By Hülya Özmen on Cuma, 21 Ekim 2016
Category: Öykü

Ve herkesin derdi kendine ağır Gerisinin dili lal, kulağı sağır.

Bazen yazı yazmaya gerek duymaz insan bir fotoğraf karşısında.

Kimi zamanbir fotoğraf karesine kitaplar dolusu dizeler yazarken kimi zaman gerçeği, kimi zaman hayallerinizi, kimi zaman hikayeleri bir kareye sığdırmaya çalışırsınız.

Bu yazıyı yazma kararını verdiren 3.5 yaşındaki bir bebeğe ''parasızlık yüzünden kadına gidemeyen''bir ruh hastası, bir vicdansız, bir katil olsa da, bir fotoğraf karesini sizlerle okumak istedim sadece…

Uzun zamandır bir biyografi üzerinde çalışıyorum. Kısmet olur da çıkarabilirsem eğer pedofili'den kurtulan bir kız çocuğunun yaşamını da yakından incelemiş olacağız. Resmi ilk gördüğümde daha birkaç gün önce kitabın bir bölümüne alıntıladığım şu konuşma aklıma geldi.

'' -Polyannacılık nedir tam olarak o zaman?

- Hani üvey babanın bacaklarının arasındaki 150 gram etten kaçıp kurtulduğunu söylemiştin ya,öz babasının bacaklarının arasında ki 150 gr etten kurtulamayan çocuğun karşısında senin buna şükretme halindir''

Pedofili suçtur ve savunulacak hiç bir yanı yoktur. Aklı dengesi yerinde olmayan, ''alkollüydüm, ne yaptığımı bilmiyordum. Hatırlamıyorum'' diyen vicdansızların bu durumdayken bacaklarının arasındaki 150 gr eti nereye nasıl uyduracaklarınınasıl akıl ettiklerini akıl edemeyecek kadar şuursuzum şu anda.

Irmak bebek ne ilk olacak ne de son…

Bir fotoğraf karesine sığdırılmış tüm konu; üzerinde babasının, dedesinin, amcasının, dayısının, kardeşinin onlar olmadı saydıklarımın arkadaşlarının, hiçbiri olmadı karşı komşusunun kocasının, mahallesindeki esnafın elleri var o bedende…

Uzak da aramaya gerek yok, onlar hep en yakındalar.

Pedofiliden kurtulamamış bir bedenin akıl sağlığını korumaya çalıştıkları da hep en yakınındakiler; Annesinin, teyzesinin, anneannesinin, babaannesinin, halasının ''yalan söylemeeeeee'' baskılarıyla da mücadele etmek zorunda o beden…

Bununla bitmiyor;

Adli tıp'da daha önce hiç görmediği ''çatal'' denen o sandalyemsi yatağın üzerine yatıp bekaret testi yapıldıktan sonra eğer sınıfı geçtiysen mutlusun.Aksi takdirde bacağının arasındaki o 150 gr'lık eti kaldırmaya neden olduğun o amcaların yakınları vepolis amcalara kendini anlatmak zorundasın.

''Üvey babam gece yatağıma geldi, çıplaktı. Altında kilodu falan yoktu. Evden kaçtım''

Anahtar kelime üvey babanın ya da diğerlerinin altının çıplaklığı, yatağa falan geldiği değil, ''evden kaçdığınızdır''

Pedofiliyi sayfalar dolusu yazsak az,

Pedofiliye sayfalar dolusu küfretsek az,

Her pedofili haberinde pedofiliyle büyüyen çocukların tekrar aynı zamanları yaşadığını, her beden de bir daha kahrolduklarını, bedenlerine uzanan o ellerin tekrar tekrar bedenlerinde dolaştığı gerçeğini kavrayamayacaksınız… Eğer katledildiyseniz şanslısınız bu durumda…

Pedofili suçuyla cezaevlerine gönderdiğiniz o vicdansızları Adaletine güvenmediğim için, 2 yıl sonra tekrar özgür kalacakları ihtimaline karşın cezaevindeki amcalara havale etmekten başka yol bırakmayan;

Siyasilere,

Hukukçulara,

Topluma,

Söyleyecek hiç bir sözüm de yok…

Müge Anlı'ya yine teşekkür...

Hülya Özmen 

Related Posts

Leave Comments