Baro meselesinde fikir beyan etmek elbette bana düşmez.
Haklısınız.
Fakat, son günlerde konuşulan hukuk değildir.
Yine çokları ve özellikle iktidar mensupları kendi kamplarından karşıya hücum etme peşindeydiler.
Dikkatle takib ettim, barolarda değişiklik isteyenlerin sözlerinde hukuk kılıftan ibaretti.
Taslağa bakınca anlıyoruz ki, avukatlık mesleğinin problemleri bu değişiklik isteğinde yer almıyor.
Meseleyi doğru koyalım:
Bu bir ele geçirme savaşına benziyor.
"Benziyor" dediğime bakmayınız, ihtiyatlı konuşmayı gerektirmeyecek kadar açıktır.
Değişiklik isteyenler şöyle diyorlar:
Bu barolar muhalefet ediyorlar.
Ya kanun diyorlar, ya da olur olmaz konularda ters konuşuyorlar.
Hak hukuk diyorlar, kafa karıştırıyorlar.
Düpedüz, seçilmiş ve kabul edilmiş otoriteye ve onun tercihlerine uymuyorlar.
Biz böyle istiyoruz.
Fiyakamızı bozmaya çalışıyorlar.
Bütün ülkede racon kesmemizi frenliyorlar.
O halde biz bunların hakkından kanun diyorlarsa kanunla geliriz.
1878'den beri gelen geleneğin, dünyadaki örneklerin önemi yoktur.
Diğer, Tobb, Ticaret Odaları, Mimar Mühendis Odaları, Ziraat Odları Birliği, Türk Esnaf ve Sanatkârları Birliği gibi kuruluşların tutumlarını benimsemezsek onları da değiştiririz.
.. böyle bir hava seziliyor.
Kısadan söyleyeyim:
Bu doğru bir hava değildir.
Ancak bozar.
Barolar tam parti politikalarının güdümüne girer.
Memur sendikaları gibi olur.
Dehşet bir kamplaşma yaratır.
Hukuku ve yargıyı hepten bozar.
Düzeltilmesi de ya zaman alır ya da çok zordur.
Buna benzer uygulamaları deneyenler oldu.
Çok açık örneklerdir
Ne ülkeye ne de yapanlara yaramıştır.
Bir daha tekrar edeyim: Bu tarz çıkışlar kimseye fayda vermez.
Zararı da kesin ve açıktır.
İnşallah, hissî değil de bunlar düşünülerek karar verilir.