By Yahya HOÇUR on Pazar, 25 Şubat 2018
Category: Yaşam

İTİFAK

AKP ve MHP liderleri seçimler için ittifak eyleme görüşmesi yapıp anlaştılar ya, ağzı torba olmayan insanlar yine başladılar konuşmaya…

Yok, efendim referandumda, "Bir daha koalisyon olmasın diye 'Evet' demişlermiş".
Şimdi ne oluyormuşuz...

Efendiler, önce şunu belirteyim: "Koalisyon" değil, "İttifak".
Bak, hâlâ bilmediğiniz şeyler var…

Efendim, partiler aralarında ne yaparsa yapsın; ben başka şeyler anlatmaya çalışayım...
Bu anlatacağım iti'fak öyle güzel bir şey ki, dadından yenmiyor...
Nasıl anlatsam; böyle ısırmalık, çiğnemeden yutmalık, asla sabaha bırakmamalık bir şey...

Destici kardeşimiz ve BBP'si de öğrenmiş olmalı ki; beni de aranıza alın, üçlü yapalım, biz de grup kuralım diyor…
Tövbe estağfurullah…
Meclis'te lan Meclis'te...

Niye kızdınız ki şimdi?
O zaman niye tarihte yaşanmamış bir olayı varmış gibi anlatıp, dedemiz Baltacı'yı bir "fak" yüzünden gururla yüceltiyorsunuz?
Niye Türk'ün dünyaya karşı üstünlüklerini anlatırken fak'ımızı üst sıralara yerleştiriyorsunuz?
Niye Coşkun'u, Nuri'yi, Şahin'i idol ediniyorsunuz?

Milletin yarısı, anasının dizi, kızının kolu, sakal bırakmayan adamın yüzü derken; yorgan, battaniye, nevresim dahil şeytanın bile aklına gelmeyecek her şeyden tahrik olup, AFM(Acil Fak Mangası) modunda dolaşıyor sokaklarda...
Kaldırımda fak, parkta fak, çayırda fak...
Damacanaya fak, keçiye fak, eşeğe fak...
Asansörde fak...
Otobüste, Metro'da fak...
Reklam panosundaki kadın resmine bile fak...

Ulan ne milletiz be!
İstesek Amerika'yı fak'ımızla yeneriz...
Çünkü aklımız, fikrimiz her zaman üstte olmak için hep birileriyle itti'fak yapmak üzere çalışıyor...
İti fak, köpeği fak...
Al sana iti'fak...
Hem de cami bahçesinde...

İstisnalar hariç en dindar, en namuslu, beş vakte beş vakit daha ekleyen arkadaşımız bile; cenneti, oradaki hurileri fak için istemiyorsa namerdim...
Gidin bakın, bir çok dini cemaatteki sohbetler dönüp dolaşıp Kevser şarabını içip hurileri sıraya dizmeye varır...
Biri çıkıp, "Cennette huri falan yok olum, sadece billur sulardan içip, yemyeşil çayırlarda aylak aylak yatıp uzanacağız" dese ahali yekten cehennem kuyruğuna girer...
E tabi, bütün şuh mankenler, boncuk gibi aktrisler, ülke güzelleri, kıta güzelleri, dünya güzelleri orada...
Cehennemde zengin bir menü varken cennete gidip ot mu yiyelim yani...

Bu dünyada ise Cengiz abi, milletin anasını avradını devlet desteğiyle bir güzel fak'ıyor...
Diğer yandaş müteahhitler de, adrese teslim ballı ihaleler, komisyonlar, havuzlar vs derken, en son şeker fabrikalarını "Ey Amerika!" nın talimatıyla fak'acaklar...

Tarımı, sanayiyi...
Adaleti, eğitimi...
Aydını, aydınlığı...
Şehrin siluetini, köyün doğasını...
Ülkenin mimarisini, turizmini, trafiğini...
Dağını- taşını, adasını-yaylasını...
Toprağını, suyunu ve dahi havasını...
Velhasıl memleketin komple anasını...
Bir güzel fak'tılar, fak'ıyorlar, daha da fak'acaklar…

Her şey bir yana da, asıl cehalet ve bağnazlık fak'ıyor; hem de geleceğimizi çok fena fak'ıyor be...Ama görüyorum ki, fak'an razı fak'ılan razı...

Adaşım Kemal'in şiiri gibi memleket, "Gidenler memnun ki yerinden, dönen yok seferinden" demiş ya hani...
Aynen öyle; fak'ılan memnun fak'andan...
Demek cümle alem fak'ınca sorun olmuyor.
Ben mizahını yapınca da olmaz sanırım...

25.2.2018


Related Posts

Leave Comments