1 NİSAN SABAHI

Hava güzel, sıcacık, martın ne yapacağı belli olmayan günleri bitmiş. Gökyüzü masmavi, badem ağaçları çiçek açmış pembe pembe; bazıları, tomurcuğa durmuş. Balkonumdaki çiçekler daha bir güzel sanki. Bahar şarkıları söylemek geldi içimden. "Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum, Yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar?" Sanırım bugün böyle olduğum için geldi bahar. "Çık dolaş biraz" dedim ken...

Devamını Oku

GÖLCÜK, VAN, ANTAKYA ve DİĞERLERİ

Ne kadar acı değil mi? Saya saya bitiremeyip de "ve diğerleri" diyerek toparlamak. Van depreminin simgesi bir Yunus vardı, hatırladınız mı? Hani babasından habersiz bir yere gitmişti de göçük altından çıkarıldığında "Saat kaç, n'olur babama söylemeyin; babam çok kızar." demiş, kısa bir süre sonra hayatını kaybetmişti. İşte o Yunus'un çerçeveli fotoğrafını dönemin başbakanına armağan etmi...

Devamını Oku

GELSİN YENİ YIL, BİLDİĞİ GİBİ

Dışarı çıkmadan pencereden bakınca sanki Güney Yarım Küre'de yeni yıla girecekmişsiniz gibi geliyor insana. Gökyüzü masmavi, güneş bütün güzelliğiyle parlıyor, öbek öbek pamuk yığınları gibi bulutlar... Hayatın bana kazandırdığı öğretilerden birini doğruluyor pencereden baktığımda gördüklerim. "Hiçbir şey dışardan göründüğü gibi değildir." Ben kış yeni yıllarının çocuğuyum. Yeni yılı kar...

Devamını Oku

FENOMEN

Fenomen: Fransızca kökenli, TDK'deki sözlük anlamına göre; tek kelimeyle ifade edersek "olay, olgu" başka bir deyişle ise "görüngü." Görünen, göz önünde olan. İnsanlardan bahsederken "fenomen" kelimesi kullanılır mı? Yan anlam yüklenerek belki. Dil bilimci değilim, yanlış bir şey söylemek istemem. Sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle günümüzde yüklenen anlamı ise herhangi bir sosyal med...

Devamını Oku

EBEDİYEN CUMHURİYET!

"Bir gemi yanaştı Samsun'a sabaha karşı, Selam durdu kayığı çaparı takası, Selam durdu tayfası!" diyordu şair. Ve Mustafa Kemal; "Ben 19 Mayıs'ta doğdum." Demişti. İşte o gün, cumhuriyetin temellerini atmıştı kafasında. Sakarya'da, Dumlupınar'da, Kocatepe'de, "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, İLERİ!" dediğinde, yolunu aydınlatmıştı "CUMHURİYET!" fikri. Mecliste: "Efendiler, yarın cumh...

Devamını Oku

BİZ OSMANLI MIYIZ?

Benim annem, Osmanlı tarihine çok meraklıydı. 36 padişahın adlarını sırasını, annelerini babalarını, şecerelerini bilirdi. İlkokuldayken öğretmenimiz bize küçük siyah ciltli "Osmanlı Padişahları"nın kısa özgeçmişlerinin anlatıldığı bir kitap getirtmişti. Ben mecburiyetten, annem meraktan birlikte okurduk. Benim o kitapla işim bitince annem yine okumaya devam etti. Bize uzun kış gecelerin...

Devamını Oku

ÖLMEYE YATMAK

Bu platformda, bende iz bırakan, hayata dair görüş ve düşüncelerimi zenginleştiren, değiştiren ve geliştiren bazı kitapları hem kendim için hem de benimle birlikte bir kişiye bile bir şeyler katarsa, okumadıysa okumak isterse; diye düşünerek paylaşıyorum. Ne de olsa söz uçar, yazı kalır. Benden farklı düşünüyorsa bir de bu açıdan bakar. Ben de öyle yapıyorum çünkü. Adalet Ağaoğlu, uzun y...

Devamını Oku

KAMUTAY-SAYLAV

Bazıları sayılarla uğraşmayı sever, bazıları şekillerle. Kimileri çiçeklerle böceklerle… Herkesin bir ilgi alanı vardır işte. Sayılarla uğraşan bir öğrencim vardı. Üçüncü sınıftayken, üç basamaklı sayılarla iki basamaklı sayıları 3, 2 daha 5 eder; der gibi çarpardı. Bunu nasıl başardığını sorduğumda; "Nasıl yaptığımı bilmiyorum ama geceleri uyumadan önce sayıları düşünüyorum." demişti. D...

Devamını Oku

YORGAN GİTTİ AMA KAVGA BİTMEDİ

Nasrettin Hoca'nın "Yorgan gitti, kavga bitti" fıkrası vardır. Hoca bir kış gecesi kavga sesleriyle uyanır, soğuk olduğu için yorgana sarınır dışarı çıkar. Kayıtsız kalamaz, yorganı bir kenara bırakır, kavga edenleri ayırmaya çalışır. O arada kavga edenlerden birisi yorganı alır kaçar. Dolayısıyla kavga sona erer, hoca içeri yorgansız girer. Hanımı sorar, yorgan nerede? diye. Hoca: "Yorg...

Devamını Oku

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin