Eski Yazı, Yeni Gündem...
Sayın Devlet büyüklerimiz her zaman olduğu gibi son günlerde de siyasi deha ve merhamet duygularının nasıl büyük bir orantı ile birbirlerine alakadar olduklarını hepimize tekrar ispatladılar!
Evet,
söz konusu müstakbel 3 milyon yeni vatandaşmız...
Nurtopu gibi 3 milyon nitelikli, yeni vatandaşımız daha olmasına ramak kala,
ve gündemde bu vatandaşlarımıza TOKİ'den ev hediye edilmesi tartışılırken aklıma geçen senenin Mart ayında yazdığım şu satırlar geldi:
____________________________
YENİ TÜRKİYE'DE İKİ YENİ EVLİ ÇİFT!
Sene 2011!
Daha 4 yıl evvel...
Yani AKP İktidarda,
Açılım tıkır tıkır işliyor!
Hakkari Çukurca'da Jandarma Er Kemal Demir karakolun nöbetini tutuyor.
Vakit gece yarısı. PKK Karakola saldırıyor.
İlk hedef aldıkları nöbetteki asker, yani Kemal Demir.
Roketle saldırıyorlar.
Nizamiyeye 50 roket atıyorlar. Şarapnel parçası Kemal Demir'in başına isabet ediyor.
Kafatası dağalıyor.
Sonra Karakola giriyorlar. 24 şehidimiz var!
'Hadi canım ordan... Yalandır!
Analar ağlamıyor ya...'
değil mi?
Değil maalesef!
Doğru bazı itlerin anaları ağlamıyor! 24 vatan evladının anası ağlıyor ama...
Saldırıdan bir Kemal Demir ve bir de Uzman Çavuş sağ kurtuluyorlar. Doktorlar kafatası yerine plastik parça takıyorlar. Kemal Demir'in sağ tarafı bir müddet felç kalıyor. Ama sonra durumu iyileşiyor. Yine de kafasına darbe almaması veya bir şeyin sertçe değmemesi gerekiyor. Yaşadığı travmadan dolayı psikolojik destek almamış.
Kendisi ruh halini şöyle tarif ediyor:
'Gece sabah kadar uyuyamıyorum. Vurulduğumdan beri uyku nedir bilmiyorum. Sürekli kabus görüyorum. Tam olarak uyuyamıyorum, hep uykum bölünüyor.'
Sonra memleketi İzmit'e geri dönüyor Kemal Demir.
Gazilikten iş hakkı var ama ataması hala gerçekleşmemiş.
Bir de Gazi maaşı var.
Geçen sene evlenmiş.
Abisinin yanında kalıyorlar.
Evlenince bir ev yapmak istemiş.
Belediye başkanı mahallelerine gelerek mahalleliyi toplamış Mahalle halkının önünde mahallenin imara açılacağı sözü vermiş.
Ruhsat vereceğini kendi ağızıyla söylemiş.
Bunun üzerine ev yapmaya başlamışlar.
Gazi maaşından taksidi kesilmek üzere 48bin TL kredi çekmiş.
Geçen ay İzmit Belediyesi mahalleye gelmiş.
Evi yıkmak için.
Mahalleli her ne kadar karşı koysa da kimse engelleyemiyor. Karşılarında polis var.
Kemal Demir kafasından darbe almaması gerekse de karşı koymaya çalışmış.
Nafile.
Şimdi 'Hakkımı helal etmiyorum.' diyor.
_______
Tarih 19 Mart 2015
Şanlı Urfa Siverek'te bir düğüne davetli olmasına rağmen gidemeyen Başbakan Davutoğlu bizzat evlenen çifte telefon açarak tebrik ediyor ve danışmanıyla altın bilezik gönderiyor.
Damat PKK'ya katılmış.
Sonra IŞİD'le dalaşırken yaralanmış.
Türkiye'ye gelmiş.
Şanlıurfa'da tedavi edilmiş.
Ailesinin yanına dönmüş!
Nikah şahidi AKP'li Milletvekili Zeynep Karahan Uslu!
Zeynep Karahan Uslu
"RAMAZAN KARDEŞİMİZ ÇÖZÜM SÜRECİNİN SEMBOLÜ OLACAK"
demiş.
Onca sene 'faşist Türkiye' tarafından baskı gördüğü için 'kendi dilini konuşamayan' damadın anası nedense Türkçe bilmiyor.
'Dağda ve cezaevinde bulunanlara çözüm bulunmasını' istemiş Başbakan'dan.
Söylediklerini Uslu tercüme ediyor Başbakan'a.
_______
Bazılarının anası ağlamıyor.
Bizim anamızı ağlatıyorlar!
İşte Yeni Türkiye'nin iki yeni çifti!
Mehmet Alp
Mart 2015
____________________________
Evet bu yazıyı gündemimizle alakadar bulduğum için payalaşmayı düşünürken, ben o satırları yazdıktan sonra konunun daha devam ettiğini gördüm.
Meğer gazimizin evide dahil 3 hanenin evini 'kanuna kaçak yapılaşma' olduğu gerekçesiyle yıkan Belediye imarda 'okul alanı' diye görünen bir arsayı yıllarca kendisine 72bin TL bağış yapan bir şirketin otokiralama işi için kullanmasına göz yumuyormuş.
Bunu okuduktan sonra derin bir nefes alıp düşündüm...
Bu memleketin nasıl bir hale geldiğini düşündüm;
Her fırsatta, dinden imandan dem vuran hükümetin sağlığını, arkadaşlarını ve hayatını bu vatana feda etmiş bir gaziye neleri layık gördüğünü düşündüm...
Türkmen soydaşlarımızın üstüne bomba yağdıran pilotun ailesine ev hediye etmeye kalkan belediye başkanını düşündüm,
Suriye'den gelen öz soydaşlarımıza sahip çıkmayanları düşündüm,
Tanışmakla gurur duyduğum, kendi özel çabaları ile bu soydaşlarımıza yardım edebilmek için gece gündüz harıl harıl çalışan arkadaşlarımı düşündüm,...
Ben bunları söyleyince her taraftan bana sayanları düşündüm...
Yani uzun lafın kısası; ne kadar kirlendiğimizi düşündüm...
Ve öz gazisine bu davranışı layık gören bir ülkenin vatandaşı olmak isteyen Suriyelileri düşündüm....