Ormanda yaban eşeği ile tilki otun rengi konusunda tartışırlar. Eşek otun renginin kırmızı, tilki ise yeşil olduğunu iddia eder. Tartışma büyüyüp, kavgaya dönüşür ve birbirlerini yaralarlar.
Ormandaki huzuru ve barışı bozdukları için aslan kralın huzuruna çıkarılırlar.
İkisi de ifadelerini verip, birbirlerinden davacı olurlar.
Aslan kral ikisini de iyice dinledikten sonra eşeği serbest bırakır, tilkiye hapis cezası verir.
Tilki haklı olarak itiraz edip, aslan krala otun rengini sorar. Aslan kral tereddütsüz bir şekilde "yeşil" diye cevaplar.
Tilki, "Madem otun rengi yeşil ben iddiamda haklıyım. Eşeği serbest bırakıp bana ceza vermeniz haksızlık değil mi?" diye sitem eder aslana.
Aslan kral, tilkiye: "EŞEKLE TARTIŞTIĞIN İÇİN SANA HAPİS CEZASI VERDİM" diye cevap verir.
Gelelim konuya. Hani şu Sincanlı Kafka var ya. Halkında taciz suçlaması bulunan böyuk yazar. Hah işte O.
Tüm suçu "eril fallik" diyerek kendisini sinsice ve kurnazca aklamaya çalışmış. Taciz iddiası doğru veya değil o konu yargının işi. Bizi ilgilendiren burada kişinin kendini aklamak için kullandığı dil.
Ben onu bunu bilmem aga.
Hiçbir büyük yazar, kendisini "eril faillik" diye savunmaz savunamaz.
Hasan Ali Toptaş'ın taciz iddialarıyla ilgili olarak Hürriyet'ten Ece Çelik'e yaptığı söyleşide tüm suçu "eril faillik" diye nitelediği bir şeye atıyordu. Nedir bu rezalet?
Istifa etmenin adı görevden af, abazalıktan kadınları taciz etmenin adı eril faillik oldu. Her şey o kadar nahif ifade ediliyor değil mı? Bakalım daha ne türden olumlamalara şaşıracağız.
Ne yaparsanız yapın ama sonunu süsleyerek anlatmayı unutmayın. Her türlü haltı yemek serbest yeterki güzel bahane bulun.
Eril fallık mi güldürmeyin insanı.
Doğan Ay