Bu bir çeşit itirafnamedir. Aslında çok daha önce yazmam gereken bir yazıyı daha yeni yazıyorum ve bunun çok mantıklı ve pek çok insanın düştüğü bazı hatalardan kaynaklandığına inanıyorum. İlk yazımın konusu da olarak bunu seçtim. Zira aslında yazmak isteyip yazamayan pek çok arkadaşımında aynı sebeplerden dertli olduğuna inanıyorum ve onlara yol açmak istiyorum.
Öncelikli sorun gündemimi ülke gündemime indekslememdi. Kafamda herhangi bir gündeme dair bir yazı fikri olgunlaşmaya başladığı vakit bu gündem hızlıca değişiyordu. Bunun sonucunda ben de kalkıp yeni bir yazı konusu düşünmeye başlıyordum. Bu da ilk yazıyı sürekli geciktiriyordu. Eğer kendi gündemimi oluşturmasaydım kuvvetle muhtemel bu yazıyı yazmam da mümkün olmayacaktı.
İkincisi final dönemlerinde ders çalışmayı erteleyen herkesin bildiği sebep aslında. Bir yazı yazmaya başlamak iştir. Çünkü her yazı başka bir öyküdür. Bu hikayeye girmek bir çeşit ritüeli gerektirir. O ritüeller sırasında başka sorunlar doğar. Bu da dikkati dağıtır. Dağılan dikkat iş yapmayı olanaksız kılar . Bu hatalar da sürer de sürer. Sonuç finalden önceki bir iki saat bakılan ders ve sonuçta transkripte en iyi ihtimalle alınan bir "cc"dir. Mükemmel olma tutkusu yaratımın önüne geçer. Aslında statükocu tavır da denebilir. Yeni bir mecra yeni sorumluluk demektir. Bu yeni sorumluluklardan korkar insan. Bense artık korkmuyorum. Siz de korkmayın.
Üçüncü mesele ise bambaşka bir dert. Üretimden kaçmak yani bir şeyler üretme yükünü üstüne almamak. Oysa otobüsü kaçırmış bir milletin evlatları olarak üretmekten başka bir şansımız olmadığını bildiğimiz halde. O yüzden şimdi herşeyi bırakıp bahanelerden kaçıp Tahtapod'daki "kariyerime başlıyorum"