Oğuzam
Türk menem
Bayatlardan Türkmenem
Damarlarındaki asil kan
Aslına çektiğin ırk menem
Yaprağın asılı dallar
Gövdeni taşıyan kök menem
Yolunu gözleyen yar
Aşkınla çarpan yürek menem
Can içre canan bilmişem
Gavim gardaş, nerdesen...
Oğuzam diye başlayan bu ağıt bizim, Türk'ün yüceliğini anlatan destanlarımız kadar, mazlum ağıtlarımız da var ...
Göçümüz bir başka destan, bir başka ağıt ! Türkistan'da Kürşad'ımız, Anadolu'da Osman'ımız, Mustafa Kemâl'imiz bugünler de çok kullandığımız sloganlaşan şu cümleyi manâsını yaşayarak haykırdılar;
" Biz bitti demeden bitmez ! "
Hamdolsun bitmedik, bitmeyeceğiz... Ama, fakat, lâkinlerimiz çoktur bizim. Ama bitmediğimiz kadar da bittik !
İşkenceler, sürgünler, katliamlar, soykırımlar, adaletsizlikler hepsini yaşadık, dünyanın bir ucundan diğer ucuna her birimiz ayrı cefa çekerken, birbirimizden bir haberiz, işte bu yüzden, birbirimize sırt çevirdiğimiz için bittik ve tekrar yönümüzü birbirimize çevireceğimize inananlarımızın varlığı ile de bitmedik !
Anadolu denen ulu topraklarda büyük mücadeleler verdik, büyük zaferler de kazandık ama gelin görün ki bu topraklar hiç bir zaman gerçek sahibine sefa sürdürmedi. Bu bazen düşman tarafından bazen devlet tarafından oldu, Türk hakkını alamadı bu topraklarda, hâlâ da alamıyor ! Önceki devletimiz Osmanlı İmparatorluğu döneminde bir deyiş dolanırdı dillerde;
Şalvarı şaltak Osmanlı Eğeri kaltak Osmanlı Eken de yok, biçen de yok Yemeğe ortak Osmanlı !
O dönemin emekçi, ekmeğini topraktan çıkaran Anadolu Türkmen'inin devlete gereğinden fazla vergi ödemesine edebi bir dille isyanıydı bu deyiş ! Savaşlardan, mücadeleler den gram şikayet etmeyen Türk, hakkının yenmesine böyle bir deyişle isyan etmişti ! Sadece bu değil devşirmelerin devlet yönetmesine itiraz eden tarihe Celâliler İsyanı olarak geçen yiğit isyanı da biz yaptık, Milli Mücadeleyi de biz yaptık ! İkisi de isyan, Türk'ün hakkını gasp edene isyan haktır şiarıyla hakkımızı savunduk... Bir isyan daha olacak ve Anadolu Turan'ın kurucu unsuru olarak tarihe bir kez daha geçecek buna imân ediyoruz...
Kırım Türk'ünün çilesi sürgün oldu, ilk başta devletimizi yitirmekle sürgüne yolladılar, sonrasında 18 Mayıs olayı zaten hepimizin malûmu üzere gerçekleşti. Bunca çileye rağmen yılmadık, inandık, başaracağız ! Bizim çilemiz Turan ülkesinin umut gözyaşıdır ...