By A. Yağmur Tunalı on Perşembe, 06 Ağustos 2020
Category: Siyaset

TOPYEKÜN CEMAATLERE BÖLÜNDÜK

Cemaatler dışa kapalı.
Her manada kapalı.
Olacak iş değil mi dersiniz?
Değil ama öyle.
Memleket parsel parsel.
Cemaatler parselledi.
Yalnız kendileri iyi müslüman.
Allah adına konuşmakla kalmıyor, Allahlık taslıyorlar.
Diğerleri sapkın ve sapkınca.
Yalnız kendileri doğru yolda..
Yalnız kendileri haklı.
Dahası herşey de onların hakkı

Vereceğiniz şu hükmü ben de düşündüm:
"Bunlar başka bir dinden bahsediyorlar.
Müslümanlık başka, bunlar başka."

Bilmem farkında mıyız?
Siyaset de cemaatleşti.
Özellikle din üzerinden konuşanlar.
Aşağı yukarı aynı mantık çizgisindeler.
Diğerlerini küçümsüyorlar.
Hem de en çok din üzerinden küçümsüyorlar.
Şu veya bu cemaatten temelde farkı yok.
"Müslümanlık başka, bunlarınki de başka."

Bir başka dikkat daha:
Diğer siyasi partiler de onlara uydular.
Bir yönüyle cemaatleştiler.
Bu konuda dindar, laik-seküler farkı da azaldı.
(Çünkü din zaten paravan.
Ne dediğiniz önemli değil, ne yaptığınız ve nasıl yaptığınız önemli.)
Ne derlerse desinler ettikleri aynı:
Bizim partiden değilsen yandın.
Ayrışmanın felaketlisi böyle her koldan ilerler.
Bu noktaya doğru hızla savruluyoruz.

Burada demokrasi olmaz.
Var olan demokratik değerler de kaybedilir.
Gece toplanmalarına demokrasi nöbeti dememize bakmayınız.
Safları birlik manasında sıklaştırma şansını kaybeder gibiyiz.

Olanı biteni anlamaktan hızla uzaklaşıyoruz.
Çünkü cemaat kapalılığı bizi bırakmıyor.
Ya yuh, ya alkış.
Düşünemezisn..
Soru soramazsın.
Seslensen de sustururlar.
Veya bir gürültü kulakları sağır eder, duyulmazsın.

Hâsılı, kimse kimseyi dinlemeye anlamaya niyetli değil.
Özellikle hâkim güçler.

Esas problemimiz bana kalırsa bu.

(Bu yazıyı 5 Ağustos 2016'da yayınlamışım.
Ne değişti, nereye geldik.. demez misiniz?)

Related Posts

Leave Comments