By Nurşen Karakaş on Salı, 31 Ekim 2017
Category: Yaşam

DİGİTAL DÜNYA TANIŞIKLIĞIMIZ

1990'lı yılların ortalarındaydı, bilgisayar diye bir nesne ile tanıştım. Çalıştığım şirkette muhasebe işlerini yapmak için aldılar. Her şeyi yapıyor diye getirdiler. İş yaptırmak için ciddi uğraş verdim. Her şeyi bilen bilgisayar, bilgiyi vermeyince bir iş yapamıyordu. İlk kullandığım günlerde cihazı açıp, ekrana şaşkınca bakıp bakıp kapatma komutu verip çıkıyordum. Hala bir çok yönüyle yabancı olduğum, teknolojinin bu alanında, kısıtlı bir çerçevede çalışıyorum. O yıllarda ders aldığım ve maalesef adını unuttuğum bir eğitici hanımefendi vardı. Dersler sırasında nasıl bunalttıysam, bir başka müşterisi ile arasında geçen diyaloğu anlatmıştı. Bir konuyu zor öğrendiğimi hissettiğim zamanlarda hatırlarım. Olay aşağıya yazdığım çerçevede gelişmiş.

Akşam saati arıyan Müşteri bir beyefendi, meraklı, öğrenmeye çalışıyor.

- İyi akşamlar x hanım bilgisayarı açtım, şimdi ne yapacağım?

-İyi akşamlar. Ekran ne renk?

-Siyah

- İyi, şu komutu yazın

- Yazdım

- Şimdi ekrana gelen dosyayı gördünüz mü?

- Gördüm

- O dosyaya tıklayın

- nerden tıklayacağım?

- Fare ile o dosyanın üzerine tıklayın

- Fareyle mi? Fareyi nerden bulacağım?

- Fare dediğim Mouse, hani teslim ettiğimiz cihazlarda küçük bir cihaz vardı o. Siyah, küçük ince bir kabloyla bilgisayara bağlanan.

- Haa! Buldum.

- İyi, cihazı gezdirerek tıklayın tamam mı?

- Tıkladım

- Menü açılacak

- Şuraya tıklayın, o dosya açılınca buraya tıklayacaksınız

- x hanım!

- Efendim!

- Bundan sonra tıklayamayacağım!

- Niye?

- Masanın kenarına geldim, bi daha tıklarsam aşağıya düşeceğim!

Şaka değil, ilk telefonu orta ikinci sınıfa gittiğim yılın kışında alışveriş yaptığımız kırtasiyecide gördüm. O çağdan bu çağa geçen zaman dilimi kabaca 30 yıl. Soyut düşünme yeteneği, sağlam bilim alt yapısı bulunmayan, ilgi ve ihtiyaçların yönünü tayin etmede başarı gösteremeyen, sadece sahip olma güdüsüyle hareket eden vatandaşlarımız için mucizevi bir alan formundaki bilgisayar, internet, cep telefonu, tablet. Sosyal medya vs. bambaşka bir boyuta taşındı.

Bu gün merakımı yenemedim google hazretlerine sordum. Bana bir rapor gösterdi. Digital in 2017 Global Overview'in 2016 yılı için yaptığı raporlamaya göre; Türkiye'de internet kullanıcısı 46.280 bin, sosyal medya kullanıcısı 42 milyon, telefon vasıtası ile sosyal medya kullanıcısı 36 milyon kişi. Türkiyede ortalama günlük internet giriş sayısı 48 milyon ve internette kalış süresi sabit ve mobil cihazların toplamında 10 saat. Türkiyeli kullanıcılar Bu on saatin üçünü, sosyal medyada geçiriyor. Türkiye Bilgisayar, cep telefonu, tablet vs cihazlardan sosyal medya kullanıcılığı sıralamasında dünya ülkeleri içinde ilk 7'nin içinde imiş. Dünya sıralamasının ilk 7'si içindeki ülkem internette ne yapıyor?

İnternet ve sosyal medyanın temel vasfı iletişim. İletişim ise çok yönlü. Teknoloji sahibi, hizmet sağlayıcıların temel güdüsü kar elde etmek. Dünyanın hızlı dönüşümü digital pazarların baş döndürücü hızı onların bu beklentisini fazlası ile karşılıyor.

Kullanıcıların ticari fayda beklentisi de yadsınamayacak bir hızla artıyor. Ana başlıklarla ifade edersek; ticari amaçlı kulanımlar, sanat-kültür-spor benzeri ilgilerin paylaşımı, bilgilendirmeler, siyasal-sosyal içerikli etki alanı oluşturma gibi kurumsal amaçların dışında pozitif nitelikli kişiler arası iletişim fırsatları sağlanıyor.

Ancak bir de negatif nitelikli sonuçlar karşılaşmış bulunuyoruz. Digital iletişimi kullanan tüm ülkelerde negatif nitelikli kullanım görülmekle birlikte bizim gibi ortalama eğitim seviyesi ilköğretim 7. sınıfın ortalarındaki bir toplum için iç acıtan boyutlarda.

