Cumhurbaşkanı'ndan başlayarak, aynı telden ses veren memurlarına bir gün içinde ne demişler diye baktım.
Kullandıkları sözleri, sıfatları buraya yazmaktan utandım.
Manzara iç karartıcı.
Cılız muhalefete diyecek söz yok.
Köpeksiz köye değneksiz giren iktidarımızın devirdiği çamların ise haddi hesabı yok.
Memlekete bir daha, bir daha acıdım.
Yapılanlar, edilenler karşısında en hafifinden bir şey demeliyim..
Bu durumda benim bildiğim, bana düşenhelâllik, haksızlık karşısında susmamaktır.
Helâllik deyince..
Siyasetçilerimiz kavramları da bilmiyorlar, olur olmaz yerde kullanıyorlar.
Bir kere sandık temizlemez, olsa olsa iktidar değiştirir
Devlet hayatında her kabahatin cezası olur.
Tek ceza iktidardan gitmek değildir.
Herkese karşı kanunlar ve adalet sistemi işler.
Ceza çekilse de kamu davası vicdanlarda, tarihin sayfalarında devam eder.
Özürle geçiştirilemez.
Yani, böyle bir ucuzluk, böyle bir köylü kurnazlığı dinde de, devlette olamaz.
Devlet Geleneği'ni bilen bilir, bilmeyen de tarihe yüzünden baksa göreceğibudur.
Derdimiz çok, acımız ağır.
Ama dedim ya, ağır söylemeyeyim.
En hafifinden şunu diyeyim, düşünün yeter!
19 yıllık yaz boz tahtasında görünen şu atasözümüzde söylenendir:
"Acemi marangozun talaşı tahtasından çok olur."