İktidar her zaman ve her yerde eleştirilir.
Sistem ne olursa olsun bu değişmez.
Aydın mutlaka eleştirir.
Halk da kendince eleştirir.
Sultan Süleyman'a "Kânûnî" diyen aydın ve halktır.
2. Mahmud'a "Gâvur Padişah" diyen de halktır.
Baştakiler akıllıysa bu tenkıdlerden faydalanırlar.
Değillerse çok zaman memleket sıkıntıya girer.
Totaliter rejimlerin en büyük düşmanı kendileridir.
Çünkü aykırı ses duymak istemezler.
Türkiye bu duruma düşürülmemelidir.
Bırakınız, yanlışları söyleyenler olsun.
Bırakınız, konuşsunlar.
Fikir söylemeyen, desteksiz konuşanlar da olur.
Yasaklarsanız, yalnız onların sesi duyulur.
Çünkü baskıcılık bir bataklıktır.
Orada yalnız destekçi veya bu tür karşı sivrisinekler yetişir.
Konuşulsun.
"Acaba doğru mu?" deyin ve düşünün.
Kendinize ayar vermenin bir yolu da budur.
Siyasetimizin de edebiyatımızın da, hayatımızın da en büyük ihtiyacı tenkıddir.
Tenkid zor ve büyük iştir.
Zaten eksik olduğumuz bir alandır.
Yolları açık tutmak lazımdır.
Kim eleştiriye tahammül edemeyip yolu tıkarsa, o, kendisine ve memlekete kesin zarar verir.
Hükûmet edenler ve bürokrasi konuşamaz hale gelir ve fikir söylemekten korkarsa tek kişinin verdiği karar her zaman yanlışa açılır.
O zaman yalanlar ve illüzyonlar havada uçuşur.
O anda aklına geleni, işine geleni söyleyenler çıkar.
Örnekler her gün şuradan buradan geliyor.
Bütçe sırasında Meclis'e baktınızsa demet demet geldi.
Bu kadar sahteliği bu ülke kaldıramaz.
Mesela, hiç kimse tarafından söylenmemiş bir sözü daha yeni duyduk.
"İktidara gelirlerse bizim partiyi kapatacaklarını söylediler.."
Allah Allah!
Kim dedi, nereden çıktı bu söz, kim uydurdu?
Bunu söyleyen parti başkanını kim kandırdı?
Yanlış bilgiyse niçin hala bir özür yok?
Gel de anla!
Eleştiri eksikliğinin, vehâmetin geldiği nokta budur.
O parti lideri bu sözün kendisine bir bedel getireceğini bilse dura düşüne konuşur.
Bunu tenkıd sağlar.
O parti başkanı veya başkaları kontrollü konuşurlar ve millet önünde de, tarih önünde de sıkıntılı bir duruma düşmekten kurtulurlar.
Bizim için kişiler ve partiler değil Türkiye vardır.
Bunu hiç unutmayacağız!
Devlette, kurumlarda, kişiler arasında, kendi kendimizle, içerde de dışarda da tenkıd şarttır.
Bunu âcil bir ihtiyaç gibi görmek ve düşünmek lazımdır.
Önemli not:
Bir kaç kere benzer yazılar yayınlamışım. Bu konuyu daha sık hatırlatmak lazım geldiğini her zaman düşündüm. Düşünmekten öte gerekliliğine inandım. Buradan çıkmazsak daha çok yoruluruz.