By HÜRRİYET KAYA on Salı, 06 Ağustos 2019
Category: Yaşam

TANRILARIN DAĞI İDA

Efsaneye göre ilk güzellik yarışması İda'da yapılmış, Zeus Ganimedes'i buradan kaçırmış, Paris burada evlenmiş… Homeros' un İlyada Destanı'na konu olan Truva Savaşı tanrılar tarafından buradan seyredilmiş.

Müslümanlığın yayılmasından sonraki efsaneye göre ise burası Sarı Kız'ın kaz çobanlığı yaptığı yerdir. Kaz Dağları adı, oradan gelir.

İşte mitolojinin eşsiz dağı İDA, 21. YÜZYILDA yağmalanıyor. Bereketli toprakları ve efsanevi güzelliğiyle tarihteki pek çok uygarlığa ev sahipliği yapan İDA, ya da Kaz Dağları; bugün Türkiye Cumhuriyet'i topraklarının bir bölümünün akciğerleri söndürülüyor…Kurdun kuşun, börtü böceğin yuvası yağmalanıyor.

Şahıs olsun, devlet olsun; eğer elindeki değerlerin kıymetini bilmiyor ve kısa gün karı hesapları yapıyorsa, hem kısa hem uzun vadede kaybetmiş demektir. Doğa affetmez.

Olayın o kadar çok boyutu var ki, neresinden tutsanız elinizde kalır. Ama şu anki talan mevzuundan hareketle:

Kanada'ya bu izni veren hükumet, milyonların farklı biçimde karşı çıktığı bu karara nasıl imza atarlar!

O imzayı atanlar, size oy verenler memleketi talan edin diye mi oturttular o ceylan derisi koltuklara sizi! Zaten ceylan derisi koltukta oturabiliyorsanız, besin zinciri dışındaki herhangi bir canlıyı katletmek sizi rahatsız etmiyorsa, İDA'nın talanına göz yummanıza da şaşmamak lazım aslında. Hem de ne için? Bizim bildiğimiz rakamlarla diyelim ki tabir caizse, devede kulak için…

Bir Kızılderili sözüdür, bilirsiniz, Vahşi Batılı'nın Amerika'yı yağmaladığı dönemlerde söylenmiş.

"Son balık öldüğünde, son nehir kuruduğunda, son ağaç kesildiğinde beyaz adam paranın yenmediğini anlayacak.

Ve Can Yücel bir şiirinde der ki:

"Nefes almak bayramdır mesela;

Günün birinde soluksuz kalınca anlar insan..."

Bunun ne demek olduğunu yaşayan bilir. Birazcık duyarlı olmak için, ille de kendi akciğerlerinizin mi görevini yapamaması lazım?

Kurdun kuşun yuvasını bozmanın doğal dengeyi alt üst etmek olduğunu ne zaman anlayacaksınız?

Bayrağında yaprak olan ve kendi ülkesinde yaprağın koparılmasına izin vermeyen ülkeye gelince; demek ki kendinin de içinde bulunduğu Dünya Gezegeni, Kanada'nın çok da umurunda değil, sadece kendi çıkarlarını düşünüyor. Oradaki aktivistler karşı çıkmış mıdır acaba? " Benden sonrası tufan…" mentalitesinde bir ülke midir, Kanada?

Çok özür dileyerek ve teşbihte hata olamaz diyerek; "Sen eşek olursan sırtına semer vuran çok olur." diyeceğim artık.

Yetmemiş gibi, Kelebekler Vadisi birinci derece sit alanı olmaktan çıkarılıyor. Tıpkı Ölü Deniz gibi, Uzun Göl gibi…Salda Gölü'ne millet bahçesi yapılıyor

Bir türlü hızlarını alamadılar.

Bugün biz nasıl bin yıllar öncesini yazıp söylüyorsak, belki bin yıllar sonra da bizi hiç de olumlu olmayan cümlelerle yazacak ve söyleyecekler, lanetle anacaklar. Belki de artık ağaç diye bir canlı türü olmadığı için, hiçbir şey diyemeyecekler. Kim bilir!..

Related Posts

Leave Comments