By Mustafa Üçgül on Perşembe, 02 Mart 2017
Category: Öykü

HASTAYA İYİLEŞECEKSİN DİYE ZEHİR SUNUYORLAR..

Türkiye Cumhuriyeti'nin güvenliği, Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne bağlıdır...

Türk devletinin yönetiminde bulunan irade, Irak ve Suriye'nin parçalanmasına yardım eden politikalar uygulayarak aslında Türk devletinin bütünlüğünü tehlikeye atmaktadır. Barzani paçavrasını Türkiye de göndere çekmek, tüm dünyaya böyle bir devleti tanıyorum demektir…

Böyle bir devleti tanımak ise, kendi yüreğine kurşun sıkmaktır...Böyle bir devleti tanımak ise, Türk devletinin bekasını tehlikeye atmaktır…Ülkeyi 16 yıldan beri yöneten zihniyet, her icraatı ile ülke çıkarlarını korumak yerine, emperyal projelerin uygulayıcısı olmuş, her icraatı ile Türk devletinin varlığını tehlikeli mecralara sürükleyerek, beka sorunu yaşar hale getirmiştir.

Hakim oldukları medya gücüyle yaratılan algı operasyonları ile toplum akıl tutulmasına uğratılmış, sert politik eylemlerle, farklı siyasi kulvardakiler birbirlerine kulaklarını tıkayarak, karşısındakini dinlemez olmuş, hatta birbirlerini düşman görmeye başlamıştır. Bu durumdan istifade ederek taraftarlarını bloke etmeyi başaranlar, aldattıkları büyük bir kitleyi, icraatlarının ve uyguladıkları hainane politikarının hem doğru biçimde anlaşılmasını perdelemiş hem de, bu hainane işlerin sanki onun lehine, faydasına yapılıyormuş gibi tersinden bir algı ile desteklenmesini sağlamış, hatta körü kürüne alkışlattıracak bir vasat oluşturmuşlardır.

16 Nisan da yapılacak anayasa referandumuyla, yaşadığımız fiili duruma (kanunsuz, hukuksuz, anayasal endişelerden uzak ve anayasanın çizdiği bütün sınırlar aşılarak, meclis ve hükümet devre dışı bırakılarak, ülke yönetimi tek bir iradeye teslim edilerek, keyfi, kanun hükmün de kararnamelerle uygulanan bir yönetim erk'i) kılıf hazırlayacak bir tehlikeli duruma meşruiyet kazandırmak istenmektedir.

Bu yapıya ve yönetim biçimine, bu tehlikeli gidişe en fazla hassasiyet göstererek karşı çıkması gereken MHP yönetimi ise mevcuda ve yapılanlara başlangıçta karşı görünüyormuş gibi görünerek muhalefet yapıyormuş gibi davranmaktayken, son kulvarda, aslında sakladığı gerçek yapısını ortaya koyarak bu en tehlikeli süreçte taban ve fikriyatını inkar edecek bir davranış biçimi göstererek, bu haince oluşuma canhıraş destek olmakta, hatta iktidar sahiplerinden bile önde koşmaktadır.Bu durum aslında göstermektedir ki, Türk siyaseti gerçek bir vesayet altındadır. 

En milli bir siyasi yapı bile, sistem ve MİT'in, dolayısı ile muarızlarımızın kontrolünde ise Türkiye'nin işi zordur. Ancak bu durumun aşikar biçimde ortaya çıkmış olması önümüzde ki süreçte artık kaçınılmaz biçimde yeniden başlayacak olan yeni siyasal sürecin, yeni yapılanmaların daha dikkatli yapılanmasını getirecektir umudunu taşıyorum.

Hala ülkeyi bu duruma getirmiş olan politikacılara güvenmek, 16 nisan da evet demek ise, kurtuluyorum sanıp zehir içmektir...

Vesselam…

Leave Comments