Bakmayın iktidarın, yol yaptık, köprü yaptık, hava alanı diye övünmelerine.
Aslında medya ve inşaat başta olmak üzere her sektörde kendi sermaye sınıfını oluşturdu.
Birde bu yol ve köprülerin yıllık araç ve yolcu geçiş garantileri var ki; tükenmeyen kazanç kapısı.
Medya, devlet kurumlarından reklam garantili; yol, köprü ve hava alanları araç ve yolcu garantili…
Belirlenen süre içinde üzerinde mutabakat sağlanmış sayıda araç geçişi olmazsa, hazine eksiği kadar parayı o şirkete ödüyor.
Bildiğimiz kadarıyla ticarette kâr etmek de var, zarar etmek de. Fakat bu öyle güzel, öyle tadından yenmeyen uygulama ki; zarar etmek, kaybetmek diye bir şey yok.
Sistem kazan-kazan üzerine kurulmuş. Kazan kazan kazanıyorlar…
Devletin malı…
Oh! Suyundan da…
***
Medyanın ne işe yaradığını görüyoruz, yol ve köprülerin de ilk yağmurda sele gittiğini…
Bakın geçen hafta Ordu'da yaşanan selde, Atatürk zamanında yapılan Bolaman Köprüsü dimdik ayaktayken, bunların yaptığı köprülerin sekiz tanesi Karadeniz'in karanlık sularına gömüldü.
Bir değil, iki değil, üç değil; tam sekiz köprü…
Yollar hakeza…
Sokaktan geçen herhangi bir vatandaşı alıp kâğıt üzerinde bir şirket kurdurup sonra devletten hazine garantili ihaleler verin. İşi yapması içinde yine devletin(yani senin) bankalarından sıfır veya cüzi faili kredi verin; bunların yaptıklarından çok daha sağlam ve daha düzgün yok ve köprü yapar…
***
Gün geçmiyor ki, övünerek yapılan, "Falan hava alanında taahhüt edilen yolcu sayısı tutturulamadığı için ilgili şirkete şu kadar milyon USD ödedik" ve "Filan köprüden yeteri kadar araç geçişi olmadığı için, hazineden yani bizim cebimizden şu kadar USD para aktarılacak" şeklinde haber duymayalım…
Özal'ın, Demirel'in yaptığı otoyol ve köprülerden geçiş ücretleri daha ucuz ve dini bayramlarda tamamen ücretsiz. Kendi yaptıkları ise Dolara endeksli ve fahiş fiyatlarda olduğu gibi bayramlarda da bedava yapmıyorlar/yapamıyorlar…
***
Köprü, tünel, otoyol, hava alanı derken bu garantili işlere son yıllarda hastane sektörü de eklendi…
Hasta garantili büyük, devasa şehir hastaneleri yapılıyor şimdi. Köprü ve yollarda olduğu gibi yeterli sayıda müşteri gelmezse veya hastane hizmeti üretilemezse aradaki farkı devlet hastane işletmecilerine ödeyecek.
Hadi yolcu geçiş garantili yol, köprü, tünel, hava alanını anladık da, hasta garantili hastane yaptırmak ne arkadaş?
İnsan, Milleti soydurdukları yetmedi şimdi de hasta etmeye mi karar verdiler diye düşünüyor?
Elin ülkelerinde hükümetler, vatandaşı hasta olmasın diye ön tedbirler alır ve sağlığı korumak üzerine politika üretirken; bizimkiler sanki hasta olup tüccar doktor ve hastanelerin kucağına düşsün diye politika üretiyor.
Ve bunları yol yaptık, köprü yaptık, her yere hava alanı yaptık ve sağlıkta devrim yaptık diye anlatıyor.
Nasıl olsa yiyorsun…
Biliyor…
16.08.2018