By Birkan Akpınar on Cumartesi, 14 Aralık 2019
Category: Yaşam

Ölüm her yerde ölümdür..

Yıl: 2012
Yer: Adana

Emine yirmi altı yaşındaydı. İsa altı. Kardelen ise yedi aylıktı.
Kıştı. 
Emine odun almaya gitmişti. Cebinde sadece 6 lira vardı. Yağmurdan sırılsıklam olan Emine'ye içi sızlayan oduncu bir miktar odun verdi. Odunlar ıslanmıştı. Yanmadı. Yanmadı odunlar.
Emine çaresizdi. Emine saç kurutma makinesini İsa'nın eline tutuşturmuş diğer odaya geçmişti.
Salıncak demirine astı kendini. Emine öldü. İsa kaldı. Kardelen kaldı. 
Emine anneyi, İsa'yı ve Kardelen'i hatırladınız mı?

Yıl: 2014
Yer: Van

Muharrem üç yaşında. Ateşler içinde. Kar yolları kapatmış. Muharrem gidemedi hastaneye. Muharrem öldü. Babası oğlunun cansız bedenini bir çuvalın içerisine koydu.
Sırtladı çuvalı, karları yara yara yürüdü. 
Muharrem bebeği hatırladınız mı? 

Yıl: 2016
Yer: Kütahya

Döndü anne evde bulunan üç ve altı yaşlarında olan iki çocuğunun üzerine kapıyı kilitleyip ev temizliğine gitti. Yangın çıktı evde. Çocuklar öldü. Yanarak öldüler. 
Anne eve geldi. Ev yanmış. Çocuklar yanmış. Onlar aç kalmasın diye gittim dedi. Onlar aç kalmasın diye.
Döndü anneyi hatırladınız mı?

Yıl: 2019
Yer: Kırıkkale

Emine otuz sekiz yaşındaydı. Kızı ise sekiz. Dört yıl önce boşandığı eski eşi tarafından kızının yanında öldürüldü Emine.
Emine ölmek istemiyorum dedi. Kızı anne lütfen ölme diye feryat etti. Emine öldü. Kızı kaldı. 
Anne lütfen ölme diyen kızı hatırladınız mı?

___

ve burada yazılmayan, her gün bir yenisi gerçekleşen ölümleri hatırladınız mı?

Ekranlardan çığlıklar yükseliyor.
Ekran kararıyor. Ekran kapanıyor. Hayat devam ediyor değil mi?

Hiçbir şey öğrenmiyoruz. Oysa ölümün her türlüsü kötü, bilmiyoruz bunu. Susarak izliyoruz.
Kırmızı ışıkta duran bir araba gibiyiz.

Işık kırmızı yandığında, bir ölüm haberi duyduğunuzda kanımız donuyor değil mi?
Kalbimiz sıkışıyor, nefesimiz daralıyor, gözlerimiz doluyor, küfürler ediyoruz değil mi?

Sonra yeşil ışık yanıyor. Gaza basıyoruz. UNUTUYORUZ. Susarak izliyoruz. Oysa ölümün her türlüsü kötü, bilmiyoruz bunu.
Kaçtığımızı uzaklara gittiğimizi düşünüyoruz. Kaçmak için attığımız her adımda biraz daha derine batıyoruz.

Hiçbir savaşın, hiçbir ölümün haklı sebebi olamaz. Suç ve ceza olarak temellendirmekle sorunların çözülmediğinin farkındasınız değil mi? Hiçbir ölüm kader kavramını öne sürerek basitleştirilemez. 

Sevginin bir gün mutlaka kaz​anacağı umuduyla..

Related Posts

Leave Comments