By Mehmet Soral on Cuma, 20 Temmuz 2018
Category: Öykü

AYNI MAHALLENİN ÇOCUKLARI

Aynı mahallede büyüdüler. Birbirlerinden öğrendikleri çok şey oldu. Manavın meyve sandığından elma aşırma, komşu çocuğun bisikletini arka bahçeden habersizce götürüp satmak veya diğer çocukların yerde dizili misketlerini kapıp kaçmak gibi suç ortaklıkları da olmuştu.

...
Günlerden bir gün, gecenin geç bir vaktinde iki kankadan birisi diğerini, komşunun bahçesinde görüyor. Aklına ilk gelen; elinin uzun oluşuydu ve o gece elbette hırsızlık amacıyla o eve girebileceğiydi.
...
Sokağa indi, müsait bir yere sindi ve takibe başladı. Birkaç dakika sonra yanılmadığını fark etti; tahmin ettiği kişiydi. İcraatına başlamak üzere, levye ile kanırttığı pencereden içeri girdiğini gördü.
...
Üç beş dakika içinde operasyonunu tamamlayan hırsızı; bahçe duvarından sokağa atlamak üzereyken; saklandığı yerden fırlayarak, olanca gücü ile hırsızın üzerine abandı ve elindeki altınları alarak diğer yan bahçeye attı.
...
Hem hırsızın üzerine olanca gücü ile abanırken; aynı zamanda kaçmasına mani oluyor, bir taraftan da "Mahallede hırsız var" diyerek, yeri göğü inletiyordu.
...
Tüm mahalleli sokağa dökülüp, hırsızı linç etmeye çalışırken; aynı zamanda hırsızı yakalayan "Kahramanımızın" ismini konuşuyor, takdirlerini ifade ediyorlardı. ''Gördünüz mü; mahallemizin hırsızı içimizden birisiymiş'' şaşkınlığı ile kendi aralarında fısıldaşıyorlardı.
...
Hırsızı polis aldı götürdü. Mahalleli evlerine dağılarak, kaldıkları yerden uykularına devam ettiler; "Kahramanımız" ise yan bahçeye atmış olduğu altınları bir süre sonra gidip aldı ve o da çekip, gitti.
...
"Kahramanımız'' altınları bozdurup bozdurup harcarken, altınları çalınan ailenin ise evlerinde olup, bitenlerden; hiç bir şeyden haberleri yoktu; zira onlar sokağa bağırtılar üzerine çıkmışlardı.
...
Kim bilir ne kahramanlarımız var, onları bize sahtekar bellettiler; kim bilir ne kadar sahtekarlarımız var, onları bize kahraman bellettiler.

Mehmet Soral
soralmehmet{a}hotmail.com

Related Posts

Leave Comments