçülük öldü, yeni dünya düzeninde yeri yoktur. Nurculuk ve nurcular ilericidir"demiştir. Henze yine, "Eğe ABD'nin çıkarı, Türkiye'de bir federal devlet kurulması ise mutlaka ve öncelikle yargı, ordu, meclis ve hükümeti tek elde toplayan Başkanlık sistemine geçilmelidir" demiştir.

Emperyalizmin stratejisini yazan Kurt Ziemke, "Yapılması gereken Atatürk'ün hem din hem de Kürt düşmanı olduğu fikrini yaymaktır." derken ABD eski Siyasi İşler Müsteşarı John Kuntadter, Kemalizm'in, Türk halkının da dünyanın da önünde engel olduğunu iddia edip Artık güçlenmesine izin verilmemesini tavsiye(!) etmiştir.

ABD eski Başkanlarından Richard Nixon'da, Müslüman ülkelerde demokrasi ve laiklik olmasına izin verilemeyeceğini belirterek eğitim sisteminin ve ülke idaresinin din temelleri üzerine kurulması gerektiğini belirtmiştir. Nixon, "Başlarındaki çobanı ele geçirince ülkeyi biz yönetiriz. Bu doğrultuda tedbirler almak zorundayız" demiştir.

Yine İngiltere Başbakanı Winston Churcill'in, ''Türkleri savaşarak, asker ve silah kullanarak asla yenemezsiniz. Türklerin sadece din adamlarını ele geçirip, onları kullanın. Din adamları zaten devleti yıkarlar" sözü boş değildir.

Siyasal İslamcı cenahın tarihçi olmayan tarihçisi, Yunan fesli ve İngiliz pasaportlu Kadir Mısıroğlu'da BOP'un revaçta olduğu ve eş başkanı olmakla övündüğümüz yıllarda BOP'un Türkiye için nimet olduğunu iddia edip, "ABD kendine bağlı halife ve taşeron istiyor. O ülke Türkiye'dir" demiştir.

Türkiye ile ilgili fikir ve planlarını yukarıda kısaca özetlediğim bazı kişilerin bu tavsiye(!) ve direktifleri, yirmi yıl önce yaşanan iktidar değişikliğiyle birlikte çok hızlı bir şekilde uygulamaya konuldu ve hâlâ devam ediliyor. 15 Temmuz 2016'da uygulayıcıların birisinden kurtulduk diye rehavete kapılmamak lazım, çünkü onun yerine geçebilecek onlarcası fırsat kolluyor.

Evet, cehalet arttıkça, eğitimsizlik ve cahillik yetkili ağızlar tarafından kutsandıkça, inançlarımız siyasi kazanımlar için basamak olarak kullanıldıkça, Topal Mollalarımızın Atatürk ve Türklük düşmanı müritleri de geometrik olarak artıyor.

Sapı bizden, kullanıcısı el olan din sosuna batırılmış baltalar da…

26 Temmuz 2020

Related Posts

Leave Comments