"Ahmak Davası"nın adını ahmaklığı anmadan edemeyiz Akıl işi gibi görünmüyor. İstanbul seçimlerini iptal eden aklın aklını nasıl anlamıyorsak bu aklı da anlayamıyoruz. Bu yol aynı yoldur. Çıkmaz yoldur. Doğru değildir ve iyiye götürmez. Bu mahkeme kararına, siyaset karıştığına inanılıyor. Yani siyasi dava ise namus gözetilmez mi? Bu, gücü yetenin mahkemeyi kullanması ise biz neye güvenece...
Tayyip Bey, "Benim sırtımda küfe var" demiş. Doğru, sırtında küfe var. Yalnız, kendisinin, bakanlarının, bürokratlarının hakikaten küfe var gibi davrandığını görmüyoruz. Küfe milletin sırtında. Yaşadığımız gerçek bu. Son haftaya baktım, içim acıdı. Ne deniyor, ne yapılıyor şaşarsınız. Bir defa ekonomisi bu halde olan bir memleketin Cumhurbaşkanı dünya kupasına gidemez. Hem de iki defa. H...
"Onu yuhlayacak, bunu alkışlayacaksın" demek felakettir. Ettiği ve edeceği bellidir: Ayrışma, kamplaşma ve düşmanlık getirir. Yıllardır tek derdi kutuplaştırmak olanlarca gerildikçe gerildik. Millet iyi ki beklenen kavgayı tam benimsemedi. Tam benimsemese de yuh ve alkış dili epeyce taban tutmuş görünüyor. Bizim halkımız ileri bir çatışmaya her şeye rağmen uzak. Her türlü tahrike, yalan ...
Çoklarının benim milletimi sevmez görünmesinin altında da Türk'ün yüceliğine duyulan haset ve kıskançlık var. Fakat İsmail Kahraman gibiler ayrı. Dediği o sözler bir sözcülük görevinin gereğidir. Dikkat edin hiçbiri "Ne diyorsun Abi?" demediler. Özellikle Tayyip Bey. En ufak bir olaya bağıran çağıran biri kendisi 30 Ağustos kutlarken bu sözleri edene acaba "Susturun şu Bakırköylük adamı"...
Memlekette temizliği, ortamı kirletenlerden biri başlatıyor. Yargı cenahından hiç duyulmamış, görülmemiş gibi yapılsa da bu temizlik süreci başlamıştır. Artık bu soygun ve yağma şebekelerinin karanlık yüzüne ışık sızmıştır. Geri dönüşü olmayan bir yoldur. 17-25 sürecinin askıya alınması kimseyi yanıltmasın! O bastırma gücü bugün ellerinde yoktur. Dört bakanın Yüce Divan'dan kurtarıldığı ...
O 1999'u hatırlıyorum. Hatırlıyoruz. Gel gör ki 23 yılda ne tedbir aldık bunu konuşmuyoruz. 20 yılda neredeyse bütün varlığımızı betona yatırdığımız halde hasarlı yapıları onarmayı düşünmedik. İş yapmayı, problem çözmeyi değil başka şeyleri düşündük. Geçmediğimiz köprüler, yollar, konmadığımız alanlar yaptık. Türkiye bunları konuşmazsa bir adım gideceği yer olmaz. Çünkü derdinin ne olduğ...
Türk Sinemasının büyük ismiydi. Birinci özelliği bu olmakla beraber, aynı zamanda doktordu, senarist ve yönetmendi. Ulaştığı seviye, şöhretine yakın seyreden nadir isimlerdendi. İyi yetişmişti. Renkli kişiliğini besleyen birikimiyle de öne çıktı. Derecesi tartışılır fakat şüphesiz entellektüel bir sanatkârdı. Onu herkes filmleriyle, canlandırdığı karakterlerle anacak. Hiç şüphe etmiyorum...
23 Nisan'ın mânâsını erbâbı hatırlatmalı. Biz daha çok çocuk bayramı gibi kutluyoruz. Öyledir. Ama öncelikle "millî hâkimiyet" bayramıdır. Sonradan "ulusal egemenlik" dediğimiz bayram. Prof. Dr. Vahdettin Engin'nin şâhâne değerlendirmesi bu manada bir hâfıza yenilemesidir ve olanı biteni anlamaya dâvettir. "23 NİSAN 1920 "TBMM 23 Nisan 1920 tarihinde açıldı. O gün başta Mustafa Kemal Paş...
Bir oruç hayal ettim. Orucun hayal ettiği orucu. Yedikçe semirenler için denecekleri uzmanları söylüyor. Devlet malı yiyenler için denecekleri halk söylemiş. Hatırlamak lazım. Hak yiyenler için de dilimizde onlarca söz ve deyim var. Dine bakarsak, üzerinde durulan iki ana konudan biri. Yaradana eş koşmayacak ve hak yemeyeceksin! Hatırlamak lazım. "Kul hakkı" yiyeni affetmeyeceğini Yarada...