Gür idi bir zaman; yemyeşil, koyu
Şahsımı peşine takarken dağlar.
Nasıl da heybetli coşardı suyu
Bir baştan bir başa akarken dağlar.
Çocuktum yanında, öyle ki toy'dum
Dört mevsim koyduğun kurala uydum
Karşıdan beriden hep seni duydum
Sırtında naralar yakarken dağlar.
Bazen sis, dumanla gelip yan yana
Ürperti duyunca koşardım sana
Ne zaman üşüsem çıraydın bana
Ateşi, sobayı yakarken dağlar.
Zirveden zirveye boşluklar seçer
Bir başka mekâna göçerdi göçer
Sanırsın gökleri parçalar, geçer
Şimşekler misali çakarken dağlar.
Ne varsa özünde yükselen türden
Sonuca götürür tam da bu neden
Rüzgârı kendine çekerdi birden
Yerinden doğrulup kalkarken dağlar.
Siz benim Kaçkar'dan duyulan sözüm
Siz benim Maçka'dan görünen yüzüm
Bir ömrün ilmini süzerdi gözüm
Uzaktan yakından bakarken dağlar.
Engin Yeşilyurt
4 Haziran 2020