Öz gardaşım esir zalim elinde,
Vurgun yemiş beli kıpırdamıyor,
Bahsi geçmez Türk'ün bile dilinde,
Hiç kimsenin dili kıpırdamıyor.
İnsanlıktan nasip almamış Çinli,
Karar vermiş, soykırıma yeminli,
Bir çare olmalı insan zeminli,
Var, var ama pulu kıpırdamıyor.
Her gün baskı, her gün zulüm, işkence,
Uygur toprağında değişmez günce,
Allah(cc) kulu yok ki olsun güvence,
Güvendiği dalı kıpırdamıyor.
Yüreğine değer pare pare ok,
Lime lime bağrı, açık yare çok,
Ne yazık ki, elde umut, çare yok,
Beklenen sam yeli kıpırdamıyor.
Kesintisiz her gün yanıyor canı,
Darbelerden yara bere her yanı,
Anbean akıyor mübarek kanı,
Naresi yok, eli kıpırdamıyor.
Kime gitsin, dinleyen yok, duyan yok,
Duysa bile hâlinden anlayan yok,
En ufak bir yardım planlayan yok,
Tutunduğu çalı kıpırdamıyor.
Öyle zor ki gardaşımı kış görmek,
Kalbi kırık, gözü, gönlü yaş görmek,
Bağrı yanık, umutları boş görmek,
Kumda remil falı kıpırdamıyor.
Tanrı'nın sonsuzdur rahmet pınarı,
Türk'tür yeryüzünde şefkat çınarı,
Yok hiç kimse Türk'e tutsun sonarı,
Tutanın da pili kıpırdamıyor.
İsterim ki bitsin kavga, bitsin kin,
Sulh olsun cihanda, yaşansın sakın,
Lâfta herkes barışsever velâkin,
Uğraş varsa kolu kıpırdamıyor.
Mazluma muhabbet Türk'ün şiarı,
Gözü toktur, gönlü sevgi puarı,
Lâkin hiç olmadı gerçek PiaRı,
Kapısının zili kıpırdamıyor.
Hür dünyanın çatlamış ar damarı,
Hep mazluma iner zalim şamarı,
Hele Türk'e asla olmaz umarı,
Mazlum Türk ya kılı kıpırdamıyor.