Hakan'a, Tanrı tarafından kut verildiğine, onun için hakan olabildiğine inanan Türk Budunu, hakana gerekli saygıyı ve bağlılığı gösterirken, bunun karşılığını, iki noktada bekler:"Tanrı yarlıgadığı için kut'ım"
Orhun Abideleri/Kültegin Anıtı
(Tanrı tarafından kut verildiği için hükümdarım.)
- Adalet ve töreye uyma.
- 'Kut'un göstergesi olması gereken, gelirinde artış ve huzur.
Bunlardan birini temin edemeyen Hakan için, "Tanrı kutunu almış." der, ona bağlılığını bitirir, tahtan indirmeyi kendinde hak görür.
Bu duruşun faydaları;
- Hakana tam teslimiyet, hakanın işini kolaylaştırır.
- Hakan, yönettiği halka adil davranmak ve töreye uymak zorunda kalır.
- Hakan, halkının refahını artırıcı tedbirleri, çabaları almak ve yapmak zorunda kalır.
Bu işin, kitabi, sosyal yönü. Bu anlayışı ekonomik açıdan değerlendirdiğimizde, millet hakana diyor ki; "EKMEĞİMİ BÜYÜTEMİYORSAN, HUZURU SAĞLAYAMIYORSAN, SENİ TANIMAM....! "
Türk Milletinin sürekli büyümesi ve gelişmesinde bu düşüncelerin etkisi olduğunu net olarak meydanda. Şimdi de öyle değil mi? Ne acıdır ki; EKMEĞİNİ BÜYÜTENİ SORGULAMIYOR. Sebeplerini bilse de beğenmese de umursamıyor. Yeter ki ekmeği büyüsün. Ekmeği küçülmeye başladığında, o görmezden geldiği her şeyi teker teker idarenin başına vuracaktır.
İşte böyle faydacı bir anlayışa sahibiz.
Ahlaki değerler, iktisadi değerlerle desteklediği müddetçe önemli.
Belki de bu yüzden -faydacı anlayış yüzünden-, binlerce yıldır ayaktayız.!!!