Bugün Dünya Kız Çocukları Günüymüş. Öyle çok eski bir geçmişi yokmuş meğer. BM 7 yıl önce "11 Ekim Kız Çocukları Günü" olsun demiş, olmuş işte.
Eğer "Dünya Erkek Çocuklar Günü" de olsaydı, "Neden kız çocukları günü var da erkek çocukları günü yok?" sorusunu sormayacaktım tabi ki. Neden yok? Çünkü cevabı sorunun kendisi zaten. Kadınlar ve erkekler farklı beyin kimyasallarına sahip olduğu için, "Kadınlar Günü" var, erkekler günü yok. "Kız Çocukları Günü" var, erkek çocuklar günü yok. İlle de cinsiyet ayırımcılığı yapılacak!
Evet kabul ediyorum, pozitif ayırımcılık… Kız çocuklarının maruz kaldıkları haksızlıklara farkındalık oluşturmak güzel bir şey. Kadim zamanlardan bu yana kız çocuklarına aynı kadına olduğu gibi "ikinci sınıf" muamelesi yapılmış. Daha düne kadar okula gönderilmemiş, mirastan pay alamamış, erkek "boş ol" demiş, kadın ortada kalmış…
Dünyanın her yerinde de durum kültür farkıyla bu olmalı ki Birleşmiş Milletler tarafından böyle bir gün oluşturulmuş. Zararın neresinden dönülse kar hesabı, kadınlar günüyle, kız çocukları günüyle bir şeyler yapılmaya çalışılıyor belli ki…
Peki, kim ne yapıyor bugün için? Yani denmeli ki, örneğin Türkan Saylan Hoca'mızın Kardelenleri gibi; bütün bir yıl dünyanın şu coğrafyasındaki kız çocukları için şu yapıldı, bu yapıldı şimdi de kutlanıyor. O zaman, başım gözüm üstüne, kutlansın. Yapılıyor da ben bilmiyorsam, o da benim ayıbım olsun.
Dünya Kadınlar Günü gibi kutlamalar yapıp da gerçek amacına hizmet eden somut bir şey göremeyince inandırıcı gelmiyor. Neyse ki, diğer günler gibi tüketim toplumu malzemesine dönüşmedi. Şimdilik… Tutarsa eğer, 11 Ekimler de 8 Martlara, 14 Şubatlara dönüşebilir.
Amacı çok güzel olabilir, ama ortada somut bir eylem yoksa bu ayırımcılığı doğru bulmuyorum. Erkek çocuklar çocuk değil mi? Onların maruz kaldığı haksızlıkların hesabını sormayalım mı, hakkını aramayalım mı? Hani bir vakıfta 45 erkek çocuğa tecavüz edilmişti, hani birileri de "Çocuğun rızası var." demişti ya, ben o gün bugündür insanlığımdan utanıyorum.
Ya dünyanın her yerindeki erkek çocuk işçiler? Onlar ne olacak?
Daha düne kadar, o uygar, o bankalarıyla ünlü İsviçre bile sözleşmeli çocuk işçi çalıştırıyordu çiftliklerde.
O çocukları korumayı başaramayanlar, hesap sormayanlar mı kız çocuklarının haklarını koruyacaklar?
Bütün çocuklar iyi anne baba olmayı başaramayanlardan korunmalı. İyi anne baba olmak için para pul gerekmez, sadece "sevgi" yeter. İnsanları aşağılamak için "kaz kafalı" falan denir ya, o beğenmediğiniz kazlar, civcivlerine değil dokunmak, hele bir yaklaşın! Nasıl saldırıya geçerler. Kazlar kadar olamayan anne babalardan korumanın yollarını bulmalı bugünü özel gün yapanlar.
Pedofili manyaklarından, ensest ilişkiden korumalı çocukları "Kız Çocukları" gününü uluslararası güne dönüştürenler. Cümleler "meli-malı" olunca bir anlamı yok aslında.
Mademki pozitif de olsa çocuklar arasında da bir cinsiyet ayırımcılığı var, o halde yine Türkan Saylan Hoca diyorum. "Okumuş her kadının bu cumhuriyete borcu vardır." Demişti. Yürekten katılıyorum bu söze ve kadınlara seslenerek eklemek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti'ndeki okumuş veya okumamış, her kadın; kız erkek ayırmadan çocuklarına sahip çıkabilmeli,
Keşke ise yarasa da ben haksız çıksam. Dünya Kadınlar Günü'nün bir işe yaradığını görmedim, belki bu yarar, kim bilir! Umut etmek güzeldir.
Nazım Usta'nın dizleriyle noktalayalım.
…
Bakmayın siz benim kuru bir yaprak gibi sallandığıma,
Köküm sağlamdır,
Sarsılsam da kopmam dalımdan.
Öyle kolay değil rüzgarın önüne kapılıp gitmem
Ne fırtınalar koptu benim hayat dallarımda,
Hiçbirinde vazgeçmedim umutlarımdan
Ben baharıyım yarınlarımın
Çiçek açarım her kışın ardından!
…
Çiçek açsın bütün çocuklar her kışın ardından.