- Kişilerin olmadığı, olamayacağı kimliklere bürünmesi

- Bilgi altyapısını kurmadığı fikirleri savunması

- Mahremiyet alanı dediğimiz kişisel alan sınırlarının bulanıklaşması, giderek yok olması

- Her hayat olayını, önemini-gerekliliğini düşünmeksizin teşhiri

- Başka insanların hayatlarını gözleme, dikizleme

- Cinsel temalı fırsatlar arama- zorlama gibi şikayet içeren yazlı ve sözlü değerlendirmelerle sık karşılaşırız.

Sosyal medya kullanımının yaygın biçimde hayatımıza yerleşmesi farklı disiplinlerde söz sahibi olanlar tarafından tartışılır oldu. Hatta bir diyanet işleri başkanımız sosyal medya ilmihali yazılması önerisine kadar götürdü, işi. Ve dahi yazılmış! Fakat fayda etmemiş olmalı, ya da bir kısım vatandaşımızın haberi yok anlaşılan… Son haftada yakın çevremi içeren bir sayfanın niteliğini değiştirme kararı aldım. Şanslıyım sanıyorum, arkadaş ve takipçi talebim oldukça iyi. Sevinçler içindeyim. Yazdıklarım okunacak!

Hakikaten haklarını teslim etmem gereken sayıda, saygısını muhafaza eden iletiler gönderen sevgili misafirim oldu, minnettarım. Fakat %5'e yakın oranda enteresan bir kitle var ki hayretler içindeyim! Hiçbir ön denetim olmadan, okumadan, değerlendirmeden muhatap olmaya çalıştığım kişi ne söylüyor diye bakmadan bir tür dürtü bozukluğu semptomu gösteriyor. Aşağıya birkaç örnek aldım. Olumsuz davranışlarına rağmen yine de bağışlanmayı dilerim.

·Murad ile bir görüntülü sohbete cevap veremedin.Pazar 19:08

>·Merhaba

·Ömer'dan cevapsız araman var.Cuma 23:24

>·Merhaba Ben seni tanımak isdiyorum ben bekarım
>Çok ğüzelsin kız harikasin sen

>Hayırlı ğeceler
>Size tanımak istiyorum ben
>Siz kabul ederseniz

>· Mrb saygilar nursen hanim
>Ben sinama dizi oyuncusuyum

>·MERHABA
>ANTEP TEN RIZA BEN ARKADAŞLIĞA KABULUNUZ ICIN TEŞEKKÜR EDERIM PRŞ 11:40

>MERHABA MUTLU GÜNLER ARKADAŞIM PRŞ 21:58
MERHABA IYI GECELER ARKADAŞIM

>·Selamun aleykume
>Nasılsın hafendi PRŞ 15:41
>Fala inannirmisin

· Ankara'dayaşıyor PRŞ10:38
>Yunus sana el sallıyor!
>nurşen hanım arkadaşlik ısteğımı kabul ettığın için teşekkür ederım
>ilk tanişiyoz günaydın
>nasılsınız
>ıstanbulmu memleket

>nasılsınız nurşen hanim ne işlen meşkuldunuz
>Sesini Aç
>ÇİFT CAMLARDAN SES GELMİYOR..

PRŞ 15:02

>nurşen hanim
>nadılsın
>nurşen hanım

* Slm PRŞ 11:56
>Muhabbetci degilsen sil
Mobil'den Gönderildi

Tüm kullanıcılar için; alan sosyal olabilir fakat bir dereceye kadar özel alan. Etik değerler, sosyal davranış biçimleri, kültürün kabul ettiği görgü kuralları, insan hayatına saygı vs. değerler burada da geçerli. Bu alanın sosyal sapmanın denetimsiz sahası gibi kullanımından vaz geçmeli, insanlarımız.

Kişisel olarak benim çözümüm kolay. Bir engelleme butonunu kullanabiliyorum. Fakat kaygı duyduğum hadise şu ki, bu insanlar hasta veya sapkın olabilirler ve yakın çevrelerinde saygın görünümlü amca, ağabey, abla, teyze formatında yaşayan saatli bombalar halinde yaşıyor olmaları ihtimali ürpertici…

Toplumun sağlıklı işlemesi için gereken normal davranış sınırlarını aştığımızı bilmek, aile ve yakın çevrede sevgi saygı ilişkisi geliştirebilmek, Olumlu çabayla üretilen sağlıklı zeminde hayat sürdürebilmek, ileri teknoloji araçlarının kullanımını öğrenme yeteneği gösteren halkımızın bu yeteneklerini pozitif yönlü tercihe dönüştürmek, resim-görüntü merakını bir tık yükseltip bilgi istemine evrilmesini sağlamak, öğrenmeyi öğrenmek için her seviyede çok mu eğitime ihtiyacımız var?

Nurşen Karakaş

30/10/2017

Related Posts

Leave Comments