Dinleyen dostlara birkaç sözüm var,
Ne parada ne de pulda gözüm var,
Ezel ebet bir tek bayrı tözüm var,
Ben büyüyemedim, yaşım büyüdü,
Ağardı saçlarım, başım büyüdü.
Gardaş durma, gel, yürü, isyanın var bin türü,
Sahip çık gerçeğine, bitsin biat kültürü,
Çık meydana hesap sor, korksun senden şer sürü,
Kalk ayağa doğrul bak, geleceğe ışık yak,
Sen ayağa kalkarsan zafer senin muhakkak.
Türk'ün tarihi dolu pek çok şeref ve şanla,
Uygarlıklar kurulmuş ilim, ahlâk, irfanla,
Nice kutlu zaferler kazanılmış imanla,
Ya Rabb! Sen koru Türk'ü, bekle, sakla, bağışla.
Bir umut, küçücük, minik bir umut,
Minnacık bir adım olmalı somut,
Vicdan sahibine gerekmez komut,
Bir sorumlu arıyorum, yok mudur?..
19 Mayıs 1919,
Öylesine bir günün değil,
Bir büyük uyanışın tarihi,
Yedi düvele karşı bir kutlu başkaldırışın,
İçeriden dışarıdan çepeçevre kuşatılmış,
Yine, yeniden seçim vakti. Yine Türk milliyetçileri paramparça, bırak paramparça olmayı, adeta düşman kardeşler gibi uzak uzak uçlara dağılmışlar. Herkesin kendi doğruları, kendi gerekçeleri var, var elbette ama sanki aynı milletin neferleri değillermiş gibi, sanki aynı acılardan gelmiyorlarmış gibi bir kaşık suda fırtına kopuyor, koparılıyor, vefasızlık baş köşeye konulmuş adam kayırmacılığı desen gırla, en acısı da hareketin kendi öz evlatlarını kendi içerisinde yabancılayıp yok eder hale gelmesi. Milletini, ülkesini candan aziz bilen insanlar olarak hem ülkemizin hem de ülkülerimizin içine düştüğü, düşürüldüğü bu içler acısı hâlin, o hâlin yarattığı çaresizliğin ve bütün bunların sonucu ağına düştüğümüz onulmaz acıların tarifi yok. Siyaset desem öküzün boynuzlarında, solda CHP sağda AKP. Aslında yok birbirinden farkları, aynı bağın gülleri onlar. Milletin umudu mu, sormayın boş yere, en iyi ihtimalle bir başka bahara.
Yeryüzünde "Küçük Tanrıcılık" oynama, Yaradan ile kulu arasına girme hadsizliğine yeltenen aklıevvellere, özellikle de din taciri zalimlere.
Ne kumpasları bitti, ne adi oyunları,
Hep bir şer odağında eğildi boyunları,
Her gün başka çayıra yayıldı koyunları,
Devir devir dediler, devrimi evirdiler,
Türkiye'nin altını üstüne çevirdiler.
Senden sonra tufan oldu yurdumda,
Zirveye dikmiştin kurt başlı tuğu,
Dağın yerle yeksan oldu yurdumda.